Sırp Otpor’dan Gezi Parkı’na ‘Kadife darbe’ler

Olaylar
Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan, Arap Baharı, İran ve Venezuela da olduğu gibi birçok ülkede şiddet içermeyen yöntemleri kullanarak gerçekleştirilen ya da gerçekleştirilmeye çalışılan ‘Kadi...
EMOJİLE

Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan, Arap Baharı, İran ve Venezuela da olduğu gibi birçok ülkede şiddet içermeyen yöntemleri kullanarak gerçekleştirilen ya da gerçekleştirilmeye çalışılan ‘Kadife darbe’ler, Türkiye’de Gezi Parkı eylemlerinde kendini gösterdi. Zaten Mehmet Ali Alabora ve beraberindeki birkaç kişinin 2011 yılında çektiği video da bunun işaretlerini o zamandan veriyor. Prof. Dr. Burhanettin Can, bu Kadife darbeleri karşılaştırdı ve analiz etti. Prof. Dr. Burhanettin Can’ın yazısını destekler mahiyette bir video ise Sırbistan’daki Kadife Darbe’yi gerçekleştiren Sırp Otpor örgütünü anlatan bir belgesel çalışma olarak haberin içine yerleştirdik. İşte Prof. Dr. Burhanettin Can’ın, Gezi Parkı eylemlerinin arka planını yansıtan yazısı ve o video… 

21. Asır haçlı seferlerinin truva atı: “Kadife darbe”ler

Sovyetlerin yıkılması ile yeni bir tür Soğuk Savaş dönemi başlamıştır. Eski Soğuk savaşın en önemli aracı, “sert güç” (silah ve ekonomik) iken yeni soğuk savaşın aracı “yumuşak güçtür”. Sert güç kullanımında baskı tehdit varken, yumuşak güç kullanımında ikna esastır; kendi menfaatine olanın muhatabının menfaatine olduğuna inandırma ve ikna etme söz konusudur. Mücadelede kullanılan gücün değişimine bağlı olarak organizasyon yapıları ve mücadele şekilleri de değişmektedir. Yeni soğuk savaşın en önemli ve etkin araçları, Sivil Toplum Kuruluşlarıdır/örgütleridir (NGO). Batı hem kendi ülkesinde hem de diğer ülkelerde, özellikle, sömürgeleştirmek istediği ülkelerde, STK’lar kurmakta veya var olanlara sızmakta, onları finanse etmekte, eğitmekte, yönlendirmekte ve onlar üzerinden menfaatlerini gerçekleştirecek operasyonlar yapmakta ve stratejiler uygulamaktadır. ABD-İngiltere-İsrail-Küresel Tefeci Sermaye-AB (Şer Ekseni), hedef ülkelerde işbirlikçi STK’lar bulmayı ve bulunan yerli işbirlikçiler aracılığıyla söz konusu ülkelerde kendi politikalarını uygulamayı, iktidarları askeri devreye sokmadan devirmeyi, sistemi kilitlemeyi, iktidarda olanları yıpratmayı, bir strateji olarak belirlemiştir. STK’lar aracılığıyla siyasi iktidarın düşürülmesine, sert güç kullanılmadığından dolayı, “Kadife Darbe/Devrim” denmektedir.
 

 

İlk Kadife darbe dalgası, Sırbistan, Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan darbe zinciridir. Bu ülkelerde kadife darbeler, Rus hakimiyetini kırmak için yapılmıştır. Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan’da Ruslar karşı kadife darbeyle cevap vermekte gecikmemiştir. Kıbrıs’ta Talat’ı iktidara getiren darbe de bir kadife darbedir. Ancak bir sonraki dönemde Talat gitmek zorunda kalmıştır. Şimdilik, Sırbistan hariç diğer darbelerden Batı istediği sonucu alamamıştır. Bu darbelerin ortak özelliğinden dolayı bunları Birinci Nesil Kadife Darbeler olarak nitelendirebiliriz. “Arap Baharı” olarak nitelendirilen Tunus ve Mısır’da İktidarların yıkılmasına neden olan Kadife darbeler ise birincisinden farklı özellikler taşıdığından dolayı buna da İkinci Nesil Kadife Darbeler adını vermekteyiz. Batı, hem Tunus hem de Mısır’da seçim sonuçlarından istediğini alamamış, her iki ülkede de Müslümanların iktidara gelmesini engelleyememiştir.

