MİT, Ağar’ın ses kaydını mahkemeye verdi

Olaylar
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), “öldürülecek işadamları” listesinde yer alan İranlı uyuşturucu kaçakçıları Asgar Simitko ve Lazım Esmaelli’nin öldürülmesinden sonra sorguya alınan MİT görevlisi ...
EMOJİLE

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), “öldürülecek işadamları” listesinde yer alan İranlı uyuşturucu kaçakçıları Asgar Simitko ve Lazım Esmaelli’nin öldürülmesinden sonra sorguya alınan MİT görevlisi Tarık Ümit’in, eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’le yaptığı görüşmeyi içeren bant kaydını 12 yıl sonra savcılığa gönderdiği açığa çıktı.

Cinayetleri itiraf etti

Türker Karapınar’ın Milliyet’te yer alan haberine göre, bant kaydına göre Ümit, Eymür’e, Diyarbakır Liceli oto galerisi sahibi Fevzi Aslan’ı, 28 Mart 1994’te, beraberindeki Susurluk hükümlüsü, eski özel harekâtçı Ziya Bandırmalıoğlu ve 3 kişiyle birlikte öldürdüklerini itiraf etti.

Ümit, Aslan’ın öldürüldüğü gece özel harekatçıları eğiten emekli Yarbay Korkut Eken’e ulaşamayınca dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ı aradığını söyledi. Ümit, Ağar’ın kendisine, “Gayet sevinçli bir şekilde ‘Çok memnun oldum, gözlerinden öperim. Neredesin” dediğini anlattı. Ağar’ın istemesi üzerine Ümit, Ankara’ya gitti ve sonra İstanbul’a geri döndü.

Kayıtlara göre, Ümit, MİT’te, Eken’le bu görüşmeyi yaptıktan 13 gün sonra kaçırıldı ve bir daha da bulunamadı. Faili meçhul cinayetlerle ilgili dava dosyasından çıkan bu band kaydı, Ağar’a sorgusunda soruldu. Band kaydını kabul etmeyerek Eymür’ü suçlayan Ağar, “Kendisiyle muhatap olmadığım halde kendi kullandığı ajanlar vasıtasıyla aleyhime birtakım belgeler hazırlamıştır” dedi.

Faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmanın 1994 tarihli kriminal raporlarında, 6 cinayette kullanılan silah ve mermilerin irtibatlı olduğu yazılmasına karşın bugüne kadar hiçbir adım atılmadığı da ortaya çıktı. MİT’in bu belgeleri 12 yıl saklayıp 2007’de savcılığa göndermesi ise tartışma yarattı.

Gündeme getirmişti

Mehmet Eymür 1998’den bu yana Tarık Ümit ile ilgili söz konusu kasetin MİT’te olduğunu çeşitli defalar gündeme getirmişti. MİT uzun süre mahkemelerin bu yöndeki talebine yanıt vermedi. Eymür aynı zamanda Ümit’in evinde gizli bir bölme olduğunu ve Korkut Eken’den aldığı bomba ve silahları da burada muhafaza ettiğini söylemiş ancak gizli bölme bulunamamıştı.

Tarık Ümit 1994’te ortadan kayboldu.

6 olayda silah ve mermiler irtibatlı

1994-1995 yıllarında işlenen 6 cinayetin, bu cinayetlerde kullanılan silah ve mermilerin irtibatlı olduğu 1994’ten bu yana bilinmesine karşın bugüne kadar aydınlatılamadığı da anlaşıldı.

İşadamı Behçet Cantürk ve şoförü Recep Kuzucu’nun cesetleri, 15 Ocak 1994’te, İstanbul Sapanca Kırkpınar mevkii TEM otoyolunun açılmamış otoparkında bulundu. Avukat Yusuf Ekinci, 25 Şubat 1994’te, Ankara Gölbaşı Karşıyaka Mahallesi Doktorlar Sitesi yakını otoban yolu kenarında öldürüldü. Diyarbakır Lice doğumlu Fevzi Aslan ve yeğeni Salih Aslan’ın cesetleri, 28 Mart 1994’te Hendek ilçesi Kargalıyeniköy mevkiinde TEM otoyolu kenarındaki otopark alanında bulundu. Avukat Medet Serhat ve şoförü İsmail Karaalioğlu, 12 Kasım 1994’te saat 01.00 sıralarında 34 N 0999 plakalı Mercedes marka özel otomobil ile Kadıköy-Bağdat Caddesi Abdulkadir Noyan sokak üzerinde seyir halindeyken beyaz Renault marka bir araç içinden açılan ateş sonucu öldürüldü.

15 Kasım 1994 tarihli kriminal raporuna göre, Medet Serhat ve İsmail Karaalioğlu’nun öldürülmesinde ele geçirilen mermi çekirdekleri ile Yusuf Ekinci’nin tabanca ile vurularak öldürülmesi olayında kullanılan 9 mm çapında Parabellum tipi mermi çekirdeklerinin irtibatlı olduğu anlaşıldı.

İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 30 Mart 1994 tarihli raporuna göre, Behçet Cantürk ve Recep Kuzucu olayında ele geçirilen 13 adet 9 mm. çaplı boş kovanlar ile Fevzi Aslan ve Salih Aslan’ın öldürülmesi olayında kullanılan 2 adet 9 mm. çaplı boş kovanların aynı silahtan atıldığı da tespit edildi.

1995’teki bant kaydını 2007’de gönderdi

Belgelere göre, hem MİT ve hem polise çalıştığı açığa çıkan Tarık Ümit, faili meçhul cinayetlerle ilgili “öldürülecek işadamları” listesinde adları yer aldığı iddia edilen İranlı uyuşturucu kaçakçıları Asgar Simitko ve Lazım Esmaelli’nin 15 Ocak 1995’te öldürülmesinden sonra 18 Şubat 1995’te MİT’te sorguya alındı.

Ümit’i, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür sorguladı. Eymür’le Ümit’in yaptığı bu görüşmenin içeriği yıllardır sır gibi saklı kaldı. Band kaydı ve görüşmenin içeriği, Susurluk kazasının ardından başlatılan TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na da gönderilmedi. MİT, Eymür ve Ümit’in yaptığı görüşmenin bant kayıtlarını, 12 yıl sonra, 21 Aralık 2007’de faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.

Ağar’ı aradı

Kayda göre Ümit, Eymür’e, Diyarbakır Lice’li oto galerisi sahibi Fevzi Aslan’ı 28 Mart 1994’te Susurluk hükümlüsü, eski özel harekâtçı Ziya Bandırmalıoğlu ve 3 kişiyle birlikte öldürdüklerini itiraf etti. Ümit, Aslan’ın öldürüldüğü gece eski MİT’çi Korkut Eken’e ulaşamayınca dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ı aradığını söyledi. Ağar da, Ümit’in anlatımıyla, “Gayet sevinçli bir şekilde ‘çok memnun oldum, gözlerinden öperim. Neredesin?” dedi. Ağar’ın istemesi üzerine Ümit, Ankara’ya gitti ve sonra da İstanbul’a döndü. Ümit, MİT’te, Eymür’le bu görüşmeyi yaptıktan 13 gün sonra kaçırıldı ve bir daha da bulunamadı.

Mehmet Ağar Eymür’ü suçladı

Faili meçhul cinayetlerle ilgili 12 kişi hakkında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava dosyasından çıkan bu band kaydı, 7 Eylül 2013’te hazırlık soruşturması sırasında savcılıkta ifadesi alınan Ağar’a soruldu. Band kaydını kabul etmeyen Ağar, Eymür’ü suçlayarak, şunları söyledi:

“MİT ile uzun yıllar bulunduğum bütün kamu görevlerinde fevkalade uyumlu, ülke ve millet yararına hukuk çerçevesi içerisinde çok başarılı görevler yaptığımızı biliyorum. Adı geçen şahıs, Eymür MİT teşkilatından uzaklaştırılmasından dolayı 1987 veya 1988’den beri şahsıma karşı kişisel husumet sahibidir. Hiçbir şekilde kendisiyle muhatap olmadığım halde tamamıyla kendi kullandığı ajanlar vasıtasıyla aleyhime bir takım belgeler hazırlamıştır. Benim Tarık Ümit’le bu tür bir şey konuşmam söz konusu değildir. Kendisi zamanında makama müracaat etmiş, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’ne yönlendirilmiş, hatırladığım kadarıyla bir asit ahhidrit yakalanması operasyonunda bilgi sağlamış ve daha sonra da teşkilatımızla irtibatını koparmıştır. Dolayısıyla bütün ilişkisi o operasyon dolayısıyla ilgili dairenin elemanları ile olmuştur. Sürekli olarak Eymür tarafından eleman olarak kullanıldığı için onun istediği tarzda ifade vermesinde şaşılacak bir şey yoktur. Yaptığımız çalışmalar müşterek operasyonlarımız devletin arşivlerindedir. Bütün görevlerimde bu nadide teşkilatın yara almaması için her türlü hassasiyet gösterilmiştir.”

17’nci cinayet Topal’ın ortağı

Savcılığın, 1990’lı yıllarda işlenen 16 faili meçhul cinayete, kumarhaneler kralı olarak bilinen Ömer Lütfi Topal’ın iş ortaklarından Hikmet Babataş’ın öldürülmesini de eklediği ortaya çıktı. Babataş’ın, 28 Nisan 1996’da Muğla’nın Bodrum ilçesinde Turman oteli otoparkında tabanca ile öldürülmesi olayının, eski MİT görevlisi emekli Yarbay Korkut Eken, dönemin Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ve dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’a savcılıkta verdiği ifadeler sırasında sorulduğu anlaşıldı. Eken, savcılığın, “Babataş’ın öldürülmesi olayının talimatınızla eğitim verdiğiniz özel ekip tarafından infaz edildiği, talimatın da İbrahim Şahin ve sizin tarafınızdan verildiği anlaşılmaktadır” sorusu üzerine, Babataş’ı tanımadığını ve öldürüldüğünü de duymadığını söyledi. Ağar da, olayı hatırlamasının mümkün olmadığını kaydetti.

Milliyet