Cemaate hizmet edenler şimdi pişman

Olaylar
Sıddık Demir: “Biz de hocaefendiye geçmişte büyük hizmetlerde bulunduk. Son zamanlarda aklın sınırlarını zorlayan olaylara şahitlik ediyoruz. İnsan bazı olayları ispat edemese de ne yapılmak istendiği...
EMOJİLE

Sıddık Demir: “Biz de hocaefendiye geçmişte büyük hizmetlerde bulunduk. Son zamanlarda aklın sınırlarını zorlayan olaylara şahitlik ediyoruz. İnsan bazı olayları ispat edemese de ne yapılmak istendiğini aklıyla sezebilir. Emperyalist güçlerin Türkiye içinde bazı cemaat unsurlarını kullandıklarını düşünüyorum. Maalesef bir zaman gönül verdiğimiz yapı da kendini kullandırtıyor. Bunu içime sindiremiyorum.”

Mahmut Gürtürk: “Uzun yıllar cemaate maddi ve manevi destek verdim. Bugün elbette bu durumumuzu sorguluyoruz. Yaşananlara ihanet demeye dilim varmıyor ama son İHH operasyonları ile bunu demeliyiz diye düşünüyorum.”

kanal5.com.tr’nin haberine göre, Ülkü Ocakları eski yöneticilerinden Sıddık Demir ve İşadamı Mahmut Gürtürk, Aslan Değirmenci ile Kanal 5’te yayınlanan Son Gündem programına konuk oldu. Paralel yapılanma ve 17 Aralık operasyonuyla başlayan süreci değerlendiren Demir ve Gürtürk, Gülen cemaatine bunca yıl sempatiyle bakmış ve desteklemiş insanlar olarak yaşanan son gelişmeleri anlayamadıklarını söylediler.

MAVİ MARMARA AÇIKLAMASI İLE ŞÜPHEMİZ BAŞLADI

Kanal 5 Ankara stüdyosundan canlı yayınlanan programda Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci’nin sorularını yanıtlayan konuklar, 17 Aralık sonrası yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlediklerini anlattılar. Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki onurlu ve dik duruşunu takdirle karşıladıklarını anlatan Demir ve Gürtürk, Mavi Marmara saldırısından sonra Fethullah Gülen’in “Otoriteden izin alınmalıydı” açıklamasına şaşırdıklarını ve şüpheyle karşıladıklarını ifade ettiler.

“Biz de hocaefendiye geçmişte büyük hizmetlerde bulunduk” diyen Ülkü Ocakları eski Yöneticisi Sıddık Demir, “Son zamanlarda aklın sınırlarını zorlayan olaylara şahitlik ediyoruz. İnsan bazı olayları ispat edemese de ne yapılmak istendiğini aklıyla sezebilir. Emperyalist güçlerin Türkiye içinde bazı cemaat unsurlarını kullandıklarını düşünüyorum. Maalesef bir zaman gönül verdiğimiz yapı da kendini kullandırtıyor. Bunu içime sindiremiyorum” şeklinde konuştu.

Demir ayrıca, 17 Aralık ve diğer operasyonların cemaatin kucağına bırakılan dış güdümlü bir ateş olduğunu savundu.

DEVLET İÇİNDE DEVLET

Daha önce Gülen cemaatini İslam’ın parlak yüzü olarak gördüğünü de aktaran Demir, “Fethullah Gülen’in Ülkücülere ufuk açtığı doğrudur. Geldiğimiz noktada ortaya çıkan tablo ise çok olumsuz bir tablodur” ifadelerini kullandı. Gülen cemaatinin kendisine gönül vermiş insanları çok zor duruma düşürdüğünü de belirten Demir, cemaatin içinde yer alan bazı grupların devlet içinde devlet oluşturmaya çalıştığını da sözlerine ekledi.

NE YAPACAĞI BELLİ OLMAYAN BİR YAPI VAR

İşadamı Mahmut Gürtürk ise, gelinen süreçte büyük bir karamsarlık ortamı oluştuğuna dikkat çekerek, “Bu son dönemde ateş topuna dönmüş bir bürokrasi ve ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir Emniyet var ortada. Sokaktaki insanlarda bir endişe ve karamsarlık havası oluşmaya başladığını görüyoruz. Geçen gün her zaman gittiğim bir bankaya uğradım. Son dönemde bu bankayla ilgili ortaya çıkan iddialar bütün banka çalışanlarını etkilemiş durumda. Personellerin üzerine sanki ölü toprağı serpilmiş gibiydi. Bu beni çok üzdü. Emek verdiğimiz bir kurum bu hale getirilmemeliydi. İçler acısı bir durumdayız. Bunlar bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerdir. Piyasalarda yer alan sarsıntılardan dolayı ortaya çıkan zararları iyi düşünmek lazım” şeklinde konuştu.

Cemaate

İHH OPERASYONU SABRIMIZI TAŞIRDI

Uzun yıllar cemaate maddi ve manevi destek verdiğini ifade eden Gürtürk, “Bugün elbette bu durumumuzu sorguluyoruz. Yaşananlara ihanet demeye dilim varmıyor ama son İHH operasyonları ile bunu demeliyiz diye düşünüyorum. Bir iyilik hareketi hedef alınmamalı. Tabi aynı zamanda devlet ve hükümet de… Neler yaşandığını anlamaya çalışıyoruz. Bir hücre yenilenmesi şart” dedi.

Gürtürk, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir insan kendi ülkesine nasıl ihanet edebilir? Bir görevli ülkenin milli sırlarını nasıl ifşa eder ve bir yardım tırının önünü keserek sorgulamaya çalışır? Bu yapı her ne ise ve bunu yapanlar her kimse çok açık bir şekilde ortaya konmalıdır. İHH ve benzeri kuruluşlar Türkiye’yi temsil eden önemli sivil toplum kuruluşlarıdır ve bunların yıpratılması doğru değildir. Onlar mazlumların gözü kulağıdır. Bizlerin vicdanıdır” ifadelerini kullandı.