İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları” isimli araştırmanın sonuçlarını santralistanbul Kampüsü’nde düzenlediği toplantıda açıkladı. Proje koordinatörü İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Emre Erdoğan, BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan-Semerci ve Marshall Fonu (GMF-German Marshall Fund) Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı’nın katıldığı etkinlikte araştırma sonuçları tartışıldı. Marshall Fonu’nun (GMF-German Marshall Fund) bir projesi olan Karadeniz İşbirliği Fonu’nun (BST-Black Sea Cooperation Trust) desteğiyle yürütülen araştırma kapsamında, Kasım – Aralık 2017 tarihlerinde, Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden, 16 ilde yaşayan 2004 kişiyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi.
Yürütücülüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emre Erdoğan’ın yaptığı araştırmada, kutuplaşmanın siyasal parti tabanları açısından farklı boyutlarını ele alan ilki 2015 yılında yapılmış olan çalışmanın, son iki yılda yaşanan tüm gelişmeler çerçevesinde nasıl değiştiğini anlamak amaçlandı. Doç. Dr. Erdoğan araştırmayla ilgili; “Kutuplaşma parti taraftarları arasında sosyal mesafe, ahlaki üstünlük ve siyasal hoşgörüsüzlük olarak gözlemlenebiliyor. Türkiye’de yaşanan sürece dair farklılaşan algılar, en uzak görülen parti taraftarlarıyla arasına sosyal mesafe koyma ve ahlaki olarak kendini daha üstte görmeyle neticeleniyor; siyasal haklar açısından da hoşgörüsüzlüğü doğuruyor” dedi.
Araştırmaya göre tüm farklılıkların yanı sıra parti tabanlarının ortak görüşte olduğu konular; dış politika ve Suriyelilere karşı olan tutum oldu. Amerika Birleşik Devletleri tüm parti tabanlarınca en büyük tehdit olarak görülürken, Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi konusu da en geniş ortaklığın olduğu alan olarak belirlendi.
Araştırmanın dikkat çeken bazı sonuçları şöyle;
En uzak hissedilen siyasi parti taraftarları HDP, AK Partililer ikinci sırada
Araştırmaya katılanlar, kendi partilerine en uzak hissettikleri siyasi parti taraftarlarının hangisi olduğu sorulduğunda en fazla HDP taraftarlarını (yüzde 53) belirtirken, AK Parti taraftarları yüzde 24’lük oranla ikinci sırayı aldı. HDP taraftarları neredeyse diğer parti tabanlarının hepsinde “en uzak hissedilen parti taraftarı” olarak tanımlandı. AK Partililerin %64’ü MHP’lilerin %80’i ve İYİ Partililerin %63’ü HDP taraftarlarını kendilerine en uzak parti taraftarı olarak görüyorlar. CHP’liler için AK Partililer, HDP’liler içinse MHP’liler en uzak hissedilen parti taraftarları.
Siyasal kutuplaşma kendisini yüksek sosyal mesafede gösteriyor
Araştırmanın sonuçlarına göre, görüşülen kişilerin %79’u kızlarının en uzak hissettikleri partinin taraftarlarından biriyle evlenmesini istemiyor. %74’lük bir kesim o partinin taraftarlarından biriyle iş yapmak istemediğini belirtirken, komşu olarak istemeyenlerin oranı da yüzde 70. Çocuklarının o partinin taraftarlarından birinin çocuklarıyla oynamasını istemeyenlerin oranı da yüzde 68.
Her parti taraftarları kendilerini diğerlerinden ahlaken üstün görüyor
Araştırmada bir dizi sıfat sayıldığında, katılımcıların iyi sıfatların tamamını kendi parti taraftarlarına uygun gördüğü gözlemlendi: Ülkesinin yararına çalışan (%92), Vatansever (%91), Onurlu (%90), Zeki (%84), Cömert (%83) ve Açık Fikirli (%83). Buna karşılık, bütün kötü sıfatlar da “diğer” parti taraftarlarının özelliği olarak sayıldı: Ülkeye tehdit oluşturan (%86), Bencil (%84), İkiyüzlü (%84), Zalim (%83), Kibirli (%80) ve Bağnaz (%74).
