Murat Çiçek ve Melih Altınok’un günün gelişmelerini değerlendirdiği programda AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamaları değerlendirildi. İşte programdan bazı öne çıkanlar:
Eski, siyasilere ayar veren cübbeliler gibiydi
Melih Altınok: Haşim Kılıç’ın açıklaması çok sertti. Eski zamanda yapılan şeyleri düşündüğümde sürekli siyasilere ayar veren cübbeliler gibiydi. Yargıda, hiç bir sorumluluğu yok ama siyasetçilerin tüm edimlerini üst perdeden eleştiren, beğenmeyen ve ayar veren o tavır. Hala onun sürdüğünü gördüm ben. Bir süre ara verilmişti buna. Türkiye’de siyaset kurumu daha öndeydi, aktifti.. Halk daha öndeydi.. Bu tekrar eski Sezer’li Türkiye’yi hatırlattı bana.. İçeriğe hiç bakmadan tarzı için bunu söyleyebilirim.
Başbakan’ın sıfatını bir kez bile anmadı
Murat Çiçek: Tek taraflı bir dövüş gibiydi çünkü normalde Başbakan’ın konuşma yapmadığı bir toplantı bu. Şuna dikkat ettim de, başından sonuna kadar Başbakan’ın sıfatı anılmadı.. İsmini geçtim, sıfatı bile anılmadı.. Konuşmasında hep “Sayın Cumhurbaşkanım.. Sayın Cumhurbaşkanım..” diye devam etti. Başbakan ve Meclis Başkanını anmadığı gibi finalde de yapmadı bunu..
Bu bir tutumun çok net bir yansıması..
Melih Altınok: Sadece “Sayın Cumhurbaşkanı ve diğer katılımcılar” dedi. Bunun şöyle bir anlamı olabilir.. Başbakan yürütme adına orada, parlementodan gelmiş ve seçilmiş birisi. Onu anmanız taraflı olduğunuzun bir göstergesi değil aslında. Siyaset kurumuyla kurduğunuz ilişkiyi göstermek açısından önemliydi. Doğal olarak bunu kullanabilirdi. Orada bir protokol varsa ve bir kez bile adını geçirmemek bir tutumun çok net bir yansıması..
Haşim Kılıç’ın nezaketsiz ithamları da vardı
Murat Çiçek: Twitter’la ilgili nezaketsiz ithamları da vardı konuşmasında. Başbakan’ın twitter kararıyla ilgili söylediği, “Kararı tanıyorum ama saygı duymuyorum” cümlesi ile ilgili Kılıç şunu söyledi, “Bir takım siyasi amaçlar uğruna bu tarz açıklamalar yapmak…” anlamına gelebilecek kelimeler kullandı.
Yargının en son görevi kamuoyu algısı yaratmaktır
Melih Altınok: Haşim Bey hukukçu değil ama şunu bilir.. “Yargının en son görevi kamuoyu algısı yaratmaktır” İşte asıl siyaset yapmak budur. Bu ne demek? O zaman şöyle diyelim, “Benim bir akrabam var, cezaevinde çok ziyaretçisi var. O zaman bu adamı niye içeri tıktı yargı?” Böyle bir mantalite kurulur mu?