‘Balkanlar, Anadolu gibi Osmanlı bakiyesidir’

Olaylar
Engin Dinç’in haberi Fotoğraflar: Abdullah Güner Bayrampaşa Belediyesi Gençlik Merkezi Binası Kültür Salonu’nda yapılan törene Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bayrampaşa Belediye Ba...
EMOJİLE

Engin Dinç’in haberi
Fotoğraflar: Abdullah Güner

Bayrampaşa Belediyesi Gençlik Merkezi Binası Kültür Salonu’nda yapılan törene Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, İstanbul milletvekilleri Hüseyin Bürge, Şirin Ünal, Sevim Savaşer, Bayrampaşa Kaymakamı Hasan Gözen, AK Parti Bayrampaşa İlçe Başkanı Cemil Yıldız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Kurumu Başkanı Kemal Yurtnaç, eski İstanbul Milletvekili Mustafa Baş, Arnavutluk ve Kosova başkonsolosları ile STK temsilcileri katıldı.

Törende ilk olarak Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Fahri Solak Balkan Gençlik Forumu Sonuç bildirgesini okudu. Daha sonra ise Balkan Gençlik Forumu’na ev sahipliği yapan Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, konuşmasını yapmak üzere sahneye çıktı. Başkan Aydıner, şunları söyledi:

“16-18 Mayıs tarihleri arasında 4 çalıştay ve 2 panelle “Balkanlarda Eğitim ve İşbirliği / Ortak Çalışmalar, Balkanlarda Gençlik ve Spor, Balkanlarda Dini/Sosyal Hayat, Balkanlarda Sosyal ve Kültürel İşbirliği” konuları çeşitli yönleriyle ele alınarak, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde görüşmeler yapıldı. Çalıştayın sonuç bildirgesiyle katılımcılar konuştuklarının teoride kalmamasını istediler. Forumun en önemli neticelerinden biri Balkan Gençlik Konseyi Kurulsun bir diğeri bütün Balkanlar için ortak bir web portalı kurulması teklifi oldu.

Bayrampaşa belediyesi olarak yüzde 48’i Balkan orijinli vatandaşlardan oluşuyor. Bu yıl 9.su düzenlenecek Balkanlarda Ramazan etkinliğimiz ve Bereket Konvoyu’yla Balkanlarla gönül köprüsü kurmaya devam edeceğiz. Bu çalıştayı da gençlerimizle bu bağı kurmak için düzenledik.
Kosova’da 1725 tarihinde İsa Bey tarafından yaptırılan Bayrampaşa Mitroviça camisinin restorasyonu  yapacağız. İnşallah açılışını birlikte yaparız. Bunun dışında Gosivar’da Mustafa Kemal İlköğretim okulunu eğitime açtık. Makedonya’da bir kuran kursu yaptırdık ve Sayın Başbakanımızın Makedonya gezisinde Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte açılışın yaptık. Burada bir kız yurdu da yoktuk. Buraya yapılacak bir kız yurdunun temelini de attık. İnşallah açılışını da sizlerle birlikte yapmayı düşünüyoruz. Makedonya’ya kız imam hatip lisemiz olunca erkek imam hatip lisesi yapmak gerekiyordu. Sayın Başbakanımızın emriyle bu okulun yanına bir de erkek imam hatip lisesi de yaptıracağız.
Balkanlar içine yöneldiği zamanlarda büyük sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Balkan tarihi balkan şehirleri tarihi demektir. Balkan şehirlerinin tarihini anlamadan Balkan tarihi anlaşılmaz. Eğer Balkanların bir tarihi serüveni varsa o aslında Balkanların tarihidir. İstanbul’un, Edirne’nin, Piriştina’nın Saraybosna’nın, Selanik’in, Filibe’nin, Üsküp’ün tarihidir.

Çalıştayımıza iştirak eden balkan kökenli 120 gencimizle birlikte Türkiyemizin 7 bölgesinden gelen gençlerimizi kutluyorum. Üniversite hocalarımıza, AK Parti Bayrampaşa İlçe Başkanı Cemil Yıldız Bey’e, Baygem ekibine ve hocalarına, Belediyemiz çalışanlarına ve emeği geçen tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu organizasyonun mimarı Bayrampaşa halkıdır. Bize verdikleri engin destekten dolayı Bayrampaşa halkına da teşekkür ediyor, Balkan Gençlik Forumu sonuç bildirgesinin Bayrampaşamıza, Ülkemize ve Balkan coğrafyasına hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.”