Kutuplaşma “öteki” parti taraftarlarına duyulan siyasal hoşgörüsüzlükte somutlaşıyor
Görüşülenlerin %47’si kendilerini en uzak hissettikleri parti taraftarlarının yürüyüş yapmasına olumsuz yaklaşıyor. %44’lük bir kesim o grubun toplantı düzenlemesini, %43’lük bir kesim de basın açıklaması yapmasını onaylamıyor. Diğer grubun telefonlarının dinlenmesini onaylayanların oranı da %50.
Araştırmaya katılanlar hassas konularda suskun kalmayı tercih ediyorlar, yakın çevrede herkes aynı görüşü paylaşıyor
Araştırmaya katılanlara “OHAL uygulamaları hakkında bir tartışmaya” sıralanan ortamlarda katılıp katılmayacakları soruldu. Görüşülenlerin %64’ü aileleriyle yedikleri bir yemekte böyle bir tartışmaya katılacaklarını belirtirken, arkadaşlarıyla dışarıda yedikleri bir yemekte bu tartışmaya katılacağını söyleyenlerin oranı %57 oldu. Mahalle toplantısında bu konuyu tartışacaklarını söyleyenlerin oranı %45; Facebook ve Twitter’da tartışabileceklerini söyleyenlerin oranıysa %25 civarında.
Sosyal medya kutuplaşmaya çare olmuyor
İnternete erişimi olan kişiler arasında Twitter hesabı olanların oranı %33. Twitter kullanıcılarının %15’i Twitter’ı siyasi görüşlerini sık sık paylaşmak için kullanırken, yaklaşık yarısı Twitter’da siyasi görüşlerini paylaşmıyor. Twitter kullanıcılarının yüzde 60’ı takip ettikleri kişilerin siyasi görüşlerinin kendi siyasi görüşleriyle uyumlu olduğunu söylüyor. Facebook kullanan %87’lik internet kullanıcısı için durum daha farklı değil. Siyasi görüşlerini Facebook’ta paylaşanların oranı %7 ve %56’lık bir kesim bu araçta siyasi görüşlerini paylaşmıyor. Araştırmaya göre Facebook kullanıcılarının üçte ikisi, arkadaşlarının siyasi görüşlerinin kendileriyle benzer olduğunu söylüyor.
Dış politikada tehdit algısı ve Suriyelilere karşı tutumlar önemli bir ortak payda
Araştırmaya göre, dış politika alanında ve Suriyelilere olan tutumda diğer alanlara kıyasla parti tabanları açısından bir ortaklık söz konusu. Amerika Birleşik Devletleri tüm parti tabanları için en büyük tehdit olarak görülmekte. AB’ye dair algıda da parti taraftarları arasında farklar olmakla beraber olası bir AB üyeliği referandumunda en yüksek ‘evet’ oranı yüzde 49 ile HDP taraftarları tarafından ifade edilirken; en düşük ‘evet’ oranı yüzde 20 ile MHP tabanında görülüyor. Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi konusu en geniş ortaklığın olduğu alan olarak öne çıkıyor, bu konuda parti tabanları hemen hemen aynı fikirdeler.
Siyasal kutuplaşmanın çözümü ortak dünyalar inşa etmek
Araştırma sonuçlarını yorumlayan Doç. Dr. Erdoğan ve Prof. Dr. Uyan-Semerci, yaşanacak bir dizi seçim nedeniyle siyasal kutuplaşmanın önümüzdeki dönemde de artma ihtimali olduğunu düşündüklerini belirttiler. Kutuplaşmanın bu kadar yaygınlaşmasının demokrasinin niteliğinin artmasının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirten araştırmacılar, daha fazla kutuplaşmanın önlenebilmesi için farklı siyasi parti taraftarlarının diğerleriyle temas edebilecekleri, farklı görüşlerle karşılaşıp o fikirleri tartışabilecekleri ortak ortamların gelişmesi gerektiğini söylediler. Araştırma ekibi, medyadaki çeşitliliğin artmasının farklı parti tabanları için bir Ortak Dünya oluşmasına yardımcı olacağını eklediler.