Soruşturma sivillere uzanmasa da eleştirecekler

Olaylar
Engin Dinç’in haberi 28 Şubat sürecinde 4. Dalga operasyonla aralarında emekli ve muvazzaf askerlerin de olduğu 17 asker gözaltına alındı. Biz de soruşturma da gelinen süreci emekli Cumhuriyet B...
EMOJİLE

Engin Dinç’in haberi

28 Şubat sürecinde 4. Dalga operasyonla aralarında emekli ve muvazzaf askerlerin de olduğu 17 asker gözaltına alındı. Biz de soruşturma da gelinen süreci emekli Cumhuriyet Başsavcısı Avukat Reşat Petek’le konuştuk.

28 Şubat soruşturmasında 4. dalganın ardından yine askerlerin gözaltına alındığını ve soruşturmanın sivillere ulaşıp ulaşmayacağını sorduğumuz Reşat Petek, şunları söyledi:

Anlayabildiğim kadarıyla 28 Şubat soruşturması Cumhuriyet savcılarının bir süreden beri, henüz daha operasyonlar başlamadan bir delil toplama safhasıyla başladı. Ondan sonra şüpheli olarak gördükleri kişiler hakkında; arama, el koyma, gözetim altına alma kararlarıyla bir süreç başlatıldı. 4. dalgada da bugün ifade edildiğine göre 11’i emekli 6’sı muvazzaf 17 kişi gözetim altına alma kararı olduğu ifade ediliyor. Toplumda sizin sorduğunuz gibi 28 Şubat’ın aktörlerinden siviller, medya mensupları ve yahut iş çevreleri ile ilgili bir soruşturma var mı yok mu? Tabii bende bu konuda ancak yorum olarak, ceza hukukçusu olarak kanaat ifade edebilirim. 28 Şubat sürecini bizzat yaşadık, tanıkları gidip ifadelerini veriyor. Hasan Celal Güzel, dönemin İçişleri bakanı Meral Akşener, İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Kadir Sarımsak gibi üst düzeydeki, olaya doğrudan karışmış olan aktörlerde gidip ifadelerini veriyorlar. Bu konuda hem şikayet hem de tanık olarak beyanlarına başvuruluyor. Bu delil toplama sürecinden sonra elbette ki alınan ifadeler, savcılar tarafından değerlendirilir. İkinci planda da bunun sivil asker ayrımı yapılmaksızın, bu illegal oluşumunun darbenin içinde kimler var, kimler yok bunların sorgulandığını hep birlikte göreceğiz. Burada benim kanaatim odur ki, illegal eylemleri organize eden veya organize etmemekle birlikte bizzat organize edenlerin emir ve direktiflikleri doğrultusunda eylemlere iştirak eden, katılan, yardım eden, destek veren vs., bunları ceza kanunu kapsamında gerek asli fail, gerek bir örgüt çerçevesinde değerlendirdiğimizde örgütü kuran ve yöneten ve yahutta kurucu ve yönetici olmasa da eylemlere bilerek iştirak edenler hakim karşısına sırasıyla çıkarılacaktır. Önümüzdeki süreçte bunun gerek muvazzaf gerek emekli askerlere yönelen bir operasyon olmadığı,  sıfatlarına ve sivil-asker ayrımına bakılmaksızın eyleme iştirak edenler hakkında soruşturmanın genişleyerek devam edeceğini düşünüyorum.

