Çocukları dağa çıkmaya belediyeler mi ikna ediyor?

Olaylar
Seslerini duyurmak için eylem yapan aileler ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin anlatımına göre çocukların kimi iş, eğitim ve daha iyi bir gelecek vaadiyle kandırılıyor, kimi de&nb...
EMOJİLE

Seslerini duyurmak için eylem yapan aileler ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin anlatımına göre çocukların kimi iş, eğitim ve daha iyi bir gelecek vaadiyle kandırılıyor, kimi de belediyelerce açılan eğitim destek evleri ve çeşitli derneklerin düzenlediği yaz kamplarında yapılan yoğun propagandadan etkilenerek dağa çıkarılıyor.

– “En büyük sıkıntı belediyelerin eğitim destek evleri”

Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Memiş Yunus Memiş, dağa giden çocukların okulda yönlendirildiğine dair duyumlar aldıklarını söyledi.

Elleri kalem tutsun, eğitim alsın diye okula gönderilen çocukların ideoloik kamplaşma ile karşılaştığını belirten Memiş, “Hiçbir eğitimcinin hiçbir ideoloji adı altında çocukları yönlendirmemesi gerektiği kanatindeyim. Çocukların eğitimciler tarafından yönlendirildiğine inanmak istemesek de çeşitil duyumlar alıyoruz” dedi.

“En büyük sıkıntı belediyelerin eğitim destek evleri. Çocuklara eğitim verildiği belirtilen eğitim destek evleri çocukların beyinlerinin yıkandığı yerlerdir. İdeolojik kamplaşmanın oluştuğu yerdir oralar” ifadelerini kullanan Memiş, çocuklara okul derslerinın yanı sıra ideolojik dayatma ile bilgi verilerek bir algı oluşturulmaya çalışıldığını ileri sürdü.

– “Yaz kamplarında PKK sempatisi kazandırılıyor”

Memiş, belediyelerin tatile gidemeyen yoksul aile çocuklarına yönelik düzenlediği yaz kamplarında çocukları ideolojik açıdan etkileyecek çalışmalar yapıldığını ifade ederek, “Yüzme veya sportif faaliyetler adı altında çocukları ideolojk olarak yönlendirme noktasında çalışmalar yapıyorlar. Yaz kamplarında çocuklara PKK sempatisi kazandırma noktasında ciddi çalışmalar var. 14 yaşındaki çocuk bırakın dağı, yolda yürümeyi bilmez. Çocukların yeri okuldur, eli de kalem tutmalıdır” diye konuştu.

– “Bazı öğretmenler de ideolojik düşüncelerini çocuklara yansıtıyorlar”

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) İl Başkanı Eyüphan Kaya da çocukların okuldan arta kalan zamanlarda çeşitli derneklerce veya belediyeler bünyesinde kurulan eğitim destek evlerindeki etkinliklere katıldığını belirterek, orada çocukların yanlış yönlendirildiğini söyledi.

Kaya, “Çocuklar günahsız bir varlık. Çocuğun kişiliğinin geliştiği bu yıllarda kim hızlı davranırsa çocuğu o yönlendiriyor, çocuk o etki ile şekilleniyor. Çünkü bu çocukların yaşı yönlendirilmeye çok müsait” dedi.

Türkiye’de her geçen gün derneklerin sayısının arttığına işaret eden Kaya, bu sayının arttığı ile iftihar edildiğini ancak kontrollerin yeterince yapılmadığını iddia etti.

Kaya, şöyle konuştu:

“Bu dernekler acaba ne kadar sivil ve neye hizmet ediyor? Aldığımız duyumlar o ki bazı dernekler kendilerine göre bu çocukları yönlendirip, şekillendirip kendi amaçları doğrultusunda kullanıyor. Mesleğiyle, verdiği eğitimle ön plana çıkamayan bazı öğretmenler de ideoloik düşüncelerini çocuklara yansıtıyorlar.”

Kaya, okul çevresinin yeterince denetlenmediğini, bu nedenle örgüt sempatizanlarının bu çocuklarla kolay iletişime geçebildiğini kaydetti.

– “İş ararken başvurduğu dernek kızımı dağa götürdü”

Diyarbakrı’da yaşayan 7 çocuk annesi Muhsine Uçakan, kızı Sultan’ın (21) dağa götürüldüğünü öğrendiklerini, kendisinden 51 gündür haber alamadıklarını söyledi.

Eşinin 15 yıldır hasta olduğunu, bu nedenle Sultan’ın okulu bırakıp, kardeşlerini okutmak için iş aradığını anlatan Uçakan, “Kızım lisede okurken eğitimini yarıda kesip, aile bütçesine katkı sunacağı ve kardeşlerini okutacağı bir iş aramaya başladı. Ofis semtinde bir dernek ona iş bulacaklarını söylemiş. Birkaç kez derneğe giden kızımdan bir daha haber alamadım” dedi.

Uçakan, kızının sara hastası olduğunu ayrıca, bronşit ve bel fıtığı rahatsızlığı bulunduğunu anlatarak, bunlardan dolayı yürümekte de güçlük çektiğini kaydetti.

”2 kardeşini okutmak için tek amacı iş bulmak olan kızımı başvurduğu dernek dağa götürdü” diyen, Uçakan, kızının siyasi eğilimi olmadığını, saf olduğu için kandırıldığını vurguladı.

Uçakan, iş arayanların derneklerce kandırıldığını savunarak, “Karşılaştığımız aileler iş ararken çocuklarının kandırıldığını belirtiyor. Kızıma kavuşacağım günü hasretle bekliyorum. Onu bağrıma bastığım gün mevlit vereceğim, kurban keseceğim” ifadelerini kullandı.

