Ölüm üçgeni

Olaylar
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın otopsisinde ortaya çıkan bulgular, adli tıp uzmanlarını ikiye böldü…Bilirkişi heyetinde bulunan bazı isimler Özal’ın naaşında bulunan kimyasal...
EMOJİLE

Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın otopsisinde ortaya çıkan bulgular, adli tıp uzmanlarını ikiye böldü…Bilirkişi heyetinde bulunan bazı isimler Özal’ın naaşında bulunan kimyasalların doğal besinler yoluyla vücuda girdiği görüşünde… Diğer bir görüşe göre ise, kimyasal bileşikler dışarıdan verilerek Özal zehirlendi…

Özal’ın çalışma arkadaşı, Anavatan Partisi Eski Milletvekili ve emekli askeri savcı Faik Tarımcıoğlu, A Haber canlı yayınında Can Okanar’ın konuyla ilgili sorularını yanıtladı.
Tarımcıoğlu 1988’deki suikast aydınlatılmadığı sürece, zehirlenme olayının aydınlatılamayacağını dile getirdi.

Bilirkişinin bir şey tespit edememesinin de bir sonuç veremeyeceğine dikkat çeken Tarımcıoğlu, "bazı zehirler toksit bırakmadan öldürür" dedi.

Tarımcıoğlu şöyle konuştu;

"BAZI ZEHİRLER TOKSİT BIRAKMADAN ÖLDÜRÜR"
Öncelikle, 18 Haziran 1988 olayını aydınlatmadan bu zehirlenme olayını aydınlatamazsınız. Ayrıca Bilirkişi hakikaten yeterli dozda zehir verildi verilmedi tartışmasında, bir takım pratikten gelen problemlerden dolayı bulmayabilir. Ama bu zehirlenmedi anlamına da gelmez. Bazı özel maddeler vardır ki, bunlar toksin tesiri de bırakmadan, kalp krizi geçirterek ölümüne sebep verebilir. Kaşif Kozinoğlu hadisesi gibi. Bu ileride bir muamma olarak devam edecektir. Bilirkişi ben bir şey tespit edemedim demiştir. Ama tespit edilememesi o kriminal olayları bütünüyle ortadan kaldırmaz.

Cumhurbaşkanlığı görevlilerden birisi apar topar Honduras’a tayin ediliyor, birisi de İskoçya’ya. Peki, bunun izahı ne? Neyi telaşla kapatmak istiyorsunuz. Onu Honduras’a tayin edenler başka bir irade peşinde. Bunun dışında, bir gün önce Bulgar bilmem ne heyetinin ısrarlı davetiyle bir olay yaşanmış. Limonata içti içmedi tartışması falan. Bu akla karartma operasyonu olarak geliyor. Bazı şeyler gizlenmek mi istendi diye. Ben Türkmenistan ziyaretinden bir gün önce kendisiyle görüşmüştüm yorgundu, ciddi manada yorgundu. O polonyum denilen bir şeyin verildiği iddiası var. Bu mümkün. Böcek ilacı, eskiden beri aldığı meyve sebzelerden mi olduğu tartışması kolay kabul edilebilir bir şey değil. Bulgular samimi ise, samimi olmayan bilirkişi raporlarını çok iyi biliyoruz. Çok, çok, çok. Yüzlerce, binlerce saymaya vakit yetmez. Nelerin döndüğünü, adalet mekanizmasının neden mefluç olduğunu çok net anlatan bilirkişi raporları var. Bunu sadece avukatların ya da müdahillerin feryatlarından çıkarmıyorum. Hâkim ve savcıların çok özel feryatları var. "Böyle bilirkişi raporu mu olur kardeşim" demesine rağmen "E ne yapayım, bilirkişi raporu böyle verdi" şeklinde kararlar veren veya vermeye mecbur olduğunu hisseden hâkimler var. Onları biliyoruz yakından. Hele hele bu siyasi olaylarda, bir devlet refleksi var ki, her şeyin üzerini kapatabiliyor. Koskoca hâkimler o rüzgara kapılarak gidiyor.

ahaber.com