Jitem’in ikizi Beyaz Kuvvetler Gezide ortaya çıktı

Olaylar
Gezi Eylemleri kısa sürede nasıl organize bir kalkışmaya dönüştürüldü? Peki Danıştay saldırısı, Zirve baskını ve Dink suikastında dezenformasyon kimin eliyle yürütüldü? Cumhuriyet mitingleri ile Gezi ...
EMOJİLE

Gezi Eylemleri kısa sürede nasıl organize bir kalkışmaya dönüştürüldü? Peki Danıştay saldırısı, Zirve baskını ve Dink suikastında dezenformasyon kimin eliyle yürütüldü? Cumhuriyet mitingleri ile Gezi kalkışması arasındaki derin bağ ne? İşte bu sorulara cevap arayan arkadaşımız Aslan Değirmenci’nin Beyaz Kuvvetler hakkında kaleme aldığı analizi:

***

Beyaz Kuvvetlerden ‘Beyaz TV’de söz edince özellikle ‘sosyal medya’nın gündemi bu birim oldu. “Legal olan bir eylemin içerisine sızan illegal gruplar kendilerini legalleştirmeye çalıştılar ama pişti oldular” dedikten sonra, Beyaz Kuvvetler’i oluşturan sivil unsurların da Gezi Parkı kalkışmasının içerisinde rol aldıklarını ifade edince haber siteleri konuyla yakından ilgilendiler. Birçoğunun editörleri de arayıp kapsamlı bilgi isteyince bu zorunlu yazıyı kaleme alma ihtiyacı duydum.

İşte Beyaz Kuvvetler…

Beyaz Kuvvetler JİTEM’in ikiz kardeşi. Personeli sivil. Ülkede normalleşme başladığında kısmen deşifre oldu. 2008 yılında tasfiye edileceğini anladığında yöneticileri tarafından uyku moduna (hazırda bekleme) geçirildi.

Seferberlik Tetkik Kurulu’nda yapılan aramalar yapıyı en çok rahatsız eden olayların başında geldi.

Paralel devletin operasyon birimi olan Beyaz Kuvvetleri deşifre edenlerden biri Zirve Davası’nın gizli tanığı İlker Çınar’dır. Çınar, Beyaz Kuvvetlerin faaliyetlerinin devam ettiğini öne sürerek mahkeme heyetine, “Benim kadrom TUSHAD bünyesindeki Beyaz Kuvvetler bünyesine alınırken bana boş kağıtlar imzalattılar ve kağıda parmak mührü bastım. Ben ordudan atılırken bana affedilen suçları işlemedim. O suçları işlemiş olsaydım benimle çalışmazlardı. Beyaz Kuvvetler sicil numaram ise 2594326’dır. Bana gönderilen evraklarda 3276 dikkatine diye hitap ediliyordu. Burada ismim yoktur. Burada sicil numaram vardır. Buda benim kodumdur” diyerek yapının nasıl oluşturulduğuna dikkat çekmişti. Hatta söz konusu birime ait kendisine kimlik kartı da verildiğini mahkemede anlatmıştı.

Peki Kimlik Neden Deşifre Olmuyor?

Söz konusu kimlik sadece birimde çalışan personelin bir biri ile irtibat anında kullanılıyor. Çünkü Beyaz Kuvvetler de görev alanların çoğu bir birini tanımıyor. Tanımaları gerektiğinde (Bir operasyon emri geldiğinde) bir birlerine gösterdikleri kimlik ile temas sağlanıyor. Özellikle operasyon öncesi hazırlık yapan bir birim. Beyaz Kuvvetler ile sızma sağlanıyor, bilgi toplanıyor, hedef alınan yapının açıklarına yönelik raporlar hazırlanıyor. İzleme ve takip de bu birimin işi. Her meslekten, her guruptan kişilerden oluşturulan birim, 12 Eylül döneminin militanlarının birçoğunu da kadrosuna katmakla suçlanıyor.

