İskilipli Atıf Hoca’nın Torunu Konuştu

Olaylar
İskilipli Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal, "Dersim, korku imparatorluğunun kalesinin burçlarından biri idi, inşallah gerçeklerin ortaya çıkmasıyla yıkılacak. Atıf Hoca, bu kalenin diğ...
EMOJİLE

İskilipli Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal, "Dersim, korku imparatorluğunun kalesinin burçlarından biri idi, inşallah gerçeklerin ortaya çıkmasıyla yıkılacak. Atıf Hoca, bu kalenin diğer bir burcu. İnşallah o da yıkılacak." dedi. Başbakan Erdoğan’ın, Dersim özrüyle bu korku imparatorluğunun kalesinden ilk tuğlayı çektiğini ifade etti.Cumhuriyet döneminde tozlu raflara kaldırılan Dersim olayları, 73 yıl sonra gün yüzüne çıkarken o yıllarda yaşananlar bu faciayla sınırlı değildi. Dersim katliamına ilişkin resmi belgeleri açıklayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Seyit Rıza ve İskilipli Atıf Hoca’nın idam sehpasına gönderilmesine de atıf yaptı. Seyit Rıza’nın torunu Rüstem Polat, Başbakan’ın açıklamalarını olumlu bulurken, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki olaylarda hayatlarını kaybedenlerin yakınları da aynı şekilde düşünüyor. İskilipli Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal, "Büyük bir erdemlilik ortaya koydu." dediği Başbakan’ın, Dersim özrü ile korku imparatorluğundan bir tuğlayı çektiğini ve korku imparatorluğunun yıkılmaya başladığını söyledi.

İskilipli Atıf Hoca, Şapka Kanunu çıkmadan önce yazdığı kitaptan dolayı 9 Aralık 1925’te tutuklandı, daha sonra gemi ambarında Giresun’daki İstiklal Mahkemesi’ne gönderildi. Atıf Hoca, bu mahkemelerde bin 54 kişiyle birlikte idam edilirken yaklaşık 43 bin kişi ise sürgüne gönderildi. İdamının üzerinden 85 yıl geçen Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal, devlet katında itibarının iadesi için mücadele edeceklerini belirtti. "Bizim inancımızda özür biraz hafif kalıyor, yüreğimizi soğutmuyor. Helalleşmek bizim için daha önemli." diyen İmal, "Türk milleti bu zulmü affetmedi ve onun ismini yıllarca bayraklaştırdı. Biz de bu mücadeleyi sadece dedemiz için değil, bütün mazlumlar için yapacağız." ifadelerini kullandı. Kimseden intikam almak gibi dertleri olmadığının altını çizerken, "Eğer darbelerle, Dersim’le, İstiklal Mahkemeleri’yle yüzleşilseydi yeni darbeler olmayacaktı." dedi. En büyük yükün korku imparatorluğunu kuranların vârislerinin omzunda olduğuna dikkat çeken İmal, şöyle devam etti: "İnsanlar, devletler herkes hata yapabilir. Bunu kabul edip vazgeçmek ise herkesin yapamayacağı bir erdemdir. Bunu kendileri yapmazlarsa korkarım millet yapar ve onlar da o korku imparatorluğunun kalesinin altında kalırlar. En küçük belgeye dayanmadan insanları darağaçlarına gönderebilen İstiklal Mahkemelerini, meşrulaştırmak için dönemin şartlarını öne sürenlerle, Ergenekon gibi bir davada çuvallarla belge ve bilgilere rağmen insanların tutuklu olmasına yaygara yapanların aynı kişiler olması düşündürücü."

Kubilay’ın torunu: Siyasi partiler bir araya gelip eteğindeki taşı dökmeli

Atıf Hoca, rejime göre düşman diye idam edilirken, Asteğmen Kubilay’ın İzmir’in Menemen ilçesinde şehit edilmesi irticai hareket diye sunuldu. 23 Aralık 1930’da gerçekleşen Kubilay cinayetindeki sis perdesi Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında ortaya çıktı. Şeriat isteyen bir grup tarafından katledildiği iddia edilen Kubilay’ı öldüren Derviş Mehmet’in çevresindeki insanları esrarla etki altına alan biri olduğu resmî bilgilerle kanıtlandı. Kubilay’ın torunu Mustafa Kubilay da geçmişten ders alınması gerektiğini vurgularken, "Biz toplum olarak hepimiz aynı bayrağın altında yaşıyorsak birbirimize saygı göstermeliyiz." dedi. Dersim olayının da, Kubilay olayının da acı verici olduğunu dile getiren Kubilay, "Bizim artık kenetlenmemiz lazım. Bu meseleleri artık konuşup tatlıya bağlamak önemli. Siyasi genel başkanları bir araya gelip bu olayları halledebilir. Herkes eteğindeki taşları dökmeli." şeklinde konuştu.
 

Zaman