– Eğitim destek evleri 

Anne Mukaddes Yapıcı da kızı Zehra Yapıcı’nın bir yıl önce 15 yaşında iken kandırılarak dağa götürüldüğünü belirterek, kızının siyasi düşüncesinin olmadığını söyledi.

Dershaneye gönderecek ekonomik güçleri olmadığı için kızını belediyeye bağlı eğitim destek evine gönderdiklerini anlatan Yapıcı, “Kızımı eğitim destek evinde kandırdılar. Oysa bir meslek sahibi olma hayali vardı. Barış olmasını istiyorum. Bütün çocuklar evlerine dönsün” diye konuştu.

– Seçim çalışmaları için geldi, dağa çıktı

Muş’tan gelerek Diyarbakır’da oturma eylemi yapan ailelere destek veren Zübeyde Şentürk, oğlu Ramazan Şentürk’ün (25) 3 ay önce dağa götürüldüğünü dile getirerek, Sinop’ta ünivresitede okuyan ve yarıyıl tatilinde eve dönen oğlunu tatilin bitmesine bir hafta kala kandırdıklarını savundu.

Seçim çalışmaları için oğlunu Diyarbakır’a getirdiklerini buradan aldıkları bazı seçim malzemelerini Muş’a götürdüğünü öğrendiklerini anlatan Şentürk, oğlundan bir daha da haber alamadığını kaydetti.

İstanbul’da yaşayan oğlunun terör örgütü tarafından kaçırıldığını iddia eden Sevda Yılmaz ise 2 aydır 16 yaşındaki oğlu Gökhan Yılmaz’dan haber alamadığını söyledi.

 Oğlunun 2 ay önce Esenyurt’ta bir partinin kurduğu çadıra 4 gün süreyle gittiğini ve daha sonra izini kaybettiklerini aktaran Yılmaz, “Aramaya başladık, soruşturduk, yok. Çadıra gittikten sonra kayboldu. Şanlıurfa’da Abdullah Öcalan’ın doğum günü varmış. Oraya da gitmiş dediler” diye konuştu.

– Arkadaş etkisi 

Meral Çapa ise üniversitede okuyan oğlu Veysel Çapa’nın (19) kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi.

3 yıl süren tedavinin ardından kucağına aldığı oğlunu bebekken yakalandığı bronşit hastalığı nedeniyle hastanelerde büyüttüğünü anlatan Çapa, eşinin şoför olması nedeniyle Veysel’i tek başına özenle büyüttüğünü belirtti.

Çapa, oğlunun siyasi eğilimleri olmayan bir çocuk olduğunu vurgulayarak, “Arkadaşları veya çeşitli çevrelerce kandırıldığını düşünüyorum. Oğlum ruh olarak 7 yaşındaki bir çocuk gibiydi. Hastalıklarla büyüttüm elimden aldılar, götürdüler. Onu ölene kadar arayacağım. Oğlumu orada bırakmak istemiyorum” dedi.

Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, terör örgütü tarafından dağa kaçırıldığı iddia edilen Arzu Kahraman ve Ruken Yıldız adlı öğrencilerin de arkadaş çevresinin etkisiyle örgütle bağ kurduğu belirtiliyor.

Suç kaydı olmayan kız öğrencilerin ailesinin Payamlı köyünde yaşadığı, kendilerinin ise Adıyaman merkezde yakınlarının yanında barındığı öğrenildi. Hafta sonları köylerine giden öğrencilerin, terör örgütüne ilgi duyan arkadaşlarıyla sık sık görüştükleri bilgisine ulaşıldı. Kız çocuklarının bu arkadaşları sayesinde örgüte ilgi duydukları ifade ediliyor.

Örgüt mensuplarının, derslerinde başarılı olan gençleri okul hayatlarından koparmak için bu kızları dağa kaçırmış olma ihtimali üzerinde duruluyor. 

– ”Aranıyorsunuz, dağa çıkın” önerisi 

İzmir’de 20 yaşındaki oğlu Adem Tekik’in PKK tarafından dağ kadrosuna katılmak üzere kaçırıldığını iddia eden baba Dursun Tekik de “Çocukları eylemlere karıştırıyorlar. Eylemlere karışan çocuklarımızı psikolojik baskı altına alarak ‘Siz bu olayları yaptınız diye devlet sizi yakalayacak, aranıyorsunuz’ gibi şeylerle kafalarını bulandırarak alıp götürüyorlar” dedi. 

Baba Tekik, BDP İzmir İl Başkanlığı önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, çocukların PKK tarafından nasıl kandırılıp dağa kaçırıldığını anlattı. 

Oğlunun, HDP’den bir arkadaş grubuna takıldığını söyleyen baba Tekik, “Onur mahallesinde oturuyorum. Yamanlar’da HDP binası var. Orada Kürtçe eğitimi yapıyorlardı. Bunlar eğitim için çocuklara program da yapıyorlar. Amaçlarını, bilmiyorum artık. Arkadaşları götürdü, başkası götürmedi. Çocuğumuzdan hiçbir haber alamadık” diye konuştu. 

Tekik, dağa kaçırılan çocukların önce toplumsal eylemlere karıştırıldığını ileri sürerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Çocukları eylemlere karıştırıyorlar. Eylemlere karışan çocuklarımızı psikolojik baskı altına alarak ‘Siz bu olayları yaptınız diye devlet sizi yakalayacak’ gibi şeylerle kafalarını bulandırarak alıp götürüyorlar. Hem kendileri bu olayları organize edip yaptırıyorlar, ondan sonra da çocuklara ‘Aranıyorsunuz, devlet sizi hemen yakalar, içeri atar’ diye bu gibi şeylerle çocukların kafalarını dolduruyorlar.”