Tutuklanmasaydı kaçar mıydı?

Olaylar
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin, ”Hukuk devleti içerisinde bu süreci en kısa zamanda neticelendirmek Türkiye’nin le...
EMOJİLE

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin, ”Hukuk devleti içerisinde bu süreci en kısa zamanda neticelendirmek Türkiye’nin lehinedir” dedi.

Yılmaz, Trabzon Valiliği’ni ziyaretinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ”Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un tutuklanmasıyla ilgili sorusu üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi:

”Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinde birçok ilkeleri var ama bu ilkelerinden bir tanesi de masumiyet karinesi. Masumiyet karinesi, herkesi aksi mahkeme kararıyla ispat edilene kadar masum kabul etmek gerekir. Hukuk devleti içerisinde bu süreci en kısa zamanda neticelendirmek Türkiye’nin lehinedir. Uzatıldığı zaman sizin de yapmış olduğunuz yorumlar gibi bu yorumların hiçbirisinin Türkiye’ye katkı getirmeyeceğini düşünüyorum. Ne kadar kısa sürede hukuk devletinin gereği olarak masumiyet karinesi de göz önüne alınarak bir karara bağlanırsa bu Türkiye’nin lehine olur.”

Bakan Yılmaz, ”tutuklanmasaydı acaba kaçar mıydı ve delilleri karartır mıydı” sorusu üzerine, ”Bu kadar söylüyorum. Hukuk devleti içerisindeyiz. Herkes masumiyet karinesinden yararlanır. Bu masumiyet karinesi göz önüne alınarak en kısa süre içerisinde bunun neticelendirilmesinin Türkiye’nin lehine olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Irak sınırındaki olaylar

Bakan Yılmaz, Irak sınırında yaşanan olaylara ilişkin soru üzerine ise şunları söyledi:

”Hem bir savcılık yasak koydu. Bununla ilgili olarak da hem Genelkurmay Başkanlığımızın adli ve yasal soruşturması, yargısal soruşturması devam ediyor. Hem İçişleri Bakanlığımızın valilik üzerinden devam ediyor. Hem Şırnak Savcılığının var. Yani 4-5 yerden incelemeler var. Bu incelemelerle inşallah ortaya çıkarılacak.

Şunu diyoruz ki burada kaybettiklerimiz bizim kardeşlerimizdi. Bizim canımız yandı. Genel ilkemiz şu, kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkaları için de talep etmeyiniz. Bunların arasında çocuklar var mıydı, vardı. 12-13 yaşındaki çocuklar oyuna gider. Dolayısıyla da burada kaybettiklerimizin yakınlarına sabırlar diliyorum. Bizim itirazımız ne, bu ölümler üzerinden istismar edenleredir. Yoksa ailesinin, annesinin, babasının, kardeşlerinin bizlere ne söylese hakkı var.”

Bakan Yılmaz, Hz. Ömer zamanında yaşanan bir hırsızlık olayınından örnek vererek şöyle dedi:

”Hz. Ömer sorar ev sahibine, hırsız girdi hiç uyanmadınız mı? Cevap, biz Ömer’in uyanık olduğunu biliyorduk. Dolayısıyla bu kültürden gelen bir millet devletimizden şunu bekler, kaçakçı ile teröristi ayırt etmesini beklerdik. Nerede, ülke sınırları içerisinde. Bu olay nerede oluyor, ülkemiz sınırları dışında. Önce bunu çok net çizelim. Ama vatandaşımız onu da bekliyor. Benim devletim o kadar büyük ki ülke sınırları dışında da olsa teröristle kaçakçıyı ayırt etmesi gerekirdi, bu beklenti var. Biz de diyoruz ki evet, bununla ilgili araştırma soruşturma yapılıyor. İnşallah hiçbir hakikat gizlenmeden hepsi neticelenip milletimize sunulacaktır. Bu araştırma sonucunda inşallah hem idari hem yargı denetimi bir netice ortaya çıkaracaktır.”

F-35 savaş uçağı alımı

”F-35 savaş uçaklarıyla ilgili bazı teknik tartışmalar yaşandığı” yönündeki soru üzerine Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:

”Çok teknik bir konu. İki tane F-35’i sipariş verdik. F-35’ler gelecek nesilin, gelecek yüzyılın uçağı. Yani en ileri bir teknoloji. Dolayısıyla Silahlı Kuvvetlerimiz bir değerlendirme yapmıştır. Bu uçaklara şimdi mi sahip olunsa daha uygun olur yoksa daha mı sonra diye. Biliyorsunuz planlanma sayısı daha fazla düşünülüyordu. Böyle bir rakamda sipariş verilmesinin hem Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacı için hem de bu teknolojiye sahip olunması, aşina olunması için de faydalı olacağı düşünülmüştür. Böyle bir karar verilmiştir. Ülkemiz için faydalı olduğuna inanıyorum.”

AA