Bülent Arınç, Babasız Günlerini Anlattı

Olaylar
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ”Herkesin, her şeyi maddeden ibaret gördüğü bir dünyada kadirşinaslık ve vefakarlık, adeta altın kıymetindedir. Bunu bize kim hatırlatıyorsa on...
EMOJİLE

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ”Herkesin, her şeyi maddeden ibaret gördüğü bir dünyada kadirşinaslık ve vefakarlık, adeta altın kıymetindedir. Bunu bize kim hatırlatıyorsa onlara şükran borcumuz var” dedi.

Video için tıklayın…

Galeri için tıklayın….

Arınç, Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfınca (YOYAV) Babalar Günü dolayısıyla düzenlenen ”Yorgun Baba” Ödül törenine katıldı. YOYAV’ın kısıtlı imkanları ve hayırseverin desteğiyle yoksullara yardım faaliyeti sürdürdüğünü anlatan Arınç, vakıf yetkililerini ve destek verenleri kutladı.

Vakfın geçen yıl kendisine ”Yoksul Babası” ödülü verdiğini belirten Arınç, bu ödüle layık görülmekten büyük mutluluk duyduğunu ve gereğini yerine getirmek için çalıştığını anlattı. Birçok yerde ”hesaplı” ve ”al gülüm, ver gülüm” mantığıyla ödüller dağıtıldığını belirten Arınç, ancak YOYAV’ın verdiği ödüllerle kişileri yoksulların yanında olmaya özendirdiğini vurguladı.

Ödülün, Babalar Günü’nde dağıtılmasının da çok anlamlı olduğunu kaydeden Arınç, fedakar babaların her zaman hatırlanması gerektiğine dikkati çekti ve herkesin Babalar Günü’nü kutladı. Arınç, babalığın ve aile olmanın güzel bir duygu olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

”Bakın TRT’nin güzel bir programı -çok meşhur dizilerden olmadığı için takip edilmeyebilir- çok muhteşem bir program var, ‘Ömür Dediğin’. Bu program, masumiyet programıdır. Bu kavgalı, herkesin birbirinin ayaklarını yerden kestiği dünyada, hilekar, riyakar bir takım çevrelerin at koşturduğu dünyada samimiyet, mütevazılık ve masumiyet. Hepimiz bunları çok arzu ediyoruz. Dünya bunu kaybediyor, yeniden bulması lazım. Lütfen ‘Ömür Dediğin’ programına bir göz altın, burada bir ömrü birlikte geçirmiş karı kocaların birbirlerine anlattıkları güzel şeyler var. Bazen saçlı sakallı yaşlı bir amcayı, bazen oyalı yazmasıyla bir yaşlı annemizi, orada hayatını anlatırken bulabilirsiniz. Siz onların anlattıklarından kendi anne babalarınızı belki de kendi hayatınızı bulacaksınız. Dolayısıyla gerçekten değerlerimizi yitirdiğimiz ve sadece entrika üzerine, aşk üzerine, aşkın da bildiğimiz türü üzerine çevrilmiş pek çok dizilerin yanında bir aile programı olarak ödüle de layık görüldü, demek ki takdir edenler de varmış. Bu program sanki bizim bu günümüzü anlatıyor. Şimdi babalarımızı, annelerimizi her zaman şüphesiz rahmetle hatırlamalıyız.”

”TOPLUMUMUZDA HAMİYET, YARDIMLAŞMA DUYGUSU ÇOK GÜÇLÜ”

Babaların, çocuklarının, eşlerinin isteklerini yerine getirmek için çektikleri çilelerin takdir edilmesi gerektiğini vurgulayan Arınç, pek çok kişinin varlıklı ailelerden gelmediğini belirtti. Varlıklı olup bundan başkalarını da yararlandırabilenlerin elleri öpülesi kişiler olduğunu kaydeden Arınç, ”Biz de hayatımızın pek çok sahnesinde yoksulluğu bizzat tattık ve bizzat babalarımızın, annelerimizin yedirmek için neler yaptığını gözlerimizle gördük” dedi. Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:

”Eskiden astsubayların maaşları o kadar yüksek değildi, şimdi maşallah iyice. Ben emekli bir jandarma astsubayının oğluyum. O 52 yaşında vefat etti, ben 12 yaşındaydım o vefat ettiğinde, dört kardeşin en küçüğüyüm. Sonra emekli maaşı üç ayda 700 lira bağlandı. Sonra bana 90 lira yetim maaşı bağlandı. Ben o 90 lira yetim maaşıyla üniversitede okumaya çalıştım. Bereket burs aldım, o zaman 250 liraydı burs. O 250 lira, sanki çok lüks bir yaşamın verdiği bir nimetti ama mesela ben haftada sadece bir gün çay içtiğimizi hatırlıyorum, genelde pazar günleri olurdu. Çay bile lükstü, yani o gün çay içilirken bütün kardeşlerime de ikişer tane zeytin düşüyordu. Herkes zeytin hesabını bilirdi.

Çok şükür o günlerden bugünlere varlığı da yokluğu da bilerek yaşamının nimetlerini görüyoruz. Annem, jimnastik ayakkabısı diye -eskiden jimnastik derlerdi okullarda- bizim jimnastik ayakkabısı alacak paramız yoktu, annem bezden ağabeylerime jimnastik ayakkabısı dikerdi. Ayağında ona benzer bir şey olsun da arkadaşlarından utanıp, sıkılmasın diye. Bunları hep yaşadık. Keşke bunları yaşayanlar, bu zorlukları çeken insanlar, bugün inşallah onların gereğini kendi evlatları, çevreleri, toplumuyla fazlasıyla başkalarına verebilseler. Bu imkanlardan herkesi yararlandırabilseler.”

Bugün toplumda hamiyet ve yardımlaşma duygusunun çok güçlü olduğuna değinen Arınç, ”Buna çok ihtiyacımız var. YOYAV’ın yaptığı kadirşinaslıktır, hatırlamak, anmak, unutmamak, ellerinden tutmaktır; buna o kadar ihtiyacımız var ki. Herkesin, her şeyi maddeden ibaret gördüğü bir dünyada kadirşinaslık ve vefakarlık adeta altın kıymetindedir. Bunu bize kim hatırlatıyorsa onlara şükran borcumuz var” dedi.

Arınç, YOYAV gibi yoksulların yanında olan kuruluşlara herkesin sahip çıkması ve destek olması gerektiğini de vurguladı.

YOYAV Genel Başkanı İbrahim Ateş de vakfın faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Ateş, Arınç’a geçen yıl ”Yoksul Babası” ödülü verdiklerini hatırlatarak, bu ödülün ne kadar haklı ve hak edilmiş olduğunu gördüklerini belirtti ve Arınç’a desteğinden dolayı teşekkür etti.

Şair Faruk Oray’ın, ”Yoksul Baba” adlı şiirinin okumasının ardından maddi sıkıntılar ve hastalıklara rağmen ailesini geçindirmek için çaba harcayan İlhami Zararsız, Süleyman Sarışenoğlu, Resul Kırcı, Abdurrahman Aykut ve Gürsel Özpolat’a ”Yorgun Baba” ödülleri ile çeşitli armağanlar sunuldu. İlhami Zararsız’a ödülünü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, verdi. Arınç, ayrıca Şair Faruk Oray’a da dolmakalem hediye etti.

CİHAN