İşte satır başları…
-İl ziyaretimi KKTC’ye yapmak suretiyle yolculuğumuzuun resmi diplomatik ilişkiler sürecin KKTC’den başlatmış oluyoruz. Anayla yavrunun buluşması ne kadar anlamlıysa buradaki buluşmamız da o kadar anlamlı. Yalnız da Azerbaycan yolculuğumuz var. Orası da bizim yıllar yılı hep bu şekilde bir teamül olarak yerine getirdiğimiz görevimizdir. Şimdi KKTC’de bugün gerek sayın Cumhurbaşkanıyla gerek ana muhalefet lideriyle gerek diğer meclis başkanımız, bakanlar kurulu üyeleriyle yapacağımız görüşmlerde Kuzey Kıbrıs’ın samimi dik duruşunun uluslarası camiadaki durumunu dertleşeceğiz. Önümüzde NATO zirvesi var. Ay sonunda BM var. Kıbrıs önemli bir gündem maddemiz. Ben gösterdiğiniz ilgiye şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Hiç bir zaman Kuzey Kıbrıs’ı unutmamız söz konusu olamaz. İnşallah 2 ay içinde artık Türkiye’den denizin altından su Kuzey Kıbrıs’a ulaşıyor. Artık barajlar tamam. Su ile birlikte ardından yine denizin altından elektrik de buraya ulaşmış olacak. Güney Kıbrıs’ın da ihtiyacı olduğu zaman attığımız bu adımları da barışın mesajı olarak alacaklardır.
Arzumuz şudur; özellikle garantör ülkeler olarak Türkiye nasıl görevini yapıyorsa aynı şekilde Yunanıstan’ın da bu görevini yapmasıdır. Eğer bu görevler yerine getirilirse inanıyorum ki çok kısa bir zamanda Kıbrıs sorunu hal yoluna girmiş olur.