Kamu ve Özel Sektör Kurtarma Ekibi Kurmalı

Olaylar
Van ve Erciş depremlerinin performansı ile göz dolduran arama kurtarma ekipleri, 1999’da yaşanan Marmara depreminden sonra ciddi anlamda profesyonelleşti. Arama kurtarmada gelinen durumla yetini...
EMOJİLE

Van ve Erciş depremlerinin performansı ile göz dolduran arama kurtarma ekipleri, 1999’da yaşanan Marmara depreminden sonra ciddi anlamda profesyonelleşti.

Arama kurtarmada gelinen durumla yetinilmemesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, Türkiye’nin Afet ve Acil Durum Yönetimi’nde alması gereken çok yol olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanların arama-kurtarma ve acil durum için sundukları tavsiyeler şöyle: Türkiye’deki belediyeler itfaiye personellerini arama kurtarma konusunda eğitmeli. Arama kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyduğu ekipmanlarını sağlıklı muhafaza edebileceği depolar sağlanmalı. Türkiye’nin her bölgesinde arama kurtarma ekiplerinin sayısı artırılmalı. Özel sektörün arama-kurtarma ekipleri kurması için kanunlar çıkarılmalı. Şirketlerin arama-kurtarma ekipleri denetlenmeli. KOSGEB, KOBİ’lere Ar-Ge desteği verirken arama kurtarma ekibi kurma şartı koyabilir. Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nın Başbakanlık’ın bir yan kolu olmaktan çıkartılıp, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bağımsız bir kurum olarak özel yetkilerle donatılmalı. Kamu yararına çalışan STK’lara ait arama kurtarma derneklerinde Motorlu Araç Vergisi gibi konularda kolaylaştırılmalar yapılmalı.

Sivil toplumun arama kurtarmaya yaptığı

Yatırımlardan vergi alınmasın

AKUT Başkanı Nasuh Mahruki: AFAD’ın asıl sorumluluğu sadece afet durumunda arama kurtarma çalışmalarını organize etmek değil. Pilot çalışmalarla kentsel dönüşümler yapılırken olaya doğrudan müdahil olmalı. Hukuki bürokratik desteklerle STK’lara ait arama kurtarma ekiplerinin işlerini kolaylaştırmalı. Mesela kullandığımız araçlar için Motorlu Araçlar Vergisi ödüyoruz. AKUT’un arama kurtarmada kullandığı 40 tane aracı var, bunlar için bugüne kadar 120 bin TL Motorlu Araç Vergisi ödedik. Devlete verilen vergileri arama kurtarma alanında kullansaydık yeni ekip açmak ve yeni malzemeler alıp daha fazla hizmet verirdik.
 
Bütün belediyeler itfaiye personelinin yetkinliğini artırmalı

İBB İtfaiye Daire Başkanı Ali Karahan: İtfaiye personelleri deprem ve afet öncelikli eğitimlerden geçirilmeli. İtfaiyecinin günlük işlerinin içinde de arama kurtarma faaliyetleri olduğu için bir afet anında en hazır ekipler itfaiyecilerden oluyor. Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak personelimizi Japonya, Amerika ve İngiltere gibi ülkelere uzun süreli eğitim almaları için yolladık. Arama kurtarma çalışmaları kapsamında dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ekipmanlarımızı sürekli yeniliyoruz. Şu anda 5 bin 400 itfaiye personelimiz de ihtiyaç durumunda arama kurtarma uzmanı gibi çalışabilecek konumda.
 
Malzeme ve ekipman takviyesi şart

GEA Genel Koordinatörü Umut Şahin: Arama kurtarma ekiplerinin çoğunluğu Türkiye’nin batı bölgesinde bulunuyor. Diğer bölgelerde özellikle sivil toplum kuruluşlarına (STK) ait arama kurtarma ekiplerinin sayısı artırılmaya çalışılmalı. Daha iyi ekipler, daha güçlü ekipler oluşturmamız adına devletle eğitim için güç birliği yapılabilir. Ekipler arası çalışmalar ve ortak tatbikatlarla ekiplerimizi dinç tutabiliriz. STK’lara ait arama kurtarama ekiplerinin malzemelerini depolayacağımız güçlü depolara ihtiyacımız var. Türkiye’nin değişik bölgelerindeki belediyeler bu konuda arama kurtarma ekiplerine destek olması için teşvik edilmeli.
 
Özel sektör etkin hale getirilmeli

AKUT Eğitim Kurulu Başkanı Dündar Şahin:

Kanun ve mevzuatlar, özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin afet ve acil durumlar ile ilgili hazırlıklar yapması gerektiğini söylüyor. Fakat bu konuda denetimlerin yetersiz ve sıklığının az olması sebebiyle birçok şirket arama kurtarma ve acil durumlarla ilgili çalışmaları kâğıt üzerinde uyguluyor. Yeni bir kanuni düzenleme yapılarak belli sayıda işçi çalıştıran şirketlere afet ve acil durumlar için ekip kurma şartı getirilmeli, belli aralıklarla bunları denetlemeli. Devlet KOBİ’lere Ar-Ge çalışmaları için verdiği destek gibi arama kurtarma ekibi oluşturulması şartı koyarsa işler hızlanır.
 
