Milat yazarından Fethullah Gülen’e mektup

Olaylar
Bu mektubu Hocaefendi’ye ulaştırabilir misiniz? Sayın Hocam, Bu kadar yoğun gündeminiz arasında size bu mektup ulaşır mı, ulaştırılır mı, ulaşsa da okuma imkanı bulabilir misiniz bilmiyorum. Bugünlerd...
EMOJİLE

Bu mektubu Hocaefendi’ye ulaştırabilir misiniz?

Sayın Hocam,

Bu kadar yoğun gündeminiz arasında size bu mektup ulaşır mı, ulaştırılır mı, ulaşsa da okuma imkanı bulabilir misiniz bilmiyorum.

Bugünlerde aleyhinizde yerli-yersiz o kadar çok haber ve köşe yazısı çıkıyor ki, sekreterliğinizi yapan Osman Şimşek beyfendinin bunları bir filtreden geçirmesini de doğal karşılıyorum.

Okuma imkanınız olmasa da inanın alınmam.

Size ulaştırılmasa da üzerime düşen bir görevi yerine getirmek adına bu mektubu yazıyorum.

BU SORUNU SADECE SİZ ÇÖZEBİLİRSİNİZ

Bu mesele hakkında Türkiye’de kaç bin yazı yazıldı, kaç haber yapıldı bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var. Eğer bu meselenin sizi de aşan, çok derin uluslar arası boyutları yoksa, çözüm sizin iki dudağınızın arasında.

Cemaatin iş dünyasındaki faaliyetlerinden, Hüseyin Gülerce’nin köşe yazısına kadar hizmet hareketine hakim olduğunuzu artık biliyorum. Son bir aydır Türkiye’den olan bitenler hakkında bilgi sahibi olduğunuzu da az çok tahmin edebiliyorum.

Ama yine de hatırlatmakta fayda görüyorum.

Cemaat medyası, son aylarda Başbakan Erdoğan’ı hedef tahtasına oturtmuş vurdukça vuruyor. Artık her türlü çarpıtma ve ajitasyon mübah hale geldi.

Sanki bu olaylar Risale-i Nur okurken, Bamteli’ni izlerken, öğrenci okuruturken başlarına gelmiş gibi sürekli Afrikalı çocukları ve onlara ders veren eğitim gönüllülerini göstererek bizi aptal muamelesi yapıyorlar.

Hem “paralel devlet kurmuyoruz, varsa böyle bir yapı mutlaka dağıtılmalı” diyorlar hem de tasfiye edilenlerin ardından ağıt yakıyorlar. Sanki yerine gelenler bu ülkenin savcısı, polisi değilmiş gibi…

BÜTÜN TÜRKİYE CEMAATİ YANLIŞ MI ANLIYOR HOCAM?

Dünyadaki bütün kötülüklerin merkezi olarak Başbakan Erdoğan’ı gören Cemaat medyasının.

haklı olduğunu düşünelim. Diyelim ki Başbakan Erdoğan son dönemde cemaate haksızlık yapıyor ve bitirmeye çalışıyor…

-Peki, “Vesayetçilerin değil demokrasinin yanındayız” diyerek bir bildiriye imza atan Erenköy Cemaati’nden Akabe Vakfı’na, İsmailağa Cemaati’nden Barla Platformu’na kadar 135 Sivil Toplum Kuruluşu da hizmet hareketine haksızlık mı ediyor?

-Sizin ve cemaatinizin her sıkıntıda yanında olan, hizmetin tüm faaliyetlerine yıllardır sayfalarını açan muhafazakar ve iktidara yakın medyanın yazarları, çizerleri ve çalışanları bugün cemaate iftira mı atıyor?

-“Hocaefendi’nin Fıkhını Anlamak” kitabını yazacak kadar kendini size yakın hissettiği halde, bugünkü kavgada Cemaat’i haksız bulan Faruk Beşer de bu “itibarsızlaştırma” kampanyasına alet mi oluyor?

-Bir zamanlar Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın “hoşgörü” ödülüne layık olan, bugün ise “bu kavga cemaatin sonu olur” diyen Abdurrahman Dilipak da bu kirlik ittifakın içinde mi?

-Abant Platformu’nun en saygın ve etkili isimlerinden biri iken şimdi “İktidar sizin robotunuz değil” diyerek cemaate sert uyarılar da bulunan Hayrettin Karaman Hoca’ya da mı itibar etmiyorsunuz?

-Hiçbir ideolojik ve siyasi angjmanı bulunmayan ve her organizasyonda cemaat ile birlikte görüntü vermekten kaçınmayan Berat Özipek, Mustafa Akyol, Atilla Yayla gibi liberal isimlerin samimi eleştirilerini de Cemaat’e kurulan komplonun bir parçası olarak mı görülüyor?

-Hayatında hizmet hareketine tek bir olumsuz cümle sarfetmemiş, bugün ise Cemaat hakkında yazdığı eleştiri yazıları nedeniyle ölümle tehdit edildiğini söyleyen Yusuf Kaplan da Hizmet’e tuzak mı kuruyor?