Türkiye’nin bölgesel hatta Küresel güç olma, Yeni Osmanlı misyonunun inşa etme, Suriye’de Rus-ABD ittifakının oluşturduğu Politikalara karşı politika oluşturma ve İsrail’le uzlaşmama, ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”, İsrail’in “Büyük İsrail Projesi”, AB’nin “2. Sevr projesi” ve Rusya’nın “Sıcak denizlere Açılma Projesi” ile çatışmaktadır. Reyhanlı operasyonu ile başlayan süreç, Taksim “Gezi Parkı” operasyonu ile farklı bir boyuta gelmiştir. Mesele, bir parktaki dört ağaç meselesi olmanın çok daha ötesinde karışık bir mesajlaşma ve hesaplaşmadır. Türkiye’de yeni bir tür Kadife darbe hazırlığı yapılmaktadır. Bunun için burada öncelikle Kadife darbelerin ne olduğunu ele alıp inceleyeceğiz.

Yumuşak Güç Kullanımı: Kadife Darbeler

ABD-İngiltere-İsrail-Tefeci Küresel Sermaye-AB (Şer Ekseni), tarihi süreç içerisinde, tüm alternatifleri yok ederek Batı kültür ve medeniyeti merkezli bir dünya hâkimiyeti kurabilme stratejisine bağlı kalarak değişik ülkelerde, değişik zamanlarda, değişik darbe yöntemleri geliştirmiştir. Bunları dört grupta sınıflandırabiliriz:

*  Birinci Nesil Darbeler: Fiili Askeri İşgal: Afganistan, Irak, Panama örnekleri.

*  İkinci Nesil Darbeler: ABD onaylı askeri cunta darbeleri. Türkiye’de 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül bu tür darbelerdir.

*  Üçüncü Nesil Darbeler (Postmodern Darbe): Askerlerin öncülüğünde sivil toplum kuruluşlarının muhalefeti ile hükümetin devrilmesi. Türkiye’deki 28 Şubat bunun en güzel örneğidir.

*  Dördüncü Nesil Darbeler (Postmodern Kadife Darbeler): Batı işbirlikçisi STK’lar ile darbe; Sırbistan, Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan, Kıbrıs örnekleri.

Dördüncü Nesil Darbe (Kadife darbe), o ülkenin yerli görüntülü sivil toplum örgütlerinin önderliğinde kitle hareketi ile yönetimleri devirme sanatı olarak tanımlanabilir.

Kullanılan Yöntem

Burada, yerli işbirlikçiler aracılığıyla ülkeleri içerden ele geçirmek ana yaklaşım tarzıdır. Baskın olan yumuşak güç kullanımıdır. Şer Ekseni tarafından bu süreçte ülkeler, içerden karıştırılmakta, etnik ve mezhebi tüm ayrılıklar tahrik edilmekte ve tüm gayrı memnunlar iktidar karşıtı bir safta birleştirilmektedir. Finansman ve medya desteği Şer Ekseni (Özellikle ABD ve Küresel Sermaye) STK’larınca karşılanmaktadır. Bu yeni dönemin Truva atı: Demokrasi, İnsan hakları, özgürlüklerdir. Şer ekseni, bu atla ülkelerin içine girmek istemektedir.