BALKANLARDA YAŞAYAN İNSANLAR DA ANADOLU’DA YAŞAYAN DA OSMANLI’NIN BAKİYESİDİR

Başkan Aydıner’in ardından ise Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ söz aldı. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Balkan ülkeleriyle Türkiye arasındaki tarihi bağlara dikkat çektiği konuşmasında şunları söyledi:
"Bugün Bayrampaşa Belediyemizin organizasyonunda gerçekleştirilen Balkan Gençlik Forumu’nun nihai oturumunda beraberiz. Eminim ki 3 gün içerisinde yapılan çalışmalarda katılımcılar çok değerli fikirlerini ifade ettiler. Daha iyiyi eğitimde, dini hayatta, kültürel alanda, ekonomik alanda ve diğer alanlarda nasıl yakalarız sorusuna cevaplar arandı, akıllar akıllara, bilgiler bilgelere eklendi ve ortaya çok güzel sonuçlar çıktı. Ben buradan şunu özellikle ifade etmek isterim; okunan bu bildiri hem benim bakanlığımın, hem de hükümetimizin her zaman dikkate aldığı, bundan sonraki süreçte gerek Yurtiçi Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız tarafından, gerek TİKA, gerek Diyanet İşleri, gerekse YÖK ve ilgili paydaşlar tarafından büyük bir dikkatle takip edilecek. Bunların büyük bir kısmı zaten programımızda mevcut olan konular diğer kısmı da uygulamaya geçirme konusunda bize yol gösterecektir. Ben bu düşünceyle böylesi bir bildiride katkısı olan herkesi gönülden teşekkür ediyorum. Böylesi bir organizasyonu gerçekleştiren Bayrampaşamızın başarılı Belediye Başkanı Atila Aydıner kardeşime ve ekibine de gönülden teşekkür ediyorum.

Burada bulunan Saraybosna, Sofya, Atina, Üsküp, Sancak, Kişine, Varna ve ismini sayamadığım pek çok şehirden buradan bulunan bütün gençleri selamlıyorum. Hayatlarının her aşamasının bugün olduğu gibi başarılı ve heyecanla geçmesini temenni ediyorum. Ülkenize hoşgeldiniz diyorum. Çünkü Türkiye bizim ülkemiz olduğu kadar, Balkanlarda yaşayanların da kendi ülkeleri olarak görmeleri gereken bir ülkedir. Balkanlarda yaşayan insanlar da Anadolu’da yaşayan insanlar da Osmanlı’nın bakiyesidir.  Biz aynı tarihin, aynı kültürün ve aynı medeniyetin mirasçılarıyız. O nedenle olmanızı farklı bir yerde olarak değerlendirmenizden öte adeta kendi evinizde, kendi yerinizde ve kendi yurdunuzdaymış gibi değerlendirmenizi ve öyle görmenizi özellikle istirham ediyorum. Çünkü Türkiye sizindir, sizin atalarınızın ve bizim atalarımızın ortak emanetidir. Balkanları da öyle görüyoruz. Balkanları da İstanbul gibi görüyoruz. Bosna’yı da Makedonya’yı da, Karadağ’ı da diğer bütün Balkan ülkelerini ve şehirlerini de biz kendi şehirlerimizden ayırmadık, ayırmayan bir anlayışı da hayata geçirdik.

Dünyamız 20. Yüzyılda milyonlarca insanın hayatını kaybettiği iki büyük savaş yaşadı. Bu savaşların ardından 50 yıl geçti. Arkasından Soğuk Savaşlar yaşadı,  duvarların üstüne duvarlar örüldü, kapıların üstüne kapılar kapandı. 400 yıl birarada yaşayan kardeşlerin, dostların Aynı medeniyetinin mirasçılarının biraraya gelmesi neredeyse imkansız hale geldi. Barış coğrafyası olan Balkanlar, bu süreçlerde hem 1. Cihan Harbi’nde hem 2. Cihan Harbi’nde, hem Soğuk Savaş’ın bittiği dönemin akabinde kan ve gözyaşına boğuldu. Ama bilesiniz ki, her hadiseden sonra adeta bunlar İstanbul’da, Ankara’da olan kardeşlerinizi üzdü, dualarıyla, başka imkanlarıyla sizlerin yanında olmak için, imdada koşmak için her zaman gerekeni yaptı, bundan sonra da yapmaya devam edecektir.”

