Dershanelerin mevcudiyeti normal değil!..

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı  Hükümetle, Fethullah Gülen Cemaati arasında dershaneler üzerinden süren gerilim bir türlü dinmek bilmiyor. Yaşanan bu gerilimi bu kez bir Zaman gazetesi yazarı ile ...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

Hükümetle, Fethullah Gülen Cemaati arasında dershaneler üzerinden süren gerilim bir türlü dinmek bilmiyor. Yaşanan bu gerilimi bu kez bir Zaman gazetesi yazarı ile konuştuk. Zaman gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne dershanelerin kapatılmasıyla yaşanan gerilimi değerlendirdi. 

Cemaatle, Hükümet arası dershaneler nedeniyle bir gerilim var. Bu gerilimin aslında siyasi bir gerilim olduğu söyleniyor. Siz bu gerilimin siyasi bir gerilim olduğuna katılıyor musunuz? 

Gerilim, siyasi bir gerilim değil. Gerilim sosyal alana tecavüz etmesiyle alakalı Hükümetin. Cemaat sosyal bir varlık, siyasi bir varlık değil. Siyasi bir varlık olmayı tasarlamadı. Ama Hükümet onun yaşama alanıyla alakalı dershanelerle ilgili çok zorlayıcı bir mücadelede bulundu ve problem oradan çıktı. Burada Cemaat savunma durumunda. Cemaati savunmaya sokan hükümettir.  

Hükümetin bir eğitim politikası bağlamında dershaneleri kapatmaya çalıştığı ifade ediliyor. Ancak Cemaat bu konuda sert bir direnç gösteriyor. Cemaatin bu tavrı 7 Şubat 2013’te yaşanan MİT operasyonuyla da ilişkilendiriliyor. Siz bu konuda ne söyleyeceksiniz?  

Bir kere dershanelerden kimse memnun değil. Yani dershanelerin mevcudiyetini normal ve doğal kabul etmek mümkün değil. Problem şu; dershane eğitim sistemindeki bir aksaklığın sonucu. Yoksa eğitim sistemini aksatan dershaneler değil. Dershaneler eğitim sisteminin adeta koltuk değneği gibi, dışardan gelen payandaları.  Dershaneleri kapattığınız zaman dershaneleri doğuran ihtiyaç ortadan kalkmış olmayacak. O yüzden Hükümetin dershaneleri kapatama tasarrufu eğitim sisteminin ihtiyaçlarına aykırı. Bunun kapanmadan sonra semptomları çok uzun süre devam edecek. Çünkü dershaneleri kapattığınız zaman dershanelere zorlayan sebepler ortadan kalkmış olmuyor.  O yüzden Cemaat bunu cezalandırma şeklinde algılıyor. Yani mantıkta sağlam bir mantık. Hükümet dershaneleri kapatarak cemaati cezalandırıyor böyle bir algı oluşmuş durumda . Tutarlı mı bu algı, doğru mu?  Doğru, çünkü dershaneleri kapatarak eğitim sistemini değiştirmek, dönüştürmek mümkün değil. Bunu kimse iddia edemez. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da “Peki dershaneler kapatılırsa yerine ne koyacağız” sorusuna verdiği cevap yok. O yüzden bu dönüştürme laflarıyla, kelime oyunlarıyla ifade edilemeyecek, çözülemeyecek kadar girift durumu, içinden çıkılmaz hale getiriyor. Hükümet cemaati cezalandırıyor algısı oluşuyor. MİT hikayesi, 7 Şubat sendromu benzer hikayeler bir gerekçe, bir sebep olabilir, fakat sonucunda dershane tasarrufu ile Hükümet, Cemaati cezalandırıyor, Cemaate zarar vermeye çalışıyor olgusu var. Sanırım bu algı yerleşmiş durumda.  

Taraf Gazatesi’nin 2004 MGK kararlarının gündemine alarak Hükümet’e yüklenmesini nasıl yorumluyorsunuz acaba?  

Ben Taraf Gazatesi’nin yayın politikasını fitne fesat politikası olarak görüyorum. Gerginliği, gerilimi tırmandırmaya çalışıyor. Bu konuda yazı da yazdım. 2004 MGK kararları yüzünden Hükümeti suçlamak doğru değil. O dönemde hükümetle beraber cemaatle beraber hükümette son derece zor durumdaydı. 2004 yılı darbeler yılıydı. 2004 MGK kararları üzerinden tartışmayı sürdürmek yanlış. 

Bu gerginlik ne zamana kadar devam eder?

Bu gerginlik her iki tarafa da zarar veriyor. En kısa zamanda bitmesini temenni ediyorum. Ama bitecek gibi görünmüyor. Nereye kadar gideceğini hepimiz merak ediyoruz. 

on5yirmi5.com