Dördüncü Nesil Darbelerin teorik alt yapısı, Avusturyalı düşünür Karl Popper’in ‘Açık Toplum ve Düşmanları’ adlı kitabındaki düşüncelerine dayanmaktadır:

“Totaliterler zorunlu, hatta kaçınılmaz olarak baskıya şiddete başvuruyorlar. Bu totaliter rejimlerin karşısına konabilecek bir seçenek var. Gerçeğin kimsenin tekelinde olmadığı bir seçenek. Farklı bireylerin değişik görüşleri taşıdığı, bu farklılıkların, bu çeşitliliğin barış içerisinde bir arada yaşamasını sağlayacak kurumların gerektiği bir seçenek. Yurttaşların haklarını o kurumlar koruyacak, ifade ve tercih özgürlüğünü yine o kurumlar güvence altına alacak. Bu toplumsal örgütlenmeye bir ad koymak gerekirse, Açık Toplum diyebiliriz.”(1)

Kadife Darbelerin Finansorü ABD’li spekülatör Soros’un vakfının isminin, Popper’den mülhem, ‘Açık Toplum’ (Open Society) olmasına dikkat edilmelidir. Soros vakfını bu amaçla kurduğunu saklamamaktadır. Kadife darbelerde uygulanan yöntemin temel felsefesi ise, siyaset bilimci Gene Sharp’a aittir. ‘Şiddet İçermeyen Hareketin Politikası’ (‘The Politics of Nonviolent Action’) ve ‘Diktatörlükten Demokrasiye’ (‘From Dictatorship to Democracy’) adlı kitaplarında uygulanan yöntem anlatılmaktadır (1). G.Sharp’a göre;

“Diktatörün kredisi azaldıkça ona itaatsizlik edecek olan bürokratların ve güvenlik güçlerinin sayısı da artar. Bu kitle kritik bir seviyeye ulaştığında ise diktatör iktidarı kaybeder. Muhalif güçler, işte bu anlayışa uygun nitelikte bir program uygulamalıdırlar.” (1)

Gene Sarp, ‘sivil itaatsizlik ve uluslararası baskının’ diktatörlüklerin ‘aşil topuğu’ olduğunu ileri sürmekte ve bu amaçla 189 farklı eylem metodu önermektedir.(1)

Gene Sarp’ın uygulamayı önerdiği yöntem şöyle özetlenebilir (1):

1. Nokta: Örgüt: Öncelikle tek kelimelik vurucu bir örgüt ismi ile gençler ve öğrenciler arasında örgütlenme.

2. Nokta: Slogan: Basit ve etkileyici bir slogan oluşturma ve yayma.

3. Nokta: Medya: Ulusal ve uluslararası medya desteği.

4. Nokta: Finansman: Uluslararası vakıf ve sivil toplum örgütlerinin parasal desteği.

5. Nokta: Seçimlere Hazırlık: Seçimler halkın sokağa dökülmesi için en uygun dönemlerdir. Bunu için alt yapı çalışması yapmak:

– Seçimlerden altı ay kadar önce seçimlere hile karıştırılacağı şüphelerini yayarak seçimlere gölge düşürmek.

– Seçim sonuçları ne olursa olsun seçimlerin adil yapılmadığı ve seçimlere hile karıştırıldığı iddiasını gündeme getirmek.

– Seçimlere gözlemci olarak gelen batılı uluslararası teşkilat temsilcilerinin bu iddiayı destekleyerek sorunun uluslararası arenaya taşınmasını sağlamak.

6. Nokta: Gerilim Artırma:

– Ekonomik manipülasyon yaparak bunalımı körüklemek.

– Etnik ve mezhepsel farklılıkları kaşımak.

*  7. Nokta: Gayri Memnunları Toparlama:

– Kitlelerin takip edebileceği tanınan insanları lider olarak öne çıkarma. Eski yönetimden dışlanmış popüler isimler uygun olabilir.

– Yönetime karşı olan tüm gayri memnunları bir çatı altında toplama.

*  8. Nokta: Asker ve güvenlik güçlerini kazanma ya da tarafsızlaştırma: Yönetimin yanında yer almamasını, en azından olaylara müdahale etmemesini, tarafsız kalmasını ve fakat muhalefeti de açık bir şekilde destekleyerek askeri darbe görüntüsü de verilmemesini sağlamak. Böylelikle kitlelerin daha cesur davranması sağlanıyor, katılım artıyor (2).

*  9. Nokta: Sokak Hakimiyeti: Taraftarları sürekli olarak sokakta tutarak yönetimin otoritesini ve iradesini kırmak. Bu gelişme yönetimi yalnızlığa iter, kendisine bağlı güçlerin itaatsizlik oranında ‘kritik düzeyin aşılmasını’ sağlar ve muhalefetin halk desteğini hızla artırır.

*  10. Nokta: Sonuç: Yönetimin (diktatörün) şiddet uygulanmadan kansız bir şekilde yıkılışı.

Kadife darbelerin başarılı olmalarının nedenlerini ortaya çıkarabilmek için iyi bir analiz yapılması ve olaya etki eden tüm parametrelerin göz önüne alınması gerekir. Olayları iç ve dış dinamikler kapsamında iki boyutlu bir uzayda ele alabiliriz. Ancak bunların ayrıntılı incelenmesine burada yer verme imkanı yoktur.:

İç Dinamikler

Kadife Darbe sürecine etki eden, onu kolaylaştıran ve hatta hızlandıran iç parametreleri aşağıdaki başlıklar altında toplayabiliriz:

*  ‘Siyasal Kültür ve Yapılar’

*  Ekonomik Yapı

*  Toplumsal Yapı

*  İktidarın Durumu

*  Muhalefetin Durumu

*  Kitle İletişim Araçlarının Durumu

Dış Dinamikler

Bu darbelerde etkili olan dış parametreleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

*  Ülkenin Jeostratejik, Jeopolitik, Jeoekonomik ve Jeokültürel Durumu

*  Diş güçlerin(Bölgesel ve Küresel Güçlerin) Tutumu

*  Kitle iletişim Araçlarının Tutumu

Birinci Nesil Kadife Darbelerin ortak noktalarını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

1- Darbeyi sembolleştirecek ve isim babası olacak çiçekler, renkler ve giysiler seçilmiştir. İsimlendirmeler buna uygun yapılmıştır: Gürcistan Kırmızı- Gül Devrimi, Ukrayna Turuncu-Kestane Devrimi, Kırgızistan Sarı-Lale devrimi.(1,2)

Kitlelerin elbiseleri buna göre şekillendirilmiştir ve ellerinde çiçekler bulunmaktadır.

2- Üniversite gençliği öncü rolünü oynamıştır. Gençler, rock konserleri, eğlencelerle protestocuların safına çekilmiştir. Batılılar gibi yaşamak isteyen gençler örgütlendirilmiştir.(3) Sovyet zulmünden yeni çıkmış, sağlam değerleri olmayan, ekonomileri bozuk ve yönetim tarafından baskı altında tutulmuş bu ülke insanlarının medya kitle kültürü ile batıya hayran hale getirilmesi pek zor olmamıştır. Bunun sonucunda Batı ile işbirliğinde anormal bir şey görmemişlerdir.

Kıbrıs gençliğinde benzer psikoloji meydanlara yansımıştır. Genç partinin %7,5’lik bir oy potansiyeline ulaşmış olmasında medya kitle kültürü etkili olmuştur.

3- Tek isimli bir gençlik örgütü popüler hale getirilip örgütlenme onun etrafında gerçekleştirilmiştir: Sırbıstan’da Otpor (Direniş), Gürcistan’da Kmara (Yeter), Ukrayna’da Pora (Zamanı Geldi), Kırgızistan’da Birge (Birlikte).

