Gezi eylemlerini bitirme formülü

Olaylar
Taksim’de toplanma ve polisin toplananları son derece sert bir şekilde dağıtması kısırdöngüsünü aşmanın tek yolu var diyen Cüneyt Özdemir, Radikal’deki yazısında o yolun diyalog olduğunun ...
EMOJİLE

Taksim’de toplanma ve polisin toplananları son derece sert bir şekilde dağıtması kısırdöngüsünü aşmanın tek yolu var diyen Cüneyt Özdemir, Radikal’deki yazısında o yolun diyalog olduğunun altını çizdi.
 
Yazısına “isterseniz iki basit tespit ile başlayalım” diyerek giriş yapan Özdemir şunları yazdı:

“Dünyanın hiçbir yerinde büyük bir şehrin ortasında kalan tek yeşil alanın AVM yapılması düşünülemez. Böyle bir şeyi düşünen siyasetçiler varsa bile halka sorar, ‘ben yaptım oldu’ diyemez. Bu bir.

İkincisi, dünyanın en gelişmiş, demokrasinin, hukukun sıradan hayatın amentüsü kabul edilen ülkelerinde bile en büyük şehrin anameydanı barikatlarla kapatılıp 14 gün boyunca işgal edilemez. Buna hiçbir hukuk devleti izin vermez, hiçbir demokrasi hoş görmez. Bu da iki.

Bizde ne yazık ki her ikisi de oldu!

HER İKİ TARAF İÇİN DE HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Bu iki olay bundan sonra bandı ne kadar geriye sararsak saralım farklı tahribatlar, kuşkular ve önyargılar yarattı. Klişe bir deyişle bundan sonra hiçbir şey Taksim ve Gezi Parkı olayında saflara ayrılan iki taraf için de eskisi gibi olmayacak.

Yeni bir dönem ve süreç başladı. Gelin görün ki bu başlayan süreç de bu haliyle sürdürülebilir bir süreç değil.

(…)

PEKİ O ZAMAN NE OLACAK?

Şu anda Gezi Parkı yeniden açıldığına göre bir masanın etrafına tekrar oturup yeni oluşan şartlarda nasıl bir ortak paydada yaşanacağını bir kez daha belirlemek gerekiyor.

Taksim’de toplanma ve polisin TOMA’larla son derece sert bir şekilde toplananları dağıtması kısırdöngüsünü aşmanın tek bir yolu var: Diyalog.

Parkın yeni oluşan dönemde nasıl kullanılacağını demokrasi ve hukuk çerçevesinde yeniden tanımlamak gerekiyor.

Şu anda valilik buna tek başına karar vermiş, “Parkta bekleme yapmak yasak” gibi absürd bir geçici formül bulmuş durumda. Bu, komik olmasının ötesinde yaratıcı eylemlere de müsait bir yaklaşım. Yarın bir gün yüzlerce insan parkın içinde volta atmaya başlarsa ne diyecekler, merak ediyorum. İkincisi, valilik İstanbul ve Türkiye’nin farklı yerlerinde yapılan forumların Gezi Parkı’nda yapılmasını yasaklıyor.

Yasaklar parkı

Bunu da anlamak mümkün değil. Parkın bir tarafında belediye binlerce kişiye iftar verirken bu yasağın hukuki yanı bir yana, mantıklı bir açıklamasını bulmak da kolay değil.

“Parka çadır kuramazsınız” dense hadi anlaşılabilir bir istek ama “Parkta duramazsın, toplanamazsın” demek kitleleri provoke edip gerilimi sürdürmekten başka bir işe yaramaz.

Gezi Parkı’ndan mağduriyeti önlemek için eli sopalı esnafla kanka olup elinde satırlı çıldırmış esnafla empati geliştirmek yerine bu yeni dönemin gerçekleriyle barışıp ona göre tedbir almak tek çözüm yolu. Gezi Parkı bunca olaydan sonra hiçbir zaman eski, sakin, sessiz ve tenha günlerine dönmeyeceğine göre artık herkese görev düşüyor.

Özdemir’in yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz…