Suriye’de Rusya’dan başka ülkenin füzesi yok

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı Türkiye’nin dün akşam saatlerinde Rusya’dan kalkan bir Suriye uçağını F-16’lar eşliğinde Ankara’ya inmeye zorlaması yeni bir kriz durumu olarak de...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı

Türkiye’nin dün akşam saatlerinde Rusya’dan kalkan bir Suriye uçağını F-16’lar eşliğinde Ankara’ya inmeye zorlaması yeni bir kriz durumu olarak değerlendirildi. Türkiye, uluslararası havacılık kuralları gereği kendisine bildirilmesi gereken kargonun bildirilmediğini ve bu kargonun füze sistemlerine ait telekomünikasyon sistemleri olduğunu açıkladı. Türkiye, kendi toprakları üzerinden Suriye’deki Beşşar Esed rejiminin daha fazla kan akıtması için silah geçişine izin vermeyeceğini de açıkladı. Suriye, Rusya ve Türkiye üçgeninde gelişen bu kriz durumunu Zaman Gazetesi Dış Politika Yazarı Fikret Ertan’la konuştuk.

TÜRKİYE SURİYE’NİN DAHA FAZLA SİLAHLANMASINI İSTEMİYOR

Bu uçak Türkiye tarafından indirildi uçakta bir takım telekomünikasyon cihazları bulunduğu söyleniyor. Bu cihazlar Suriye’deki Rusya füzeleri için midir?
Bu parçaların füze parçaları olduğundan yüzde yüz emin olduğumuz takdirde, inceleme sonuçlarını bilmiyoruz ama eğer bunlar füze parçası ise Suriye’de zaten Rus füzesi var. Başka bir ülkenin füzesi yok. Otomatikman onlara ait olacağı ortaya çıkar. Yedek parça olabilir, başka bir şey olabilir. Dediğim gibi bunlar füze parçası olduğu kesinleşirse ve hangi füze tipi olduğu belirtilirse yüzde 99 ihtimalle bunlar Rus füzeleridir. Zaten kargo Rusya’dan geliyor. Füze parçasının Rus menşeli olması lazım.

Bu parçaların füzelerde kullanılma ihtimali yüksek olduğuna göre, Türkiye’nin bu uçağı indirmesi Suriye’nin füzeleri kullanarak daha büyük bir çatışmaya girmesin engellemek amacıyla olmuş olabilir mi?
Türkiye Suriye’nin rejiminin elindeki silahlarının artmasını, daha fazla silahlanmasını istemiyor. Bugün bunu yetkililerde söylüyor. “Biz orada akan kana silahla katkıda bulunma istemeyiz” deniyor. kendi hava sahası üzerinden herhangi bir şekilde Esed rejiminin güçlenmesini istemiyor. En son olarak bu tedbire başvurdu. 

TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ TAMAMEN BOZULMAZ

Siz Türkiye’nin Rusya’dan Suriye’ye giden bu uçağı indirmesinin uluslararası hukuk açısından hakkı olduğunu söylüyorsunuz. Rusya’nın ise bu konuda bir tepkisi oldu. Peki bu krizden Rusya ile ilişkilerimiz nasıl etkilenir? 
Rusya halen kendisinin büyük devlet olduğunu, sözünün dinlenmesi gerektiğini düşünen bir devlet. Tepki gösterir, itirazda bulunur. Her ne kadar Rusya bunu yapsa da bunun Türk-Rus ilişkilerinin genel anlamda bozulmasına yol açacak bir boyutlara ulaşacağını ben tahmin etmiyorum.  Türk uçağı da aynı şekilde Rusya’da bu muameleye tabi tutulsaydı, biz de itiraz ederdik. İtiraz kayda geçerdi. Yani bir büyük devlet, yapması gerekeni yapmış olurdu. Ama bu diğer konuları da bozmazdı. O şekilde söylüyorum. Türk-Rus ilişkileri geniş bir spekturum içerisinde, böyle bir uçak meselesinin bunun tamamını bozacağını söyleyemeyiz.

Rusya eskisi kadar büyük bir devlet olmaktan, sözü dinlenmesi gereken bir devlet olduğunu düşünüyor dediniz. Bunu biraz açar mısınız?
Rusya’nın gücünü birkaç kaynakta toplamak lazım. Birincisi BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi, ikincisi nükleer güç olması, üçüncüsü dünya enerji tablosunda önemli bir yere sahip olması. Biz doğalgazımızın yüzde 60’ını oradan alıyoruz. Türkiye her zaman bunu düşünmek zorunda. Bizim iş ilişkilerimiz ters giderse, doğal gaz kesilirse ne olur diye hep aklımızın bir köşesinde tutmak zorundayız. Dördüncüsü kendisine göre büyük istihbarat teşkilatı var. SVR’si, FSB’si, GURU’su dünyanın her yerinde faaliyet gösteriyor. Sovyetler Birliği çöktü ama istihbarat gücü ayakta duruyor. İşte İstanbul’da Çeçenler öldürülüyor. Uzağa gitmeyin, ne yapabildik? Adamı yakalayıp da mahkemeye çıkarabildik mi? Bir sürü Çeçen öldü, yakaladık mı? Adamlar uçağa bindiler, gittiler. Kim oldukları belli. Kamera kayıtları var. Bizde mesela bunu sineye çektik.