Ukrayna’da Znayu, 100 sivil toplum örgütünü bünyesinde barındıran bir çatı örgüt olmuştur. 30 bin kişilik bir öğrenci potansiyeline ulaşmıştır. Kırgızistan’da çatı örgüt olarak Kel Kel, 170 sivil toplum örgütünü bünyesine almıştır. (1-3)

4- İçerde ve dışarıda medya desteği sağlanmıştır: Sırbistan’da B-92 Radyosu, Gürcistan’da Rustavi-2 televizyonu, Ukrayna’da Kanal 5 televizyonu, Kırgızistan’da Res Publica ve MSN Gazeteleri, ayrıca Bişkek’teki ABD dışişleri bakanlığının basımevi 60 değişik yayını basarak destek vermiştir. (1)

5- Tümünün finansmanı yabancı vakıf ve sivil toplum örgütleri tarafından karşılanmıştır. Sırbistan’da Soros vakıfları; Gürcistan’da Soros Vakfı, Freedom House Uluslararası Demokrasi Enstitüsü; Ukrayna’da Soros’un Açık Toplum Vakfı, Freedom House, Amerikan Cumhuriyetçi Partiye Yakın IRI, Amerikan Demokrat Partiye yakın NDI sivil toplum kuruluşları, ABD-Ukrayna Vakfı; Kırgızistan’da USAID, Freedom House, National Democratic Institüte (NDI), İnternational Republician İnstitute (IRI), Open Society İnstitute(OSI=Soros’un Açık Toplum Enstitüsü).

Kel Kel’in bütçesi 110 bin dolar olup NDI tarafından sağlanmıştır. Kel Kel içerisindeki ‘Yolsuzluğa karşı Sivil Toplum Kuruluşu’na NED (Ulusal Demokrasi Fonu) tarafından 25 bin dolar yardım yapılmıştır, Sakaşvili ve yeni yönetimin maaşları uzun zaman Soros vakfı ve BM tarafından ödenmiştir. (1,2)

6- ABD elçilikleri olaylara destek verip yönlendirme yapmışlardır. Sırbistan’da Belgrat ABD büyükelçisi Richard Miles, Gürcistan’da Tiflis ABD büyükelçisi Richard Miles, Ukrayna’da Kiev büyükelçisi John Herbst, Kırgızıstan’da Bişkek ABD büyükelçisi Steven Young.

Steven Young, 2004 yılında, “Eğer Kırgızistan’da iktidar barışçı yollarla el değiştirirse, bu durum bütün komşu Orta Asya devletlerinin vatandaşlarını umutlandıracaktır.”(1) diyerek olayları tahrik etmiştir. Keza darbeden bir hafta önce internette yayınladığı raporla darbenin planını Kırgızistan halkına sunarak yönlendirme yapmıştır. Muhalefetin eylemlerini desteklediğini kamuoyuna duyurmuştur(1).

7- Eylemi götüren örgütlerin eğitimleri, yabancı vakıflar tarafından finanse edilip Sırbistan üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sırbistan’daki örgütler, diğer ülke gençlik örgütlerini eğitmede kullanılmıştır. Hatta Sırbistan gençliği, diğer ülkelerdeki eylemlere bizzat iştirak etmiştir. (Gürcistan) Skaşvili ve arkadaşları Soros vakfı tarafından Belgrat’a götürülerek eğitilmişlerdir. Sırbistan’daki Otpor Örgütü (kitleleri kazanma ve yönlendirme konusunda) Pora (Ukrayna) üyelerini eğitmiştir. Znayu tüm il ve ilçelerde seçmenlere seçimle ve adaylarla ilgili eğitim vermiştir(2,3). Moldova, Belarus, Rusya ve orta Asya ülkelerinden gelen gençler, eğitime tabi tutulmuştur(2).

8- Muhalefet liderlerinin tümü daha önce yönetimde bulunup bir şekilde dışlanmış olan kimselerdir. Batıda eğitim almış ve batı eğilimlidirler. Bu ülkelerde gençliğin yanı sıra kadınların önemli rolü olmuş, kadın liderler kitleleri sürüklemiştir.

Bayan liderler: Gürcistan’da Nino Burcanadze, Ukrayna’da Yulya Timaşenko, Kırgizistan’da: Roza Otunbayeva.(3)

9- Ülkelerin hepsinde etnik ve mezhepsel huzursuzluklar kaşınmıştır:14,16 Gurcistan’da; Acara, Osetya, Abhazya, Javakheti, Ukrayna’da; Doğu-Batı, Rus-Ukraynalı, Rusça konuşan Ukraynalılar, Kırgızıstan’da Özbek-Kırgız.