Herkes Görevini Yapar

Özel Harp Dairesi ve Kıbrıs’taki Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurucularından emekli Albay İsmail Tansu, sivil güçlerin Özel Harp’teki yerini şu şekilde anlatıyor: “Sivil uzantılar ülke işgal edilince kullanılmak üzere barış zamanından eğitilip bekletilirler. Görev verilmezler. Kopuk tespih taneleri gibi her yere dağılmışlardır. Türkiye’nin her yerindeydiler. Savaşla beraber tespihin ipi bağlanır. Görev alırlar. Karı-koca aynı birimdedirler ama birbirlerinden haberleri yoktur. Herkes kendi görevini yapar.”

Ancak uzunca bir süre işgal ya da savaş yaşanmayınca, paralel devletin hizmetinde olan elemanların sıkıldığını görenler iş üretmeye başlarlar. “Beyaz Kuvvet” elemanları derin uykudan ansızın uyandırılırlar.

Kullanılması Tehlikelidir

Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda çalışan bir başka elemanın MİT’e gönderdiği ihbar mektubuna bakalım: “Görev gayri nizami harptir. Yetkilerinin amacından farklı maksatlara devletin diğer kurumlarının görev alanlarına girecek şekilde saptırılması ve kullanılması tehlikelidir.”

Ve söz konusu tehlike çoktan yaşanmış, yapı Ergenekon’un deşifre olmaya başlamasıyla bazı kurumlardan aldığı güç ile harekete geçirilmiştir. 2007 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde sahaya indirilen Beyaz Kuvvetler, özellikle sözde STK’lar ile derin temaslar kurmuş, medyadaki kalemleri ile normalleşme sürecini engellemek için elinden geleni yapmıştır. Cumhuriyet mitinglerinin organizesinde önemli görevler üstlenmiş, bölge başkanlarının talimatları doğrultusunda kaos eylemlerinin ülke geneline yayılması sağlanmıştır! Çok sayıda hücreden oluşan ancak bir birleri ile irtibatı engellenen yapının, toplumsal kesimleri manipüle ederek Danıştay saldırısı, Zirve baskını, Hrant Dink gibi eylemlerin farklı mecralara çekilerek, faillerinin ve amaçlarının ortaya çıkmamasına yönelik çalışmalarda da bulunduğu iddia ediliyor. Adam kaçırma suretiyle tedhiş, olayları tahrik, misilleme, kundakçılık, sabotaj, propaganda ve dezenformasyon, zorbalık, şantaj da uzman olan yapının, NATO merkezinden yönetildiği de gündeme getiriliyor.

Bir başka ihbar mektubunda ise, Beyaz Kuvvetler’in Türkiye genelinde 2 bin 500’e yakın mensubunun bulunduğu, Trabzon, Hatay ve Malatya başlığı altında 3 merkezinin olduğu öne sürülmüştü. İçlerinde gazeteci, yazar, milletvekili, siyasetçi, doktor, öğretim görevlisi, öğretmen, bilişim uzmanı, avukat, hemşire gibi toplumun her kesiminden insanların bulunduğu yapının özellikle uzmanlık alanı Psikolojik Harp… Ergenekon ya da Balyoz davası kararlarının ardından meydana getirilen hava iyi teneffüs edildiğinde (Dikkat zehir!) halen nasıl aktif çalışmalara imza attıkları anlaşılabilinir.

Gezi olayları kalkışmaya dönüştürüldü

Gelelim Gezi Parkı Kalkışmasına… Bu yapının sokağa hâkim olduğunu sanırım üstteki tespitlerden anlamışsınızdır. Asıl görevi ‘kaos’ çıkartmak olan yapı aradığı fırsatı Gezi Olayları ile yakaladı. Özellikle sızmayı başardıkları taşeron örgütleri hareketlendirmek koşuluyla legal bir eylemi illegalleştirdi, çevre duyarlılığı ile başlayan protestolara şiddet bulaştırdı. Kadrosunda bulunan bilişim uzmanları ile sosyal medya’ya hakim oldu, medyadaki tetikçi kalemleri ile dezenformasyona başladı. Tüm bölge başkanları aracılığıyla hücrelere verilen talimat ile olaylar başka şehirlere sıçratıldı. Aynı anda bir çok şehirde kalkışma başlatıldı, hükümet hedefe konuldu. Bilmem anlatabildim mi?

Aslan Değirmenci / Haber 10