Sabah’ın haberine göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkan Yardımcısı seçilen Türk yargıç Işıl Karakaş’ın Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, “Bir zamanlar Türkiye’nin işkence yapan ülke imajı vardı. Ama yerine internetin yasaklandığı, ifade özgürlüğünün hiçbir şekilde korunmadığı, sürekli hakaret yüzünden davaların açıldığı bir ülke imajı geldi. Cumhurbaşkanına hakaret yüzünden sürekli davalar açılıyor. Bu, Avrupa’da başka bir yerde yok” sözleri tepki çekti. İstanbul Hâkimi Okan Albayrak hâkim ve savcıların görüşlerini dile getirdikleri adalet gundemi isimli sitede Karakaş’ın sözlerine sert eleştirilerde bulundu.Albayrak, meslektaşları ile paylaştığı yazısında şunları söyledi:
BU NASIL BİR HALETİ RUHİYE
AİHM Başk. Yard. Işıl Hanım buyurmuş: “Türkiye’deki işkencenin yerini basın ve ifade hürriyeti ihlalleri aldı.” İfadedeki cerbezeye, Türk milletine, Türk devletine haksız yere yapıştırmak istenilen sıfatlara bakar mısınız? Evet, Türkiye’de bir dönemler kötü muamele ve hatta işkence vardı, ancak uzunca yıllardır işkence ve kötü muameleye dair ABD ve Avrupa’da yüzlerce örnek bulmak mümkünken, Türkiye’de örnek bulmanın ne kadar güç olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu Işıl Hanım da biliyor olacak ki, şimdi işkence yok ama eskiden vardı, hatırlatayım, unutulmasın Türkiye’nin olumlu imajına bir çizik atayım… Nasıl bir haleti ruhiyedir Allah aşkına?
GERÇEK DIŞI BİR BEYAN
Türkiye’de ifade hürriyeti yokmuş. Yahu bu nasıl gerçek dışı bir beyandır, sabahtan akşama kadar, koro halinde Cumhurbaşkanı ve ailesine küfür seansları yapan paralel-bir kısım medya ve terör destekçisi parti varken daha hangi küfür için özgürlük isteniyor? Cumhurbaşkanına küfür, teröriste methiye serbest iken, akıllardaki hangi küfürler için ifade hürriyeti isteniyor… Rahatça sövmeye devam edebilirsiniz, ağız dolusu küfretmek serbest!!! Ama Cumhurbaşkanına ha, şaşırmayın…
SİZ YEMİN ETMİŞ MİYDİNİZ?
Şimdi insan üzülüyor, Türk mahkeme başkan yardımcısıymış! Bu kadar gerçek dışı en azından tartışmalı beyan, bu kadar Türkiye’yi mahkum etmeye çalışan gayret, el insaf… Sahi siz, mahkeme başkanı olurken, adalet için, doğruluk için, hakkaniyet için bir yemin etmiş miydiniz!!!