Karanlık yapılar kaotik eylemlerle iktidar arıyor

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı  Berkin Elvan’ın ölümü üzerine dün yaşanan ve büyük bir şiddet sergilenen eylemler 30 Mart yerel seçimleri öncesi siyasetin daha da gerilmesine neden oldu. Özellikle...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

Berkin Elvan’ın ölümü üzerine dün yaşanan ve büyük bir şiddet sergilenen eylemler 30 Mart yerel seçimleri öncesi siyasetin daha da gerilmesine neden oldu. Özellikle Burak Can Karamanoğlu isimli gencin eylemciler tarafından öldürülmesi, karşıt görüşlü politik kesimleri sokağa çekmeye yönelik bir provokasyon olarak algılandı. Bu olayların nedenlerini ve amaçlarını Araştırmacı Yazar Zihni Çakır’a sorduk. 

Seçimler öncesi sokak eylemlerin artması, politikayı şekillendirmek üzere yeni bir sürecin ortaya çıkartıldığını mı gösteriyor? 

Ben burada 14 yaşındaki çocuğun vefatı üzerinden bazı tespitler yapma peşinde değilim. Bu ölüm üzerinden bazı karanlık yapılar hakkında değerlendirmeleri yapmayı hakikaten, vicdanen doğru bulmuyorum ama maalesef ‘nekrofiller’ yani bu ölü seviciler bugüne kadar olduğu gibi bugün de 14 yaşındaki bir çocuğun ölümü üzerinden ortalığı ateşe verdi. Niyetleri ortalığı kan gölüne çevirmek. Bu bariz şekilde belli. Çünkü Türkiye’de bugüne kadar karanlık yapıların tamamı iktidar mücadelesini sandık yerine bu tür kaotik eylemlere dayandırmışlardır. 2013 Haziran ayında birkaç ağaç bahanesiyle başlayan Gezi eylemleri sırasında, Türkiye’de iktidar arayışında olan ama sandık yoluyla iktidarı elde etmeyi imkansız gördüğü için bu tarz sokak eylemleriyle Ak Parti’nin meşrutiyetini tartışmaya açıp, tipik bir derin devlet yöntemiyle iktidar olmaya çalışan kesimler olduğunu söylemiştik. Ben o dönem bunların içerisinde, Cemaat içerisine sızmış bir yapının da yer aldığını söylemiştim. Ama bugün biraz daha ileri boyuta götürüp, o dönemde olduğu gibi bugün de Cemaatin bu sokak eylemleri içinde olduğunu söylemek mümkün.  

Türkiye’de siyaseti dizayn etmeye çalışan; siyaset mühendisliği yapan akıl, irade şu anda Fethullah Gülen Cemaati. Başbakan Erdoğan’ın bizzat, örgüt olarak ifade ettiği, -şu ana kadar elimizde bu yönde açılmış bir soruşturma olmadığı için var olan soruşturma da kamuoyuna yansımadığı için biz örgüt demek istemesek de-, Fethullah Gülen hareketi bu olayların içerisinde. Çünkü daha dün 14 yaşındaki bir çocuğun ölümü üzerinden taziye mesajı yayınlayan Fethullah Gülen, ısrarla Alevi vurgusunda bulunarak, Alevi vatandaşların tamamının bu cenaze üzerinden sokağa çıkmasına davetiye çıkarmıştır. Şimdi arkasındaki aklın, iradenin Cemaat olduğu bu karanlık yapıların, bir iktidar arayışına dönüşen sokak eylemlerini sıradan, insani bir hareket yada AK Parti iktidarının uygulamalarını beğenmeme  noktasındaki demokratik bir eylem olarak değerlendirmek mümkün değil. Gezi eylemlerinde başlattıkları kalkışmayı bugün bu ölümle bir ayaklanmaya, sokakları kan gölüne çevirecek bir iç isyanın başlangıcına çevirdiler. Nereye kadar gider derseniz? 30 Mart günü sandığa gittiği zaman insanlar iradelerini orada sergileyecekler. Bu hukuk dışı yapılanmaların sokak eylemlerine son vereceğini düşünüyorlar ama bence sandıktan çıkacak sonuçlar şu anda belli olduğu için bunlar sandıkta Ak Parti iktidarı yüzde 50’lere varan bir oy oranıyla çıkacağı için, bu şiddet eylemlerinin dozunu daha fazla arttırarak sürdüreceklerdir. Ama ondan sonra da bu karanlık yapılarla ilgili, bilhassa Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili şu anda yürütülen soruşturmalarda bir yol alınmış olacak. Bu olayların operasyon dalgaları başlayınca, ancak o zaman durulabileceğini söyleyebiliriz. 

Dün Okmeydanı’nda Burak Can Karamanoğlu isimli bir genç öldürüldü. Karşıt görüşlü toplumsal kesimler kışkırtılmak mı isteniyor? Böyle bir çaba mı var?

Çok belli zaten. Aslında şu var; bu bir tesadüfi, lokal bazda gelişmiş bir olay olsa bile bunun artçı etkisi olacak. Çünkü bir taraftan o Cemaatin başındaki zat-ı muhteremin Alevi vurgusu, öbür taraftan devletin aklını kaybettiğini ifade etmesi; tamamen bu çapulcu dediğimiz kitlelerin sokak eylemlerini meşru kırma amaçlı. Haliyle bundan sonraki tesadüfi ölümler bile karşılaştırmalı olarak değerlendirilecek ve bu şiddet eylemleri daha da büyüyecektir. Burada amaç Ak Parti’yi destekleyen kitleleri de sokağa çekmek. Bu nokta da en azından sağduyu hakim. Onu başarabileceklerini ihtimal vermiyorum.