Tv Dizilerindeki Oryantalist Bakış!

Diziler
Telesiyej Artık batılı beyaz Türk de, yeri gelince güle oynaya oryantalist olabiliyor! Bu durum, komedi dizilerinde zirve yapıyor; Kürt karakterler, örneğin bir tv dizisine eklemlendiklerinde –b...
EMOJİLE

Telesiyej

Artık batılı beyaz Türk de, yeri gelince güle oynaya oryantalist olabiliyor!

Bu durum, komedi dizilerinde zirve yapıyor; Kürt karakterler, örneğin bir tv dizisine eklemlendiklerinde –bu karakterlerin dizilere katılımı hikâye sıkıştığında, eklemlenme halinde vuku buluyor zira- çoğunlukla karikatürize ediliyorlar.

Bu karikatürize edilme hâlini kurcalayacak olursak; medeniyetten nasibini alamamış, çağdaşlaşamamış, olgunlaşamamış, fiziğiyle ve konuşmasıyla ilkellik arz eden bir tipleme çıkıyor ortaya; bu tip de, Türk’ün zihnindeki –özellikle kentin beyaz Türk’ünün zihniyetindeki- Kürt’ü temsil ediyor.

Bu zihinsel ezberden hareketle dizilere eklemlenen (aslında yapıştırılan) Kürt erkek karakterlerin tipi; çok kalın kara kaşlı, kaşları bitişik, olağanüstü kalın kara bıyıklı, kömür karası yoğun ve kabarık saçlı, bakışları biraz zekâ yoksunu ama kurnaz; vücut dili ise her fırsatta köşeli ve tepkili oluyor; hepsi de suni olarak yaratılmış bir Kürt ağızlı Türk lehçe kullanıyor. (Ki, bu lehçenin de hiçbir gerçekliği yoktur, o da ayrı.)

Dizilerimizdeki Kürt kadın karakterlerin ortalama tipi ise genellikle şöyle oluyor; elbette ki karakaşlı, delice fırlak bakışlı, hep bir şeyler elde etme peşinde, beyaz Türk kadın karakterleri küçük hamleleriyle korkutan, bulunduğu ortamda fevkalade aykırı, uyumsuz, hatta saldırgan duran, düzgün cümle kuramayan, kesik kesik konuşturulan, az önce kafesten kaçmış garip yaratıklar gibi…

Ve işin acıklı yanı, diziciler bunun komik olduğunu, seyircinin bu ilkellik fışkıran temsile güleceğini düşünüyorlar!

Aynen Nuri dizisine yeni eklenen Cengo, Zafo ile eşleri Halime ve Emine için düşünüldüğü gibi!

Doğrusu bir süredir Nuri dizisinden bezmiş, seyretmiyordum. Dolayısıyla hikâyeye yeni katılan Kürt karakterlerden habersizdim. Ama Zeki Sezerer adlı okur beni uyardı. Hem Dürüye’nin Güğümleri’ndeki hem de Nuri dizisindeki Kürt karakterlerin tedirgin edici olduğunu belirtti.

Zeki Sezerer, bu konuda Telesiyej’e gönderdiği mail’de şöyle diyor:

“Bu akşam bir yandan keyifle köşenizi okurken bir yandan kanallar arasında gezinirken, Dürüye’nin Güğümleri dizisine takıldı gözüm. Daha doğrusu bu diziye sonradan eklemlenen Kürt karakterlerin ele alınış biçimine.

Aynı şekilde Nuri dizisinde de, gene sonradan hikâyeye dâhil edilen Kürtler aklıma geldi hemen.

Bu iki dizide de Kürtler kesinlikle abartılı/komik şekilde anlatılıyor.

Sanki özellikle bir ötekileştirme amacı güdülüyormuş gibi…

Sizin konuyla ilgili görüşlerinizi okumak isterim.”

Nuri dizisinin son bölümlerini internetten indirip izledim. Zeki Sezerer çok haklıydı.

Türk’ün bu ülkede kendi dışında –kendisinin hâkim olduğuna inandığı- gerçeklik(ler) dışında da bir realitenin (Kürt realitesi) olabileceğini tahayyül edememesinin sonucudur, televizyon seyircisine yaşatılmak istenen bu ucube temsiliyet.

Önünde sonunda masa başında yaratılmış hayali bir gerçekliktir çünkü bu sunulan.

(Ne yazık ki, milyonlarca Türk ancak belli bir yaşa geldikten sonra ve son yılların sosyo-politik çalkantılarını yaşadıktan sonra bu ülkede özgün bir Kürt halkı dili ve kültürü olduğunu öğrenmiştir.)

Dizicilerimiz bir an için tersini düşünseler ve hayal etseler; bir komik Kürt(çe) dizisi yapıyorlar ve bu dizi içinde karikatürleştirilmiş, Kürtçeyi olmayan bir lehçeyle konuşan, komiklik adına garip ve ilkel davranışlarda bulunan beyaz Türk tipleri kullansalar, nasıl bir –sözüm ona- komiklik çıkardı ortaya?

Ya da ortaya çıkan komiklik mi olurdu sahiden?

Aslında şu anda tv dizilerinde yapılan bir ötekileştirmedir, incitmedir, küçümsemedir ve saygısızlıktır bana göre.

Başka da bir şey değildir.

Capito?

Taraf Gazetesi