Görevli, teslim aldığı bavulu önce tartıyor sonra üzerine barkodu yapıştırıyor. Barkotta bavulun gideceği uçağın kodu yazıyor. Yürüyen bandın üzerine konulan bavul, kısa bir süre sonra gözlerden kayboluyor. Peki ya sonrası?
Bavulun yolculuk hikâyesi, üzerine yapıştırılan barkotla birlikte başlıyor. Bu barkot, bir nevi ‘nüfus cüzdanı’ vazifesi görüyor. Daha sonra bavul, gideceği uçağa doğru bantlardan akarak gözlerden kayboluyor. Bu gözden kayboluşla birlikte akıllara bir de soru işareti takılıyor: "Bu kadar çok bavul nasıl oluyor da karışıp kaybolmadan uçaklara yükleniyor?" Bu sorunun cevabı, modern zamanların en ilginç yapılarından biri olan havaalanlarının alt katlarında gizli.
Işıltılı kafelerin, lüks mağazaların bulunduğu dış hatlar terminalinin alt katı adeta bir fabrikayı andırıyor. Havacılık, bir kurallar bütünü olduğu için bagajlar da uçağa gidene kadar geniş güvenlik önlemlerinden geçiriliyor. Şüpheli görülen bagajlar görevliler tarafından hemen kontrol ediliyor.
Atatürk Havaalimanı’nın Dış Hatlar Terminali’ne gittik ve bir yolcu bavulunun peşine takıldık. Bagajın check-in (yolcunun uçuş kartını alması ve bagajını teslim etmesi) işleminden sonra uçağa yüklenene kadar nasıl bir yol izlediğini fotoğrafladık.
Fabrika değil, şut altı!
Teslim alınan bagajlar havaalanlarının altındaki ‘şut altı’ isimli bölüme gönderiliyor. Devasa büyüklükteki bu alana gelen bagajlar, otomatik ayırma sistemi sayesinde gideceği uçağa doğru yönlendiriliyor. Bu arada bagajlar x-ray sisteminden de geçirilerek kontrol ediliyor. Şüpheli bagajların tomografisi çekiliyor. Herhangi bir hırsızlık olayına
karşı kameralar sürekli kayıt yapıyor. Şut altında toplamda 13 kilometre uzunluğunda bant düzeneği var. Alanın büyüklüğünü varın siz düşünün! Bu bantların en ucunda birer traktör bekliyor. Bagajlar römorklara elle yüklenerek gideceği uçağa doğru yola çıkıyor. 2000 yılında kurulan bu sistem sayesinde bagajlar çok kısa bir süre içerisinde uçağa ulaşıyor. Eskiden her aşama elle yapıldığı için bu alanda yüzlerce kişi çalışıyormuş. Şimdi şut altında sadece 80 kişi bütün işlerin üstesinden geliyor. Devrim Alkan, şut altında çalışan işçilerin şefliğini yapıyor. Zamanla yarıştıklarını söyleyen Alkan, burayı 24 saat çalışan bir fabrikaya benzetiyor.
Üç farklı yer işletme şirketine bağlı elemanlar, bagajları traktörlere yükleyip uçağın bulunduğu yöne doğru yola çıkıyor. Elektrikle çalışan bu traktörler aynı zamanda çevreye de duyarlı. Traktörleri kullanan şoförlerin hemen hepsi de çok keyifli bir iş yaptıklarını söylüyor. Ağız birliği yapmışçasına, "Uçakların arasında dolaşmak çok zevkli ama her an dikkatli olmak gerek. Yapılan en ufak bir yanlışın bedeli çok ağır oluyor." diyorlar.
Bagajlar, uçak altı diye isimlendirilen kısma getirilerek makineler yardımıyla yükleniyor. Uçaklar, ortalama 250 ile 300 arasında bagaj alıyor. Bir yerden gelip bir yere gidecek olan uçağın yerde bekleme süresi ortalama 1,5 saat. Bu süre içerisinde bagajlar hızlı bir şekilde boşaltılıyor, temizlik işlemleri yapılarak yeni bagajlar yükleniyor. Yükleme esnasında iki kişi uçağın bagaj kısmına çıkıyor ve konulan konteynerler uçağa sabitleniyor. Eğer bagajların bulunduğu konteynerler sabitlenmezse uçuş esnasında savrulma ihtimali olduğu için tehlikeye yol açabiliyor.
