Mihriban’ın bize emanet üstat

Olaylar
Şair Abdurrahim Karakoç dün Ankara’da toprağa verildi. Ünlü şiiri ‘Mihriban’la aynı ismi verdiği kızı Mihriban Karakoç taziyeleri kabul etti. CHP ve MHP liderleri ile AKP’li ba...
EMOJİLE

Şair Abdurrahim Karakoç dün Ankara’da toprağa verildi. Ünlü şiiri ‘Mihriban’la aynı ismi verdiği kızı Mihriban Karakoç taziyeleri kabul etti. CHP ve MHP liderleri ile AKP’li bakanlar törende hazır bulundu
Son dönem Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinden Abdurrahim Karakoç, son yolculuğuna uğurlandı.

Karakoç’un Ankara Kocatepe Camisi’nde kılınan cenaze namazına siyaset ve sanat dünyasından birçok isim katıldı. Cuma namazının akabinde kılınan cenaze namazına Meclis Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanı sıra Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Tarım gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve birçok milletvekili katıldı. Tabutun başından ayrılmayan Karakoç’un ağabeyi Bahaettin Karakoç, oğlu Türk İslam Karakoç ve kızı Mihriban Karakoçna mazdan önce taziyeleri kabul etti. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in kıldırdığı cenaze namazının ardından Karakoç’un tabutu tekbirler eşliğinde cenaze aracına taşındı. Görmez, yaptığı konuşmasında, "O yüreklerimize hoş sadalar bırakıp Hakka yürüdü" dedi. Bestelenen ünlü "Mihriban" şiiri ile bilinen Karakoç’un Mihriban adını verdiği kızı cenazede gözyaşı döktü. CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli, Mihriban Karakoç’a bizzat başsağlığı diledi. Karakoç’un cenazesi Bağlum Mezarlığı’na defnedildi. Devlet Bahçeli de define katılarak mezara toprak attı.

‘HALK ŞAİRİYİM’ DİYORDU
Karakoç, Kahramanmaraş Elbistan’ın Cela köyünde, İstiklal Savaşı gazisi Ümmet ile Fatma Karakoç’ın beş çocuğundan ikincisi olarak 1932’de dünyaya geldi. İlk şiiri, 1950’li yıllarda Elbistan Kaymakamlığı’nın çıkardığı "Engizek" dergisinde yayımlanan bir taşlamadır. Şairin, "Hasan’a Mektuplar" serisindeki bazı şiirleri 1960’ta Fedai Dergisi’nde yayımlanmaya başlanır. Kendisini halk şairi olarak nitelendiren Karakoç en çok Fuzuli’den etiklendiğini söylüyordu. 1985 yılında gazeteciliğe başlayan Karakoç sosyal-siyasal fikirlerini hiciv ve kara mizah üslubuyla kaleme alıyordu.

"Ne adı Mihriban’dı ne saçları sarı"
Karakoç, gençliğinde delice âşık olur ve sevilir. Niyeti evlenmektir ama kızı vermezler. Bu sevdadan vazgeçilir. Yıllar geçer. Bir arkadaşı Karakoç’a, yolda, eski sevgilisi ile karşılaştığını ve hanımın evlenmiş olduğunu söyler. Karakoç da işte ‘Mihriban’ı bu duygu yoğunluğuyla dizelere döker. Şair, bir röportajında "O aşk, masum bir aşktı. Ne adı Mihriban, ne saçları sarıydı" demişti. Karakoç, Mihriban’dan aldığı "Unutmak kolay değil" başlıklı mektup üzerine, şiirin devamını yazdı. Unutmak kolay mı deme, Unutursun Mihribanım. Oğlun, kızın olsun hele, Unutursun Mihrabanım.

Sabah