10-Düğmeye seçimlerle birlikte basılmıştır. Sırbistan (2000), Gürcistan (2003), Ukrayna (2004), Kırgızistan’da (2005). Ancak bu ülkelerin tümünde seçimlerden yaklaşık 6 ay kadar önce seçimlerin adil olması ve hile yapılmaması için kampanya açılarak farklı örgütler arasında dayanışma sağlanmıştır. Bu arada kamuoyu hile konusunda şartlandırılarak bir şuur altı oluşturulmuştur. Seçimlerden önce yapılan anketlerle muhalefetin iktidardan daha ilerde olduğu kanısı yerleştirilmiştir. Seçimlerden sonra da hile var diyerek kampanya başlatılmıştır. (1,3)

Yabancı vakıflar, medya ve siyasiler işin içerisine girmiş, AGİT ve diğer gözlemci kuruluşlar aracılığıyla seçim sonuçları, uluslararası camiaya taşınıp mevcut yönetim baskı altına alınıp yalnızlaştırılmıştır.

Ukrayna seçimleri ile ilgili olarak ABD Başkanı Bush ve AB Dışişleri sorumlusu Javier Solana; ‘Seçim sonuçlarını kabul etmediklerini’ ilan etmişlerdir. (1,3) Ukrayna darbesinden sonra George Soros: “Orta Asya ülkeleri de Ukrayna ve Gürcistan örneklerini izleyerek değişmelidirler.” demiş olması, ABD şirket devletinin olaylara ne derece müdahil olduğunun bir göstergesidir (1).

AB Dış Politika Temsilcisi Javier Solana, Brüksel’de yayınladığı bildirisinde: “Kırgızistan’daki olayları yakından takip ediyoruz. Parlamento seçimlerinin uluslararası normlara uymaması ve halkı tatmin etmemesi konusunda endişeliyiz. Bu durum ülkede gerilim yaşanmasına neden oluyor” (1) demekle istenen desteği sağlamıştır.

11- Bu ülkelerin hepsinde yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, yandaşlık ve adaletsizlik en hakim unsur olmuştur. Değer sistemlerinde ciddi bir erozyon vardır. Millet olma bilincinde ciddi kırılmalar mevcuttur. Batının medya kitle kültürü, büyük bir batı hayranlığı oluşturmuş ve batılı gibi yaşayabilmek için para etkin bir unsur olarak öne çıkmıştır.

Sonuç: Soru

Koç Üniversitesinin, Swiss Otel’in, Konrat Otel’in ağaç kıyımında ve B2 arazilerinde ormanların yok edilmesinde ve İstanbul’un gökdelenlerle kirletilmesinde susanlar, şimdi ne oldu da meydanlara indiler?

Mesele “Taksim Gezi Parkı” dört ağaç, çevre meselesi mi? Yoksa daha büyük bir oyun mu?

“Öküz öldü ortaklık bozuldu”.

Ve Hz. Muhammed(sas) der ki:

“Ey insanlar! Sizler sulh ve sükunet devrindesiniz. Zaman süratle ilerliyor…

Öyleyse, Gelecekteki mücadeleler için hazırlanın.

(Sulh ise) yakında miadı dolacak olan bir hazırlanma devresidir.

Karanlık geceler gibi işler karıştığı zaman Kur’an-ı Kerim’e sarılınız.” (4)

Kaynaklar

1- Kırgızistan Kadife Devrim Dosyası, Araştırma Kültür Vakfı Arşivi, 2005.

2-Başyurt E., Kadife Devrimin Yeni Hedefi: Orta Asya, Aksiyon, 28.03.2005, S:34-37.

3- Ukrayna Dosyası, Araştırma Kültür Vakfı Arşivi, 2005.

4- Kandehlevi, M.Y, Hayat-u Sahabe, c.1. s:1783.

Otpor nedir? Kime hizmet eder? başlıklı haberi okumak için tıklayınız!

Milli Gazete