Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerektiğini kaydeden Öztürk, sahurda sadece su içmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
Özellikle sahur konusunda ciddi uyarılarda bulunan Öztürk, Ramazan ayında açlığın yaklaşık 18 saate çıktığını bunun da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve günün daha verimsiz geçmesine neden olduğunu belirterek, mutlaka sahura kalkılmasını ve sahur yemeğinde yumurta, peynir, süt, yoğurt gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğünün tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru baklagiller ve bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesinin faydalı olabileceğini, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması gerektiğini kaydeden Öztürk, oruç tutanlar için beslenme önerilerini 13 madde halinde sıraladı.
Dr. Öztürk’ün önerileri şu şekilde: Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Kafein içeren içecekler yerine süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.
Susanmamış bile olunsa iftar ve sahur arasında sık sık su içilmelidir. İftara, peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine tam buğday ekmeği, bulgur pilavı ve kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir.
İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir. Hızlı yemekten kaçınılmalı, yemekler yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır. Ramazan ayında yemeklerin pişirilme yöntemleri de çok önemlidir.
Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir. Günlerin uzun olması avantajından yararlanarak iftardan 2 saat sonra hafif tempolu yürüyüş yapılarak sindirime yardımcı olunabilir.”
İHA