“Orucu uykuya tutturmayın” diyen Tatlıdede, zamanın çabuk geçmesi için geç saatlere kadar uyuma, hareket azalması, fazla acıkmadan rahat bir gün geçirme isteğinin metabolizma hızının daha da yavaşlamasına sebep olduğunu belirterek, Ramazan’da kilo alma riskini en aza indirebilmek için günlük aktiviteye dikkat edilmesinin önemini vurguladı.
Diyetisyen N. Damla Tatlıdede, Ramazan ayını sağlıklı şekilde yaşayabilmenin püf noktalarını anlatırken, beslenme düzeninin tamamen değiştiği bu dönemde besin tüketimini, iftar ve sahur olarak 2 öğüne sıkıştırılmamasını istedi. İki öğüne fazla yüklenilmeden iftar sonrası meyve, süt, yoğurt gibi besinler, bitkisel çaylardan oluşan küçük öğünlerin tercih edilmesini tavsiye eden Tatlıdede, “Ramazan ayını zayıflamak için fırsat olarak görerek yalnızca iftarda bir şeyler tüketmek, sahura kalkmadan oruç tutmak, bilinenin aksine kilo vermek yerine kilo bile aldırabilir.
Vücut, yeterince besin alınamadığı durumlarda az ile yetinmeye başlamakta; bir bakıma kendini kıtlıkta gibi algılayıp, iftarda biraz fazla kaçırıldığında ise depolama yoluna başvurmaktadır. Ayrıca, metabolizma hızının Ramazan ayında yavaşlaması, iftar ve sahur vakitlerinin günün daha az hareket edilen zamanlarına denk gelmesi ve kan şekeri düşüşüne bağlı olarak tatlı isteğinin artması ve yetersiz su tüketimi genellikle bu dönemde ağırlık artışına neden olmaktadır.” dedi.
İFTARDA HIZLI YEMENİN ZARARLARI
İftarda aşırı ve hızlı yemenin, hormonların da hızlı salgılanmasına, ani tansiyon yükselmesine neden olabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Tatlıdede, uyarılarını şöyle sürdürdü: “Başta hipertansiyon hastaları olmak üzere tansiyondaki ani dalgalanmalara yol açmamak için iftardaki besinlerin yavaş tüketiminde fayda vardır. Günlük enerji harcamasının azalması ve zamanın çabuk geçmesi için geç saatlere kadar uyumak, hareket durumunun azalması, oruç tutarken çok fazla acıkmadan rahat bir gün geçirme isteği metabolizma hızının daha da yavaşlamasına sebep olur. Ramazan’da kilo alma riskini en aza indirebilmek için günlük aktiviteye dikkat edilmelidir. Ramazan ayında metabolizma hızının yavaşlamasına bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için posa oranı yüksek besinler tercih edilmeli, soyulmadan yenilebilen sebze ve meyveler mümkünse kabuklarıyla tüketilmeli, iftar ile sahur arasında sıvı tüketimi konusunda dikkatli olunmalıdır. Sahur ve iftarda hoşaf veya komposto tüketiminin sindirim sistemini hareketlendirmeye olumlu etkileri vardır. Ayrıca, çorbalara kepek eklemek ya da yoğurda karıştırılacak keten tohumu olası kabızlığın önlenmesinde faydalı olacaktır. Ramazan’da gün boyu aç kalınacağı için yatmadan aşırı yemek yerine, sahura kalkmak çok daha sağlıklı olacaktır. Sahura kalkılmadığı takdirde açlık süresi ortalama 19-20 saate çıkmaktadır. Bu durumda kan şekeri günün daha erken saatlerinde düşmekte ve kişinin veriminin ve tahammülünün azalmasına yol açmaktadır. Bu yüzden mutlaka sahura kalkılmalı ve ağır yemekler yerine süt, yumurta, peynir, zeytin, tam tahıllı ekmek gibi alternatiflerden oluşan kahvaltı tercih edilmelidir.”
“ÇORBA İLE BAŞLAYIP 15 DAKİKA ARA VERİLMELİ”
Tatlıdede, uzun bir açlık sonrası, iftara mümkünse, 1 kase çorba ile başlayarak 15 dakika yemeğe ara verilmesi, ardından ana yemeklere devam edilmesini önererek, “Etli veya etsiz sebze yemekleri, tam tahıllı ekmek, kurubaklagil yemekleri, yoğurt, ayran, cacık, salata, meyve gibi lif oranı yüksek alternatiflerden oluşan bir iftar yemeğinin sindirimi de daha kolay olacaktır. Besinler çok iyi çiğnenmeli, yavaş yenilmelidir. Daha hafif ve sağlıklı olması için yiyecekler kızartma ve kavurma yerine; haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlanmalıdır. Şerbetli tatlılar yerine güllaç, sütlaç, puding, komposto, limonata, hoşaf, kabak tatlısı gibi sütlü, meyveli tatlılar veya meyve salataları tercih edilmelidir.” diye konuştu.
KAN ŞEKERİNDE ANİ DALGALANMA
Rafine şeker içeren besinlerin tüketiminin kan şekerinde ani bir dalgalanmaya neden olduğunu vurgulayan Tatlıdede, “Kan şekerini çok hızlı bir şekilde yükselttikleri için hızlı bir şekilde de düşmesine ve ani bir şekilde açlık hissinin oluşmasına sebebiyet verirler. Bunun yanında tarçın kullanımı kan şekerinin dengelenmesine ve dolayısıyla tatlı isteğinin de azalmasına yardımcı olacaktır. Zayıflama diyetine devam eden bireylerin kilo verme durumunda Ramazan ayında bir yavaşlama görülebilir. Bu durum, kişiyi endişeye düşürmemelidir. Metabolizmanın yavaşlamasına bağlı kilo vermedeki yavaşlama normal kabul edilmeli, kilo almadan bu süreci atlatmanın bile kar sayılabileceği unutulmamalıdır.” bilgilerini verdi.
Habertürk