Bel ağrısı mesleki yaralanma sebebi

Hastalıklar
Baş ağrısında sonra insanları tıbbi tedavi aramaya zorlayan en önemli ikinci ağrı nedeni olan bel ağrısı oldukça sık görülür. Bel ağrısı insanların hem iş gücü kaybına sebep olmakta hem de ekonomik ka...
EMOJİLE

Baş ağrısında sonra insanları tıbbi tedavi aramaya zorlayan en önemli ikinci ağrı nedeni olan bel ağrısı oldukça sık görülür. Bel ağrısı insanların hem iş gücü kaybına sebep olmakta hem de ekonomik kayba uğramalarına neden olur. Bel ağrısı batı toplumlarında, 20-50 yaş grubunda, en önemli tıbbi sorun ve mesleki yaralanma sebebi olarak gösterilmektedir. 45 yaş altı çalışanlarda en sık iş gücü kaybına yol açan nedendir. 

Her bel ağrısı fıtığa mı bağlıdır?

Akşam’da yer alan habere göre; bel ağrısı her zaman bel fıtığına bağlı değildir. Bununla birlikte bel fıtığında en çok görülen şikayet bel ağrısıdır. Ağrı başlangıçta, hiçbir tedavi gerektirmeksizin düzelebilirken sık olarak tekrarlama eğilimindedir. İleri dönemlerde bel ağrısına yönelik uygulanan tedaviden istenilen yanıt elde edilmeyebilir. Bel fıtığında ikinci önemli bulgu ise fıtığa bağlı sinir kökünün basıya uğraması sonucu oluşan kalça ve bacak ağrısıdır (siyatik) . Bu ağrı genelde tek bir bacakta belirgindir. Ağrılı bacakta uyuşukluk ve karıncalaşma sık olarak karşımıza çıkar. Ağrı pozisyon değiştirmekle, hatta öksürmek veya hapşırmakla birlikte artabilir. İleri dönemlerde acil cerrahi müdahale gerektiren bacak veya ayakta kısmi felçler, hatta idrar ve gayta tutamama, iktidarsızlık gibi bozukluklar da gelişebilir. 

Tedavisi ameliyat mıdır? 

Bel fıtığı olgularının çoğunda uygun ilaç tedavisi ve yatak istirahati dışında başta fizik tedavi olmak üzere bir çok cerrahi dışı yöntemle hastaların büyük bir bölümünde iyi sonuçlar alınır. Tüm bel fıtığı hastalarının sadece küçük bir bölümünde (%1-3) ameliyat gerekir. Ancak aşağıdaki bulgular geliştiğinde cerrahi tedavi gündeme gelir. 

1. İdrar tutamama, bacaklarda güçsüzlük, eyer tarzında uyuşma veya belirgin bir kuvvet kaybı (Kauda equina sendromu) 

2. Ameliyat dışı diğer tedavi yöntemlerine rağmen başlangıçta yok veya belli belirsizken zamanla ilerleyen bir nörolojik defisit (Minimal bir kuvvet kaybının ilerlemesi, duyu kusuruna refleks kaybının da eklenmesi vb) 

3. Konservatif tedaviye rağmen geçmeyen ağrı 

4. Ağrı geçse bile yıl içinde sık sık atakların nüksetmesi ve ilgili şikayetlerin kişinin normal hayatını sürdürmesini engellemesi 

Bu şartlarda bel fıtığı tedavi edilmediği taktirde bası altında kalan sinirler zaman içinde görevlerini yapamaz hale gelir. Bel fıtığının seviyesine göre bacakta hissizlik, felç, idrar ve büyük abdest yapmada sorunlar ortaya çıkar. Bunlar genelde kalıcıdır. Ameliyat yapılsa da yüksek oranda bir düzelme görülmez. Bu nedenle, bu şartlar altında, hastanın mutlaka bir beyin ve sinir cerrahı tarafından değerlendirilmesi gerekir.