Katliamda O da Vardı

Olaylar
TBMM Başkanı Çiçek, "Yakın tarihin en büyük katliamlarından biri dünyanın gözleri önünde 1992 yılında Hocalı’da yapılmıştır. O katliama bugün Ermenistan Devlet Başkanlığı görevini yürüten S...
EMOJİLE

TBMM Başkanı Çiçek, "Yakın tarihin en büyük katliamlarından biri dünyanın gözleri önünde 1992 yılında Hocalı’da yapılmıştır. O katliama bugün Ermenistan Devlet Başkanlığı görevini yürüten Sarkisyan da katılmıştır" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normale dönmesinin olmazsa olmaz şartı, Azerbaycan topraklarındaki işgalin kesinlikle sona ermesidir" dedi.

Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçiliği, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in vefatının 8. yılı dolayısıyla Sheraton Otel’de anma gecesi düzenledi. Geceye, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Faig Bağırov, bazı milletvekilleri, akademisyenler ve iş adamları katıldı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, gecede yaptığı konuşmada, kardeş ülke Azerbaycan’ın merhum lideri Aliyev’i ebediyete intikalinin 8. yılında rahmetle ve saygıyla andığını söyledi.

Aliyev’in sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Türk dünyasının lideri olduğunu belirten Çiçek, "Merhum Aliyev fırtınalı bir denizde gemisini dalgalara kaptırmadan limana ulaştıran usta bir kaptandır. Çünkü o Sovyetler Birliği’nin dağılması döneminde milletine rehberlik etmiş bir liderdir. Kafkasya gibi dünyanın en kaotik bölgelerinden birinde istiklalini ilan eden Azerbaycan’ı uluslararası toplumun saygın bir üyesi yapmayı başarmış ciddi bir liderdir" diye konuştu.

Vizyon sahibi Aliyev’in, Türkiye ve Azerbaycan’ın kader ortaklığına inandığını ifade eden Çiçek, Azerbaycan’ın bağımsızlığı sonrasında, milli bütünlüğün korumasında merhum Aliyev’in düşünce ve uygulamalarının payının büyük olduğunu kaydetti.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin çok özel olduğunu vurgulayan Çiçek, "Biz aynı kökten beslenen ağaç gövdesi gibiyiz. Aramızda dil, din, kültür, tarih ve medeniyet birliği mevcuttur. Ayrıca, tasada ve kıvançta ortaklığımız söz konusudur. Aynı şarkıları, aynı şiirleri söyleriz" ifadelerini kullandı. 

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin çıkara dayanmadığının altını çizen Çiçek, "Ortak hedefimiz en medeni ve müreffeh millet olarak dünya milletleri arasındaki varlığımızı yükseltmektir. Bu nedenle bizim hukukumuz, devletler arası hukukun ötesinde bir kardeşlik hukukudur" dedi.

Aliyev’in bulunduğu her mevkide Türkiye ile ilişkilere önem verdiğini ve "kardeşliğe" sık sık vurgu yaptığını ifade eden Çiçek, Aliyev’in 1994, 1997 ve 2001’de TBMM Genel Kuruluna hitap ederek, aradaki sarsılmaz bağı daha da pekiştirdiğini kaydetti.

Azerbaycan ile ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek ve güçlendirmek istediklerinin altını çizen Çiçek, şöyle konuştu:

"Temeli merhum Aliyev döneminde atılan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz hatlarıyla Hazar ile Anadolu arasında bir köprü kurulurken, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesiyle de Azerbaycan ile Türkiye demir çubuklarla birbirine bağlanmaktadır. Bu hat aynı zamanda bizi Orta Asya’ya ve oradaki kardeşlerimize bağlayacaktır. Ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi süratle yükselmektedir. Halen 2,5 milyar doları geçen yıllık dış ticaret hacmimiz, önümüzdeki yıllarda 2 katına ulaşacaktır ve ulaşmalıdır. Karşılıklı ticaretin artması artan refahımızın da göstergesidir." 

"Ermenistan insanlık suçu işliyor"

Azerbaycan’ın bugün en önemli sorununun, topraklarının beşte birinin Ermeniler tarafından işgal altında tutulması olduğunu belirten Çiçek, Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu topraklardaki doğal kaynakları tahrip ederek, bir başka insanlık suçu işlediğini kaydetti.