ELİ KANLI DİKTATÖRÜN ZULMÜNDEN KAÇANLARA KARŞI DA SESSİZ VE DUYARSIZ KALAMAZDIK

Türkiye’nin her zaman güçten yana değil, haklıdan yana bir siyaset izlediğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle konuştu: 
“Biz Türkiye olarak her zaman şunu esas aldık; güçten ve güçlüden yana olan bir siyaseti bugüne kadar hiç uygulamadık. Haktan ve haklıdan yana olan siyaseti her zaman siyasetimizin merkezi yaptık. Dünyanın neresinde olursa olsun bir sıkıntı olduğu zaman, sıkıntıda olanlara el uzatan bir anlayışı ortaya koyduk.  Boşnak kardeşlerimize karşı bir soykırım yapıldığı zaman Türkiye’de milyonlarca insanın ellerinin dua için Allah’a kalktığını gördüğünüz gibi, yardım için de ellerinin uzandığını bütün dünya gördü. Bulgaristan’da soydaşlarımıza dönemin iktidarı zulmü reva görünce Türkiye’nin kapılarının açıldığını, dua eden ellerin nasıl semaya ulaştığını, yardım ellerinin nasıl semaya uzandığını herkes çok iyi bilir. Batı Trakya’da, Kosova’da, Karadağ’da, Makedonya’da nerede olursa olsun bir yardım isteyen, haksızlığa uğrayan, zulme uğrayan varsa ilk ses yükselten her zaman biz olduk. Uluslararası toplumu ayağı kaldırıp, akan kanları durdurmak için geceyi gündüze katan hep biz olduk. İnşallah bundan sonraki süreçlerde böyle acılar yaşanmaz, böyle sıkıntılar yaşanmaz, Balkan coğrafyası barışın, sevginin, saygının, refah ve saadet içerisinde yaşayan bir coğrafya olarak varlığını devam ettirir.

Sadece Balkanlarda değil, biz başka yerlerde de haksızlığa, zulme uğrayan varsa oraya da elimizi uzatmasını bildik. Saddam Halepçe’de orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin üzerine ölümler yağdırmaya başladığı zaman onlara da kucağımızı açtık. Afganistan’da ölümler insanların üzerine yağdığı zaman oradaki insanlara da kucağımızı açtık. Şimdi Suriye’de Esad kendi halkına savaş ilan etmiş, kendi halkını terörist ilan etmiş, havadan, karadan ve denizden kendi insanlarına ölüm yağdırıyor. Kapıya dayanan yüzbinler imdat diyor. Biz bunlara sessiz kalamazdık. Adam sende diyemezdik, gidin ne haliniz varsa görün diyemezdik. Bosna’da sessiz kalmadığımız gibi, Bulgaristan’da sessiz kalmadığımız gibi, Halepçe’de sessiz kalmadığımız gibi, Suriye’de ölüme, tecavüze maruz kalan, çoluk çocuk herkese, suçlu suçsuz demeden yok etmek isteyen eli kanlı diktatörün zulmünden kaçanlara karşı da sessiz ve duyarsız kalamazdık. Bizim medeniyet anlayışımız, bizim tarihimiz, bizim geleneklerimiz buna izin vermezdi, veremezdi.”

EY KILIÇDAROĞLU, BİZ ESED’İN ELİNDEN KAN AKARKEN ONUNLA KUCAKLAŞANLARDAN OLMADIK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’nin Suriye politikasına yönelik eleştirilerine de cevap veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi:
“Baktığınız zaman son dönemlerde konuşuluyor; işte Esad Türkiye’ye geldi, ziyaret etti deniliyor. Birlikte Bakanlar Kurulu toplantısı yaptınız, doğru. Elini sıktınız, doğru. Bunları biz yaptık, neden yaptık? Çünkü Esad o zaman zalim değildi. Halkını öldürmüyordu, havadan, karadan, denizden ölüm yağdırmıyordu. 100 bin civarında kendi insanını öldürdü. Bugün milletvekillerini Esed ile fotoğraf çektirmeye gönderiyorsun. Buradan bir kez daha söylüyorum; ey Kılıçdaroğlu, biz Esed’in elinden kan akarken onunla kucaklaşanlardan olmadık. Biz Esed’in elinden yüz binlerce Suriyeli kendi kardeşinin kanı akarken onunla yan yana fotoğraf çektirmek için milletvekillerimizi göndermedik yanına. Esad’ın elinden kendi halkının kanı akarken, onun elini sıkanlardan olmadık. Onunla fotoğraf çekilsin diye vekilleri göndermedik.”

