TTK‘dan emekli maden işçisi Turan Kebabcı (56), maden mühendisi 28 yaşındaki oğlu Koray‘ın 4,5 yıldır özel firmada çalıştığını, maden ocağı yakınındaki evlerinden ambulans sesini duyarak kazayı haber aldığını söyledi.
Patlamanın eksi 540 kotunda olduğunu duyunca oğlunun da işçiler arasında yer aldığını anladığını anlatan Kebabcı, şöyle dedi:
”Oğlum, Zonguldak Karaelmas Üniversitesinde 2 yıllık maden teknikerliği bölümünden mezun olmasının ardından dikey geçişle Konya Selçuk Üniversitesinde maden mühendisliğini bitirdi. Patlamanın olduğu ocakta maden mühendisi oğlum var, yüzde 1 umudum bulunuyor. Ben maden ocaklarını çok iyi biliyorum. Oğlum da madenle ilgili bir iş kazanınca karşı çıkmadık. Özel firmada iş bularak çalışmaya başlamıştı.”
Ahmet Özbay, kardeşi Murat’ın 36 yaşında olduğunu, yaklaşık 5 yıldır firmada çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:
”Kardeşimin 2 çocuğu var. İlk kez maden ocağında çalışmaya başlamıştı. Babamız madenden emekli. Maden ocaklarının tehlikelerinin farkındayız. Ancak hiç böyle bir kazayla karşılaşmamıştık. Ben kardeşimin sağ kurtulacağından ümitliyim. İçimde herhangi sıkıntı yok. Çalışmalar konusunda net bilgi alamıyoruz. Kuyudan sürekli birileri inip çıkıyor, biz de bekliyoruz.”
İşçilerden bir yıl önce evlenen Sadık Kocakaya’nın annesi Sebahat Kocakaya, oğlunun 5 yıldır firmada elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, dün öğlen saat 13.00’ten itibaren beklediklerini ifade ederek, ”Kimse yok mu? Allah bize yardım etsin. Sizin yakınınız yerin altında olsa ne isterdiniz? Bizi düşünün” dedi.
Kocakaya’nın eşi Dilek de ”Sadık ne olur sağ salim gel” diye ağıt yaktı.
Kocakaya ailesinin yakınlarının sürekli sinir krizi geçirmeleri üzerine ambulansta bekletildikleri görüldü.
"ASLINDA EŞİM AŞÇI, MECBUREN İNDİ…"
İşçiler arasında eşi ve iki akrabası bulunan Gülşen Karabektaşoğlu da ”Asıl mesleği aşçılık olan eşim imkansızlıktan dolayı maden ocağında çalışmaya başlamıştı” dedi.
Karabektaşoğlu (24), 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu alanında gazetecilere yaptığı açıklamada, grizu patlamasında eşi Ahmet, kardeşi Erdem ve eniştesi Adem’in kurtarılmasını beklediklerini söyledi.
Eşinin Trabzon’dan geldiğini ve madencilik konusunda hiçbir bilgisinin olmadığını anlatan Karabektaşoğlu, şunları söyledi:
”Eşim yaklaşık 4-5 yıldır firmada çalışıyordu. Kardeşimle maden ocağının aynı bölgesinde, yan yana çalışıyorlardı. Eşim, yer altında defalarca yaralandı. Ancak çalışmasını istemediğim halde maden ocağındaki işine imkansızlıklar nedeniyle devam etti. Asıl mesleği aşçılık olan eşim maden ocağında çalışmaya başlamıştı. Şu anda 6 yaşındaki kızım Ebral ile bekliyoruz. Çocuğum durumun farkına vardı, bana ‘üzülme anne, babamın iş elbiselerini koklarız’ dedi.”
Gözü yaşlı Dilek Aslan da yaşanan kazayla ilgili kendilerine açıklama yapılmadığını söyleyerek, ”Maden ocağında 3 kardeşim var. Biri kardeşim Erdem, diğerleri halamın çocuğu ve eniştem. Başbakan duysun bizi. Buraya gelsin. Yer altında kalanların hepsi gariban, fakir” dedi.
Ocakta oğlu bulunan Ayşe Alkin, dün saat 13.30’dan itibaren beklediklerini belirterek, ”Oğlum, arkadaşların burada bekliyorlar” diye ağladı.
Türk Kızılayı Derneği Zonguldak Şube Başkanı Nihat Aygün de kuyu alanında seyyar mutfak kurduklarını belirterek, ”Yiyecek ve içecek dağıtımı yapacağız. 2 psikologumuz da bölgede mahsur kalan işçilerin yakınlarıyla görüşerek moral veriyor” diye konuştu.