Kuran Kursları revizyondan geçmesi lazım

Olaylar
Önemli Kuran ögreticilerinden Mukaddes Çıtlak, askeri darbelerden en çok etkilenenler arasında din eğitiminin başta geldiğini belirterek Kuran öğrenmeye çalışan insanların ötekileştirildiğini söyledi....
EMOJİLE

Önemli Kuran ögreticilerinden Mukaddes Çıtlak, askeri darbelerden en çok etkilenenler arasında din eğitiminin başta geldiğini belirterek Kuran öğrenmeye çalışan insanların ötekileştirildiğini söyledi.
İstanbul’un tanınan ‘Hoca Hanımları’ndan Mukaddes Çıtlak Türkiye’de yaşanan darbelerden en çok etkilenen kesimleriden birinin de din eğitimi olduğunu belirterek Kuran öğrenmeye çalışan insanların ötekileştirildiğini söyledi. Kuran kurslarının ciddi bir revizyondan geçmesi gerektiğini Avrupa’nın din yüzünden geri kaldığını, Türkiye’nin de bu sebeple İslam’ı dışladığını ileri süren Mukaddes Çıtlak, “Halbuki İslam’ın esas din olduğunu Jön Türklere anlatamadık. Geri bırakmaz, bizi ileri götürürdü” dedi. Erzincanlı bir ailenin kızı olan Mukaddes Hanım 30 yıl İstanbul’un önemli Kuran kurslarından Tuba Kız Kuran Kursu ve Çırçır Kız Kuran Kursu’nda öğretmenlik yaptı. Mukaddes Çıtlak’ı Türkiye torunu Reyyan’ın Bilal Erdoğan ile evlenmesiyle tanıdı. Mukaddes Çıtlak ile Kuran Kurslarını ve Türkiye’deki din eğitimini konuştuk.

Kurslar saray gibi döşenmemeli

-Toplumun refahı konusunda Kuran kurslarına çok iş düşüyor. Çünkü bütün çağlarda toplulukların en önemli harcı din.

-Kurslarımız dahil bütün dini eğitim veren kurumlar İslam’a harfiyen uyan ama itici olmayan, donanımlı olmalı. Koşulları iyi olmalı.

-Bayrağımız muntazam asılmalı. Çocuklar sanat ve spor ile uğraşmalı. Kurslar kent boyutuna taşınmalı. Dünyaya uyum sağlamak lazım.

– Kursları saray gibi döşüyorlar. Olmamalı. Okul gibi olmalı çünkü bir halk eğitim projesidir.

– Kıyafet ve davranışlarda itici olmamak gerek. Bazıları hala dar çevrede tesirli olmaya çalışıyor. Nezaketli olmayan Müslüman tesirli olamaz.

ŞÜKRETMELİYİZ ŞIMARMAMALIYIZ

-Bu ülkede 18 sene Arapça ezan okunmadı. Osmanlı gibi 3 kıtaya İslam’ı götüren bir ülkenin çocuklarına bu reva görülmüş. Bu, ne kadar dejenere olduğumuzun göstergesiydi.

-1958 yılında yazdığım bir kompozisyonda gitmek istediğim ülkenin Suudi Arabistan olduğunu söyledim. Edebiyat öğretmenim 35 yıldır ilk defa böyle bir şey duyduğunu söyledi. Şaşırmıştı. Avrupa din yüzünden geri kalmıştı. Bizim dinimizi de öyle zannettiler. Halbuki İslam’ın esas din olduğunu Jön Türklere anlatamadık. Geri bırakmaz, bizi ileri götürürdü.

Erdoğan, Menderes, Özal…

-Din toplumu bir arada tutan harçtır. Bizi dinden soğutarak bölmek istediler. Bu uğurda çok başlar gitti. Hayatlar söndü. Ama onların ektiği tohumları alıyoruz.  Allah köklerimizden tekrar bizi diriltiyor.

-Mahmut Celalettin Ökten hoca o dönem kuran kurslarına talep olsun diye hamallara para verirmiş. Öğrenci toplamak için. Menderes’in ilk icraati ezanı Arapça okutmak oldu. Menderes kabinesi ve Tevfik İleri. Bunlar muhteşem insanlar.

– Bizi Tito gibi idare etmek istediler. Başörtüsüne yapılan zulümler neydi? Bir çok insanın mesleki hayatı söndürüldü. Bedel ödendi. Şimdi geldiğimiz noktaya bakarsak şükretmek lazım. Biz şimdi şımarmayalım.

– Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes’in yapmak istediklerini, Turgut Özal’ın tamamlayamadıklarını, yapmaya çalışıyor.

BİLAL’İ TORUNUM GİBİ SEVERİM

“Torunum Reyyan Erdoğan ile görüşürüm. TÜRGEV’e bağlı okullarla ilgileniyor. Biz daha evvel de tanırdık Erdoğan Ailesi’ni. Düğünden sonra da bizim için bir şey değişmedi. Reyyan Amerika’da okulunu bitirdi. Psikoloji okumayı düşünüyordu. Tayyip Bey tarih okumasını istedi. Tarih okudu. Fırsat olunca bana geliyorlar. Bilal aynı benim torunum gibi. Önemli günlerde Başbakanla karşılaşıyoruz. Sağolsun çok kıymet veriyor. O herkese kıymet verir.”

stargazete.com