Hizmet, hiçbir siyasi camiayla çatışmaz

Olaylar
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), ABD’li Wall Street Journal gazetesinin, Ergenekon ve Balyoz davaları üzerinden Fethullah Gülen’i hedef alan haberleriyle ilgili bir açıklama yaptı. Açı...
EMOJİLE

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV), ABD’li Wall Street Journal gazetesinin, Ergenekon ve Balyoz davaları üzerinden Fethullah Gülen’i hedef alan haberleriyle ilgili bir açıklama yaptı.

Açıklamada, “Hizmet hareketi hiçbir siyasi ve sosyal camiayla çatışma içinde olmaz. Diğer bütün sosyal ve siyasi grupların müspet faaliyetleri ile iftihar eder.” denildi. AK Parti’nin, Hizmet hareketinin Kürt açılımına verdiği destekle ilgili takdirlerini ifade ettiğini hatırlatan GYV, somut delile dayanmayan, sadece hukuksal değil basın ahlakı açısından da sorunlu iddialarla kabulü mümkün olmayan suçlamalar yapıldığına dikkat çekti.

ABD’de yayımlanan Wall Street Journal gazetesindeki haber üzerine Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın yaptığı açıklama şöyle: “Bir süreden beri Ergenekon ve Balyoz davaları üzerinden Sayın Fethullah Gülen’in adı ile anılan ‘Hizmet hareketi’ mesnetsiz, yüzeysel ve yanlı eleştirilere muhatap olmaktadır. Hiçbir somut delile dayanmayan ‘kamuoyundaki yaygın kanaatlere göre’ gibi sadece hukuksal olarak değil, basın ahlakı açısından da sorunlu iddialarla hem Sayın Gülen’e hem onu sevenlere yönelik son derece ciddi ve kabulü mümkün olmayan suçlamalar yapılmaktadır.

En son Wall Street Journal’ın konu ile ilgili bu kabilden haber yapması Vakfımızın kamuoyuna yönelik demokratik saygısından dolayı bir açıklama yapmak zorunda bırakmıştır: Haberde Hizmet hareketinin Türkiye’de yargıyı domine ettiği şeklinde çok ciddi bir iddia hiçbir delile dayandırılmadan sadece ‘yaygın kanı’ temeline dayandırılarak ortaya atılmaktadır. İddiayı ‘yaygın kanaate göre’ şeklinde temellendirmek hem hukuk hem de gazetecilik etiği açısından evrensel ölçülerin dışındadır.

Hâkim ve savcıların verdiği kararlar arkasında inanç, mezhep, ırk aidiyeti gibi kimlik üzerinden eleştiri yapmak en iyimser ifade ile ahlaki değildir. Bahsi geçen davalarda yargının bir eksiği ve yanlışı var ise elbette hukuk devleti çerçevesinde üzerine gidilmesi gerekir. Üstelik yargı süreci de henüz tamamlanmış değildir. Bir diğer yandan haber özü itibarı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yargının ele geçirilebildiği, yüzeysel, kurumlaşmamış bir kabile devleti olarak göstermesi yönüyle de oryantalist bakış açısını yansıtmaktadır.

Haberde bir diğer yanlış nokta ise Hizmet hareketinin Kürt açılımında hükümete ortaklık etmek niyetinde olması iddiasıdır. Görünen o ki bir süredir Hizmet’i Kürt sorununda güvenlikçi olarak eleştirenlerin şimdi de ‘hükümete ortak olmak istiyor’ şeklinde eleştirmeleridir. Hizmet’in Kürt açılımında bir şekilde hükümete ortak olabilecek hiçbir enstrümanı yoktur. Hizmet hareketinin elindeki en önemli enstrüman toplum nezdindeki itibarıdır. Nitekim Sayın Gülen de bu itibarı ‘Sulh hayırdır, hayır sulh içindedir’ beyanıyla Hükümet’in müzakere sürecine desteğini beyan ederek ifade etmiştir.

Öte yandan bu haberde kraldan çok kralcılık söz konusudur. Hükümet’e yakın çevreler, örneğin Sayın Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Sayın Gülen’in şahsında Hizmet’in Kürt açılımına verdiği desteğin önemini takdirle belirtmişlerdir. Hal böyle iken bu haberdeki tartışmaları anlamlandırmak zorlaşmaktadır. Bizzat Hükümet üyeleri ve danışmanları Hizmet’in müspet katkısını takdir ederlerken sanki Hizmet ve Hükümet arasında çatışma olduğu algısının ısrarla tekrarını anlamak gerçekten mümkün değildir.

Burada tekrar hatırlatmakta fayda vardır ki, Hizmet hareketi hiçbir siyasi ve sosyal camiayla çatışma içinde olmaz. Hizmet hareketi felsefi kökenini ‘müspet hareket’ tarzı olarak tanımlanan fikirden almaktadır. Hizmet, hiçbir başka grupla çekişme, rekabet, çatışma içinde doğası gereği olamaz. Diğer bütün sosyal ve siyasi grupların müspet faaliyetleri ile iftihar eder.”

Zaman