Türkiye’de 4 bin arama kurtarma uzmanı var

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nün kapatılması ile birlikte her ilde il afet ve acil durum müdürlüğü kuruldu. 81 ilde valiliğe bağlı olarak çalışan müdürlüklerde toplam 2 bin arama kurtarma uzmanı bulunuyor. Devlet memuru olarak çalışan uzmanların yanı sıra sivil toplum kuruluşlarına (STK) bağlı arama kurtarma ekiplerinin 2 bin tane arama kurtarma uzmanı mevcut. Ülkemiz de afet sonrası çalışmaları Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yürütüyor. Afet ve acil durumları yönetiminde ciddi yol almış ülkelerin çoğunda afet ve acil durumlar bakanlığı var. Biz de ise AFAD, Başbakanlık’ın altında İçişleri Bakanlığı’nın yan bir kolu olarak faaliyet gösteriyor. ABD’de afet ve acil durumların koordinasyonu ile ilgili Federal Emergency Management Agency (FEMA) diye bakanlık üstü bir ajans var. Bu ajansın başkanı o kadar güçlü yetkilerle donatılmış ki olağanüstü bir durumda ABD başkanını geçici olarak korumaya alarak Amerika başkanının yetkilerini kullanarak acil afet durumunu yönetebiliyor.

Ülkelerin afet ve acil durum kurumlarının pozisyonları

ABD’de ana yetki FEMA aynı zamanda federal devletler (eyaletler) kendi eyaletlerindeki afetlerden birinci derecede sorumlu. FEMA’nın başkanlık kadar yetkileri var.
 
Rusya’da yetkili kurum EMERCOM ve tüm acil durum ve afetlerin tek elden yönetilmesini sağlayan bağımsız bir kurum.
 
Japonya’da Merkezi Afet Yönetim Konseyi var. Bakanlıklar üstü (bakanlar, radyo televizyon, merkez bankası ve Kızılhaç konsey üyesi)
 
İtalya’da merkezi hükümet tam yetkili ve sorumlu, yerel idareler vasıtasıyla yetkisini kullanıyor.
 
Endonezya BAKORNAS PB Ulusal Afet Yönetim Koordinasyon Kurulu, bakanlıklar üstü bağımsız kuruluş.
 
Kanada OCIPEP VE PSESPC Federal Acil Durum Yönetimi Yasası’na bağlı olarak aynı Fema gibi tam yetkili.

Japonya’da belediyeler depreme karşı önceden hazırlık yapıyor

Japonya’da herhangi bir afet olduğunda insanlar sığınaklara koşuyor. Belediyeler deprem öncesi hazırlıklar yapıyor. Sadece bir vilayette 1800 tane sığınak bulunan Japonya’da, her belediyenin bu sığınakları yapması zorunlu. Depreme dayanıklı yapılan spor salonları, okullar da afet durumunda sığınak olarak kullanılıyor. Ancak halkın daha önceden hangi sığınağa gideceği belirleniyor. Listeler ona göre hazırlanıyor. Belediyeler önceden sığınakların ortalama hacmini ve kaç kişiyi kabul edeceklerini belirlediğinden yardımın doğrudan ulaşması için gereken tedbiri de alıyor. Her sığınak belediye ve afet merkezleriyle irtibat halinde olduğundan gerekli yardımlar tek elden merkezlere nizami bir şekilde dağıtılıyor. Yardımların zamanında ve doğru yerlere hızlı bir şekilde iletilmesi için de çok önceden anlaşmalar ve tedbirler alınıyor. Başta depo şirketleri, ulaştırma şirketleri ve cemiyetleri, iş makinesi dernekleri, süpermarketler, kargo şirketleriyle ücretleri mukabili anlaşmalar yapıyor.
 
Japonya’daki yapı denetimleri sadece belediyeler tarafından yapılıyor. Bina yapılacağı zaman, müteahhitler ellerinde planlarla, zemin etütleriyle belediyelere gidiyor. Belgeler titizlikle incelenerek onay veriliyor. Onay olmadan hiçbir inşaata başlanamıyor.
 
Binalardaki eksiklikler ve sorunlar daha inşaata başlanmadan, proje aşamasında gideriliyor. Ülkede, herhangi bir yapının yıkılması durumunda onu yapan şirket bir daha iş alamıyor. Belediyenin projelerini uygulamayan firma sahipleri için de ağır cezalar uygulanıyor. Konut kredisi için başvurular inşaat planıyla yapılıyor. Binanın dayanıklılığı standardın üzerindeyse düşük faiz uygulanıyor.

Zaman