-Diyelim ki bu isimler sizi ve hareketinizi anlayamıyor. Peki sizinle ile aynı dini gelenekten gelen ve günümüzde yaşanan kavgada vesayetin değil sivil siyasetin yanında yer alan Bediüzzaman’ın talebeleri Mehmet Fırıncı, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayramoğlu, Salih Özcan, Abdulkadir Badıllı ağabeylerin de Cemaat’e özel bir düşmanlığı mı var?

-Hadi Cemaatin sosyal medyadaki temsilcileri bu ağabeyler için “yaşlı, gündemi takip edemiyor, gelişmelerden haberdar değil, iktidar tarafından kullanılıyor” falan diyerek çamur attı. Peki Nur camiasının entelektüel isimleri olan Ahmet Akgündüz, Ümit Şimşek, Metin Karabaşoğlu, Senai Demirci de “karanlık oyunlar”ın bir parçası mı?

HOCAM, CEMAAT GİDEREK YALNIZLAŞIYOR 

-Bürokrasideki korkunç cemaat kadrolaşmasının mağduru olmuş, kamu kurumlarında yaşama hakkı tanınmamış, kimseye derdini anlatamamış, yıllar sonra ilk kez kendisini ifade edebilme imkanı bulmuş insanların da bu karanlık tezgahın içinde olduğunu mu düşünüyorsunuz?

 -Yıllarca cemaat medyasında yeraldıktan sonra bugün yollarını ayıran yazarlar, o kurumlarda sessiz protesto ile tavır almaya çalışanlar, duygusal kopuş yaşadığı halde sadece çalışmak zorunda olduğu için o kurumlarda bulunmaya devam eden insanlar da büyük bir yalanın içerisinde mi?

-Gülen Cemaati’nin rahle-i tedrisinden geçmediği halde yıllardır burs veren, bağışta bulunan, mahalle sohbetlerine katılan, Zaman’a abone toplayan binlerce esnaf, işadamı ve ev hanımının bugün Gülen cemaati ile yollarını ayırdığını duyuyoruz,görüyoruz. Hepsi de hata mı yapıyor? 

Türkiye’deki cemaat algısı maalesef budur Sayın hocam…

Bu insanların hepsi hata yapıyor, yanlış düşünüyor, iftira atıyor, tuzak kuruyor  olabilir mi?

40 yılınızı verdiğiniz ve bu milletin gözbebeği olan bir hizmet hareketi, bugün ne yazık ki, yargı darbeleriyle, kaset iddialarıyla, acımasız kadrolaşmalarla, siyasetin dibini oymaya çalışan medyasıyla, fitneci yazarlarıyla anılır oldu.

Türkiye’nin gözbebeği olan bir cemaat giderek yalnızlaşmaya ve marjinal bir çizgiye doğru sürüklendi.

İktidar çekip gitse de, siyaset Cemaat’e diz çökse de, polisin imamı, yargının imamı, Danıştay’ın imamı, askerin imamı bütün Türkiye’yi ele geçirse de, gelinen bu noktadan sonra inanın kazanan hizmet olmayacak…

GELİN BİR ADIM ATIN SAYIN HOCAM

Cemaat yapılarında özeleştiri yapmak, lidere hatasını söylemek, geri adım atmış görüntüsü vermek zordur, bilirim. Ama son 3 yıldır çok hatalar yapıldı Hocam…

İktidarla duygusal kopuşun yaşandığının farkındayım. “Mezardakileri de çağırın oyunu kullansın” günlerinin çok geride kaldığını da görüyorum.

Ama bazı şeyler hala düzelebilir.

Gelin “Cemaat Türkiye’yi ele geçirmeye çalışıyor, siyaseti diz çöktürmek istiyor, polis-yargı çetesine darbe yaptırıyor, amacına ulaşmak için Türkiye’yi yangın yerine çeviriyor” algısını düzeltmek için bir adım atın.

Büyük büyük laflar eden cemaat yazarlarında, hizmet kurumlarının yöneticilerinde, istişare heyetlerinde, bürokrasideki imamlarda bir insiyatif olmadığını artık biliyoruz. Hepsi sizden gelecek bir işarete bakıyor. Bunu ancak siz yapabilirsiniz.  

AK Parti iktidarından bir kötülük gördüğünüzü düşünüyorsanız size haddim olmayarak bir ayeti hatırlatmak istiyorum.

“Kötülüğü en güzel şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.”(41/34)

Siz cemaatinizi normalleşmeye ikna edin, siz bir adım atın inanın iktidar size 10 adımla gelecektir.

Siz tansiyonu düşürecek, insanların korkularını giderecek, siyasete müdahale iddialarını çürütecek, darbe tehtidini ortadan kaldıracak bir adım atın hocam. İnanın bana siyasetten, medyadan ve sokaktan hemen karşılık bulacaksınız.

Umarım bu mektup size ulaşır.

Selam ve saygılarımla…

www.twitter.com/isatatlican