Uludere’de Cenazeleri için İki Gün Gözyaşı Döktük

Olaylar
Kuzey Irak sınırında 35 kişinin terörist zannedilerek vurulmasından sonra Ortasu köyü sakinlerinin yanından ayrılmayan Şırnak Müftüsü Abdullah Kaplan, o gün yaşananları anlattı. Olayın meydana geldiği...
EMOJİLE

Kuzey Irak sınırında 35 kişinin terörist zannedilerek vurulmasından sonra Ortasu köyü sakinlerinin yanından ayrılmayan Şırnak Müftüsü Abdullah Kaplan, o gün yaşananları anlattı.

Olayın meydana geldiği akşam köye gittiğini, sabah saatlerinde de cenazelerin başında toplanan kalabalığa Kürtçe hitap ettiğini belirterek, "Onlarla birlikte iki gün gözyaşı döktük." dedi. Köylülere sükunet telkin ettiğini, onların da vakur bir davranış sergilediğini ifade eden Kaplan, "Çocuklarının cesetlerini gördükleri halde çok ağırbaşlı davrandılar. İnsan ancak bu kadar metanet sahibi olur." ifadelerini kullandı.
 
Köylülere sükunet telkininde bulunduğunu, onların da vakur bir davranış sergilediğini anlatan Şırnak Müftüsü Abdullah Kaplan, yaptığı konuşmayı şöyle aktardı: "Bize yakışanın Cenab-ı Hakk’ın huzuruna onları yolcu etmek olduğunu söyledim. Sükûnetle cenazeye saygı göstererek bunu yapmamız gerektiğini ilettim. Taziyemizi aynı ağırbaşlılıkla devam ettirelim. Bunların hakkı hukuku neyse herkes üzerine düşeni yapar ama şimdi bunun sırası değil dedim. İnsanlar hakikaten çok metanetli insanlardı. Otopside, dışarıda çocuğunun cesedini görüyor, buna rağmen çok ağır başlı davranıyor, insan gibi davranıyor. Yani metanet sahibi insan ancak bu kadar olur."
 
Cenazelerin yıkanması ve kefenlenmesi işlemlerinde ilçe müftü ve din görevlilerinin büyük bir fedakârlık gösterdiğini ve soğuk havaya rağmen 24 saat çalıştıklarını belirten Kaplan, defin işlemlerinden sonra köy halkını yalnız bırakmadıklarını kaydetti. "Bir haftadır beraberiz, hâlâ gidip geliyoruz. Diyanet olarak üzerimize düşeni yaptık." diyen Kaplan, "İmam arkadaşlarla defin işleminden sonra taziye evinde oturduk. Kimse bir şey demedi. Burada önemli olan, boşlukları bırakmamaktır. Boşluk bıraktığınız zaman birileri doldurur. Halkımızın da bize büyük bir güveni var. Yağmurunda ıslanmayan güneşinden istifade edemez şeklinde bir deyiş vardır, yaşadığımız da tam da budur." ifadelerini kullandı.
 
Cenaze sahiplerinin çok metanetli davrandığını anlatan Müftü Kaplan, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Cenaze sahipleri bize ‘Hakkınızı helal edin, üzerimize çok hakkınız geçti.’ dediler. O sıcak ortamda 35 kişinin öldüğü yerde insanlar bu kadar duyarlı ki kendi acısını unutmuş helalleşmeye çalışıyor. İnsanlarımıza sahip çıktığımız zaman, onların acısını paylaştığımız zaman, hele din görevlisi olarak sorun kalmıyor. Onlarla birlikte iki gün gözyaşı döktük, acılarına ortak olduk. Acılarını paylaştığımızı, yanlarında olduğumuzu görüyor. İmam arkadaşlarımız sürekli orada kaldılar, hatta o çadırlarda ezanlar okudular. Birlikte namaz kıldılar. İnsanların yüreğini kazandılar, gönüllerine su serptiler. Orada anlam veremediğimiz şeyler yaşandı. O olayları bir yanlışlık olarak görmek gerekiyor. Çadırdaki insanlardan şunu duydum. Dediler ki: ‘Bizim acımız ikiye katlandı, çocuklarımızın acısını unuttuk.’ ‘Kaymakam beye karşı bu ortamda bugün yapılan şey çocuklarımızın acısından daha acı geldi.’ dediler."

Zaman