SORUŞTURMA SİVİLLERE UZANSA DA UZANMASA DA ELEŞTİRECEKLER

Reşat Petek, 28 Şubat soruşturması şayet sivillere ulaşırsa nasıl bir tepki görür şeklindeki sorumuza ise şöyle cevap verdi:
Biz hukuk devletini benimsemiş isek, demokratik hukuk devleti elbette ki sivil toplumun tepkilerini, beklentilerini özellikle siyasetçiler, idari makamlar mutlaka dikkate alır ama yargı, ortada suç varsa ve suçlu olduğu iddia edilenler varsa elindeki delillere göre hareket eder. Şimdi 28 Şubat darbesi üzerinden çok yıllar geçmiş değil, 15 yıl öncesinde ve hep beraber yaşadığımız bir süreç. Ben de o dönem bir ilde Cumhuriyet başsavcısıydım. Açık ve net olarak 28 Şubat’taki illegal yapılanmanın anti -demokratik, gayri meşru, gayri hukuki dayatmalarını gördük ve şahit olduk. Şimdi nelerin suç olup olmadığını elbette ki yasalar çerçevesinde Cumhuriyet başsavcıları takdir edecek. Bunun için burada bu soruşturma genişlemesin veyahut da bir an önce sonuçlansın gibi yaklaşımların da ben doğru olmadığını düşünüyorum. Elbette ilelebet sürüp gidecek değil. Ama bu tür talepleri dile getirenler sanıyorum talepleri yerine gelmiş olsa arkasından da, “bu soruşturmalar layıkiyle yapılmadı, aceleye getirildi, haklı haksız ortaya çıkarılmadı” diyerek eleştiride bulunmaya çalışacaklar. Çünkü Ergenekon sürecinde bunu yaşadık, Balyoz darbe planı sürecinde bunu yaşadık. Onun için 28 Şubat’la ilgili soruşturmada da sanıyorum vatandaşın beklentisi, birilerinin soruşturmanın hedefini saptırmak için özellikle dile getirdikleri konular dahil olmak üzere meselenin çok boyutlu olarak değerlendirilmesi. İlgili Cumhuriyet savcıları da bunu değerlendiriyordur, değerlendirecektir. Ama dediğim gibi bu beklentilerden öte topladıkları deliller, somut veriler, somut belgeler bu 28 Şubat soruşturmasının sonunu tayin edecek. Kimler hakkında dava açılıp açılmayacağını bu şekilde Cumhuriyet savcıları
belirleyecektir. Burada sabırla bekleyip, sonunu görmek lazım.

BALYOZ DAVASINI UZATMAYA ÇALIŞIYORLAR

Ben sonuç olarak şunu ifade edeyim. Benim kanaatim odur ki, yani Cumhuriyet savcılığı ve Cumhuriyet başsavcılığı yapmış bir kişi olarak bu tür soruşturmalarda elbette ki delillerin dağınıklığı sanık sayısının, şüpheli sayısını çokluğu ve delillerin bir kısmına ulaşmadaki karşılaşılan güçlükler birlikte değerlendirildiğinde belirli bir süreci alması tabii olarak görülmelidir. Bakın bu konuda, Balyoz soruşturmasında da dava uzuyor diyerek o yargılama sürecini eleştirenler, şikayetlerde bulundular; adil yargılama ilkesi ihlal ediliyor, dava uzuyor diye… Ama AİHM’den taleplerine ret gelince şimdi duruşmalara katılmayarak yargılamayı uzatmak için gayret göstermeye başladılar. Demek ki dava nasıl sürerse sürsün, birileri somut olarak hukuksuzluk, yani yapılan soruşturmada hukuka aykırılık göremeyince acaba nasıl olur da bu işi karalarım gayreti içinde, bunu ifade etmek istiyorum. Yoksa 28 Şubat soruşturması da olsa, hangi soruşturma olursa olsun temel hak ve hürriyetlere riayet edilmeden hukuk ihlal edilerek bir soruşturma yapılmaya veyahut da özel olarak mahkeme kurulup, hukukun ilkeleri çiğnenerek birileri yargılanmaya kalkılırsa, biz soruşturulan kişilerin kimliğine ve geçmişte yaptıklarına bakmaksızın bu hukuksuzluğa da karşı dururuz, hukukçular olarak bunu da eleştiririz. Ama şu anda somut olarak baktığımızda, yapılan soruşturmalarda bir hukuka aykırılık ben göremiyorum, hukuka uygun olarak soruşturma yapılıyor. Suç işleyenlerin de kimlik, kişilik, sıfat ayrımı yapılmaksızın adalet önüne çıkarıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bu da ülkemizin geleceği açısından önemli bir süreç diye düşünüyorum.

on5yirmi5