Rusya bir süper güç değil, Amerika ayarında bir güç değil. Ama hala o iddiasını sürdürmeye çalışan bir güç. Ordusunu koymak lazım, arazisinin genişliği var. Kaynakları var. Dünyanın en geniş ülkesi. Kendisine göre güçlü bir diplomasisi var. Hala ben büyük ülkeyim, Sovyetler Birliği dönemindeki kadar güçlüyüm iddiasını sürdürmeye çalışıyor. Bu yanlış bir şey ama öyle düşünüyor.

İSTİHBARATIN KİMDEN GELDİĞİ AÇIKLANMAZ

Peki, Türkiye bu uçak istihbaratını kimden aldı acaba?
Bu konular açıklanmaz. Türkiye istihbarat aldık diyor, kimden aldığını söylemiyor, söylemez de. İki, üç  şık var. Ya kendi Moskova’daki istihbaratı, ikincisi batılı devletin istihbaratı. İstihbarat İngiliz ya da Amerikan kaynaklı olabilir. Üçüncüsü BM bunları takip ediyor. Biliyorsunuz biz İran uçaklarını durdurduk. Diyarbakır’a indirdik, hatırlarsanız. O zaman BM kaynaklarından geldiği söylenmişti. BM’de silahları takip eder. Özelilikle İran’ı takip ediyor. Çeşitli kaynaklardan gelmiş olabilir. Bunlar kolay kolay açıklanmaz.

Türkiye, Suriye konusunda çok mu ön plana çıktı?
Ben hükümetin dini saiklerle hareket ettiğini kanaatindeyim. Mezhebi değil tamamen dini ve vicdani bir hareket. Müslüman olduğunu söyleyen kimsede buna yanlış diyemez. 30 bini aşan sayıda insan öldürüldü. Hala öldürülüyor ve öldürülecek gibi gözüküyor. Çünkü Esed bırakmıyor, bırakmayacakta. Bıraktığı takdirde o da linç edilecek. O da kendisine göre ölüm kalım savaşı veriyor.

Bu ne kadar sürer söylemesi çok zor. En büyük etken ordunun saf değiştirmesi. Benim de beklentim oydu ki, Sünni çoğunluktan oluşan ordu saf değiştirir diye düşünüyordum. Bugüne kadar bu olmadı, olsaydı çoktan olmuş olurdu. Esed garnizonlarda tutuyor orduyu, dışarı çıkartmıyor, büyük bir casusluk şebekesi kurmuş. Başlarına kendi subaylarını oturtturmuş, ordu kımıldayamıyor.

SURİYE’DEKİ MUHALİFLER ÇOK DAĞINIKLAR

Suriye’deki muhaliflerin durumu da pek iç açıcı değil sanırım…
Dağınıklar, çok dağınıklar. Onlar da zaaf içerisindeler, bir lider çıkaramadılar. Türkiye’nin, Batı dünyasının ve herkesin kabul edebileceği tek bir lider ortaya çıkaramadılar. Libya’da da öyle oldu ama Libya küçük bir ülkeydi. 3-5 milyonluk bir ülkeydi, Avrupa’ya yakındı, kolay bir ülkeydi vs. Orası başka… Suriye’deki muhalefet dağınık, organize olamadılar, işi sadece oradaki bir Suriye ordusuna bıraktılar. Oradaki irtibatları nasıl, kim kimden emir alıyor belli değil. Oradaki mücahit çocuklar bu işi yürütüyorlar açıkçası.

Muhaliflere ağır silah verilmesini İsrail’in istemediği gibi bir iddia da var.
İsrail’i buraya karıştırmıyorum ben. Türkiye’de her şey İsrail ile açıklanıyor ama o kadar açıklamıyorum. Muhaliflere de ağır silah verilmesi gerekir, ben bunu kaç defa da yazdım. Uçaksavar verilmesi lazım, tanksavar, füze verilmesi lazım vs. Bunların verilmesi lazım. Güçler dengesi başka türlü değişmeyecek. Bu bugüne kadar verilmedi, verilseydi bilirdik. Bir iki tane uçak düşürdüler, onu da kendi imkanlarıyla düşürdüler. Bu verilseydi uçaklar havada uçurtulmazdı. Amerika’nın şimdi buna da itirazı var. Bu silahlar sonra El Kaide’nin eline geçerse ne yaparız diye bir endişe de var. Bu endişeyi de gideremediler Suriye muhalifleri. Siyasi muhalefetin dış dünyadaki siyasi ayağı kendisinden beklenen performansı gösteremedi. Hala toplanamıyorlar, o başka şey söylüyor, bu başka şey söylüyor. Olmaması gereken şeyler oluyor.

on5yirmi5.com