KILIÇDAROĞLU VE DEVLET BAHÇELİ KENDİ KORKULARINA ESİR OLMUŞ

Türkiye’de süren çözüm sürecine değinen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle konuştu:
“Korkulara dayalı bir siyaseti yapmak istemiyoruz. Bakın şimdi Türkiye’de çözüm süreci var. Bazı partiler çıkmış, aman bölüneceğiz, şöyle olacağız, böyle olacağız diye korku pompalıyorlar. Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli kendi korkularına esir olmuş, kendi esaretlerinden mutlular, memnunlar ki, herkesin kendi korkularına teslim olmasını bekliyorlar. Eğer bu korkulara teslim olursak, hiçbir sorunu çözecek, adımı atacak cesareti kendimizde bulamayız. Tayyip Erdoğan önderliğinde atılan adım da böyle bir adım. Yiğitlikle, cesaretle, korkulara ve korkaklığa teslim olmadan atılan bir adım. Balkanlarda korkuları yaymak istiyorlar. Falan şöyle filan böyle bu korkulara sizler de teslim olmayın. 

Korkulara teslim olan anlayışı bir kenara ittik. TİKA’yı bu anlayışla çalışan bir kuruluşa dönüştürdük. 2002 yılında sadece TİKA vasıtasıyla sadece 86 milyon dolarlık yardım yaparken, 2012 yılında 2 milyar 530 milyar dolarlık bir yardım yaptık. 35 ülkede Yunus Emre Kültür Merkezi adı altında kültür merkezleri açtık. 2012’de Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar adlı kuruluşu kurduk. Nerede bir Türk topluluğu, bir akrabamız varsa biz oradayız. Türkiye her zaman imkanlarıyla o kardeşlerinin yanında olmaya devam edecek. Bu yıl 4 bin civarında genci burslarla Türkiye’de okutacağız. Bu bursların en büyük kısmını Balkan coğrafyasını ayırıyoruz. Bundan sonra da en büyük kısmı bu coğrafyaya ayırmaya devam edeceğiz. Türkiye’de okuyan gençlerimiz gelişen ekonomisi ve artan gücünün etkisiyle kendi ülkelerinde veya başka yerlerde daha rahat işler bulabileceklerdir. Bu öğrencilerimizi Türkiye için büyük bir şans, bir imkan olarak görüyor, Balkanlarla aramızda gönül köprümüzü kuracaklarına inanıyoruz. Gelecekte, cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili, bilim insanları, büyük işadamları olarak görüyor ve onların katkılarıyla Türkiye ve Balkan ülkeleri arasındaki ilişkilerin daha ileri noktalara taşınacağına inanıyoruz.

Bu vesileyle sözlerime son verirken, bu güzel  organizasyonu gerçekleştiren Bayrampaşamızın başarılı Belediye Başkanı Atila Aydıner ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Bereket Konvoyu’nu Balkanlara taşıyan Hüseyin Bürge kardeşime de çok teşekkür ediyorum. Balkan Gençlik Forumu’na katılan genç kardeşlerimizin buradan daha büyük bir birikimle ayrılacaklarına, kendileri, ülkeleri ve Balkanlar adına daha güzel işler yapacaklarına olan inancımla hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”

Başbakan Yardımcısı Bozdağ’ın konuşmasının ardından sahnede sazendeler yer alırken, Balkan ülkelerinden gelen gençler ülkelerinin toprağını temsilen bir poşet toprağı bir saksıya döktü. Daha sonra Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Başkan Atila Aydıner, Hüseyin Bürge, Cemil Yıldız ve diğer katılımcılar gençlerle tokalaştıktan sonra, 12 Balkan ülkesinin topraklarından oluşan bu toprağı bir çınar ağacına attı ve kardeşliği simgeleyen bir enstantane sergiledi. Program hep birlikte çekilen resimlerin ardından sona erdi.

on5yirmi5.com