Uludere’de Büyük Kuşku

Olaylar
İçişleri Bakanlığı’nın TBMM Uludere Alt Komisyonu’na gönderdiği 230 sayfalık Uludere Olayı Araştırma Raporu’nda çarpıcı tespitlere yer verildi. Raporda, 36 vatandaşın bombalandığı ol...
EMOJİLE

İçişleri Bakanlığı’nın TBMM Uludere Alt Komisyonu’na gönderdiği 230 sayfalık Uludere Olayı Araştırma Raporu’nda çarpıcı tespitlere yer verildi.

Raporda, 36 vatandaşın bombalandığı olayın yaşandığı sırada çekilen Heron görüntülerinde bir anlık kayma ve belirsizlik olduğu belirtilerek, bu durumun sebebinin araştırılması istendi. Heron görüntülerini inceleyen birimin ‘ihmal içinde olduğu’ değerlendirmesinde bulunuldu. İlk bombalamada ‘kaçağa giden’ vatandaşların vurulduğunun anlaşılmasına rağmen, üst makamların bilgilendirilmediğine dikkat çekilen raporda, "Bölgedeki yetkililerin, son bombalamalardaki 15 kişinin ölümünden sorumlu olduğu anlaşılmıştır" denildi.

ÜSTLERE BİLGİ VERİLMEDİ

Raporda, ilk bombalamadan sonra hedef alınan kişilerin kaçakçı olduğunun anlaşılmasına rağmen üst birimlerin bilgilendirilmediği ve böylece 15 kişinin öldüğü sonraki bombalamaların engellenemediğinin altı çizildi. Bu durum, "İlk bombalamadan sonra bölgedeki yetkililerin kendi aralarında yaptığı konuşmalarda bombalananların kaçağa gidenler olduğu anlaşılmasına rağmen üst makamlar bilgilendirilmeyerek son bombalamalarda 15 kişinin ölümünden sorumlu olduğu anlaşılmıştır" ifadeleriyle kayda geçti.

Raporda, vali, Jandarma genel komutanı ve İçişleri bakanının olay öncesinde ve olay sırasındaki gelişmelerden haberdar olmamaları da sorgulandı. Şırnak ve Hakkari bölgesine özel ‘iç güvenlik yapılanması’ olduğu belirtilen raporda, karar mekanizmaları şemalarla anlatıldı. Bir asayiş sorunu oluştuğunda valinin TSK’dan yardım talep ettiği ve ‘harekat kontrolünün’ gelen birliklere verilmesi halinde sivil otoritenin devre dışı kaldığı bilgisinin yer aldığı raporda, Uludere olayında da İl Jandarma komutanı, vali, Jandarma genel komutanı ve İçişleri Bakanlığı’nın devre dışı kaldığı, operasyonun Kara Kuvvetleri tarafından yürütüldüğü ifade edildi.

PROVOKASYON YAPILDI

Raporda, Uludere Kaymakamı Naif Yavuz’un Gülyazı köyünde kurulan taziye çadırında saldırıya uğramasının bir provokasyon olduğu da vurgulandı. Taziye yeri olan halı sahanın BDP tarafından kiralandığı, alanın partinin bilgisi dahilinde terör örgütünün sözde bayraklarıyla donatıldığı ifade edildi. Raporda, köye, yerel halkın dışında çevre yerleşim yerleri ve bölgelerden çok sayıda gencin getirildiği belirtilirken, bu gençlerin taziye alanına ceplerinde taşlarla geldikleri tespitine yer verildi. Raporda geçici koruculuk sisteminin sorun haline geldiği ve ıslah edilmesi gerektiği vurgusu da yapıldı. Korucu ailelerinden birinci neslin devlet yanlısı olmasına rağmen onlardan sonra gelen kuşakların PKK terör örgütüne sempati duyduğu ve örgütten yana tutum sergiledikleri belirtilirken, bazı korucu ailelerinin örgüte vergi verdikleri ifade edildi.

Haber365