Bir bavul nasıl kaybolur?
11 yıl önce kurulan otomatik bagaj taşıma sistemi sayesinde hata oranı neredeyse sıfıra inmiş. Sistemin kurucuları arasında yer alan TAV Bagaj Sistemleri Müdürü Emin Çolpan, aslında bir makine mühendisi. Uzun yıllar farklı havayolu şirketlerinde çalıştıktan sonra buraya gelmiş. Emin Çolpan’a göre bir bavulun ortadan tamamen kaybolma ihtimali neredeyse imkânsız. Ama gelin görün ki her yıl Atatürk Havalimanı’nı kullanan 300 civarında yolcunun bavulu ortadan kayboluyor!
Emin Çolpan’ın ifadesiyle işini iyi yapmayan bazı duyarsız çalışanlar yüzünden bagajların bir kısmı yanlışlıkla başka uçaklara yüklenebiliyor. Bu durumda bavulun bulunması da zorlaşıyor. Sahipsiz bavullar ise kayıp bürolarına gönderiliyor. 3 ay bekletildikten sonra sahibi çıkmayan bavullar, içerisindeki eşyalarla birlikte açık artırma usulüyle satılıyor. Buradan elde edilen gelirler Çocuk Esirgeme Kurumu başta olmak üzere farklı kurumlara aktarılıyor.
Bagajdan mutfak tüpü çıktı!
El ve uçak bagajlarında taşınmaması gereken yasaklılar listesinde 100’e yakın madde var. Patlayıcılar, silah ve bu silahlara ait mermiler ile bomba düzenekleri uçağa alınmıyor. Bazı alkol çeşitleri ile güzellik malzemeleri, sıvı maddeler ve spreylerin de belirli bir orandan fazlasını taşımak yasak. TAV Bagaj Sistemleri Müdürü Emin Çolpan, 11 Eylül saldırılarından sonra güvenlik önlemlerinin en üst seviyelere çıkarıldığını söylüyor.
Bu güvenlik önlemlerine rağmen yanına silah almak isteyen, bagajlarına yüzlerce mermi yerleştiren yolcular da yok değil! Hatta yolcu bagajlarından bazen öyle ilginç şeyler çıkıyor ki çalışanlar şaşırıp kalıyormuş. Mutfak tüpü, kedi, köpek ve akvaryum bunlardan bazıları!
En çok bavulu hac yolcuları taşıyor
Yolcu bagajları üzerine yapılan istatistikler ilginç ayrıntıları da gözler önüne seriyor. Bu yıl Atatürk Havalimanı’nda bir gün içerisinde 105 bin adet bagaj taşınarak rekor bir sayıya ulaşılmış. Dış hat yolcuları, taşıdığı 80 bin bagaj rakamıyla iç hatlar ve aktarma yolcularına fark atmış. En çok bagajı hac yolcularıyla Orta Asya ülkelerine uçanlar taşıyor.
Bu hatlarda uçan yolculara kişi başı iki bagaj düşüyor. Almanya yolcularının taşıdığı bagaj sayısında son yıllarda büyük bir azalma meydana gelmiş. Eskiden gurbetçiler yanlarında teknolojik ürünler getirirken bugün alışverişlerini Türkiye’den yapmaya başlamış. Elektronik eşya taşıyan Amerika yolcularının ise bagaj sayıları bir hayli fazla. Bu arada Amerika yolcularını uyarıyoruz çünkü bazı bavullar uçağa yükleme sırasında hırsızlar tarafından açılıyor.
Bu yüzden değerli elektronik eşyalarınızı el bagajınıza almalısınız. Dış hatları kullanan tüm yolcuların bagaj sayısı ortalaması 0,86. İç hatlarda ise bu rakam daha da düşüyor. Ankara-İstanbul yolcuları günü birlik seyahat ettikleri için kişi başına ortalama 0,28 bagaj düşüyor. Trabzon, Van ve Diyarbakır yolcuları ise bagaj sayısının en fazla olduğu uçuş yönleri olarak kayıtlara geçmiş.
Zaman