Dağlık Karabağ ile işgal altında tutulan bölgelerde, 1 milyondan fazla Azerinin yerinden, yurdundan edildiğine dikkati çeken Çiçek, yerinden, yurdundan edilenlerin, Bakü çevresinde güç şartlar altında yaşamlarına devam ettiğini ve evlerine dönecekleri günü beklediğini vurguladı. Çiçek, "İşgal altındaki toprakların yeniden Azerbaycan’ın bir parçası haline gelmesi ve kaçkınların yerlerine, yurtlarına dönmeleri bizim de en öncelikli hedeflerimizdir" diye konuştu.

Her yıl 10 Aralık’ın Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlandığını anımsatan Çiçek, "Ne Türkiye içinden ne de Türkiye dışından insan hakları adına bu kadar laf edilirken, buradaki soykırıma, vahşete yeteri kadar temas edilmemiş olması hepimizin sorumluluğundadır. Burada bir eksikliğimiz var. Ya insan hakları konusuna temas edenler yeteri kadar samimi değil, tek taraflı, ön yargılıdır, ya da biz yeteri kadar derdimizi anlatamamışız demektir" dedi.

Merhum Aliyev’in, 15 yıllık devlet başkanlığı döneminde, başta Dağlık Karabağ olmak üzere işgal altındaki vatan topraklarının kurtarılması için büyük çaba gösterdiğini, kaçkınların mağduriyetinin giderilmesi için devleti seferber ettiğini belirten Çiçek, Azerbaycan’ın meselesinin Türkiye’nin de meselesi olduğunu vurguladı.

En büyük katliamlardan biri Hocalı’da yapmıştır"
  
"Nasıl ki 1918’de ilk bağımsız devletini kuran Azerbaycan’ın yanında olduysak, 1991’deki ikinci ve ebedi bağımsızlığında da yanında olduk ve hep olacağız" diyen Çiçek, Mehmet Emin Resulzade’yi ve Bakü’nün kurtarılmasında görev alan şehit ve gazileri rahmet ve saygıyla andığını söyledi.

Türkiye’nin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün tesis edilmesi için her türlü katkıyı vermeye devam edeceğini belirten Çiçek, şunları kaydetti: 

"Dağlık Karabağ’da Azerbaycan’ın haklarının korunması bizim dış politika önceliklerimiz arasındadır. Dağlık Karabağ sorunu Kafkaslar’daki barış ve istikrarı tehdit eden en önemli sorundur. Bu konuyla ilgili bütün devletleri ve uluslararası kuruluşları Ermenilerin haksız işgalini sona erdirmeye davet ediyoruz. Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normale dönmesinin olmazsa olmaz şartı Azerbaycan topraklarındaki işgalin kesinlikle sona ermesidir.

Bir de Ermenistan’ın sürekli tekrarladığı ‘soykırım’ iddiası söz konusudur. Bu iddialarını siyasi bir kampanyaya dönüştürmüşler ve bugünlerde bazı ülkelerde olduğu gibi parlamentolarında bu yönde karar çıkartmışlardır ya da yeni kararların arifesindedirler. Tabii bu kararları alan ülkelerin parlamentolarının 100 yıl önceye uzanan iddialara ilişkin Türkiye’yi suçlama eğilimleri de manidardır. Oysa yakın tarihin en büyük katliamlarından biri dünyanın gözleri önünde 1992 yılında Hocalı’da yapılmıştır. O katliama bugün Ermenistan Devlet Başkanlığı görevini yürüten Sarkisyan da katılmıştır. Sarkisyan katliamı şu sözlerle itiraf etmiştir; ‘Hocalı’dan önce Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyorlardı. Ermenilerin, sivil topluma karşı el kaldıramayacaklarını sanıyorlardı, biz bunu kırmayı başardık’ Eğer geçmişin sorunları üzerine siyasetimize yön verecek olursak, öncelikle Ermenistan devletinin, bu sorunları ortaya kaldırmaya dönük adımlar atması gerekmektedir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarını boşaltmaları ve yerinden yurdundan ettikleri bu masum ve mazlum insanlardan özür dilemeleri gerekmektedir." 

Merhum Aliyev’in vasiyet ettiği gibi Azerbaycan’ın sonsuza kadar bağımsız kalacağını ifade eden Çiçek, Azerbaycan’ın kalkınma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğini ve Hazar kıyısının parlayan yıldızı olmayı sürdüreceğini kaydetti.

AA