Ali Ünal’dan itiraflar: Gülen’den Monica Mektubu

Olaylar
15Temmuz darbe girişiminin ardından ağustos ayında tutuklanan eski Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal, itirafçı olmak istedi, TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat PetekR...
EMOJİLE

15Temmuz darbe girişiminin ardından ağustos ayında tutuklanan eski Zaman gazetesi başyazarı Ali Ünal, itirafçı olmak istedi, TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek’e mektup gönderdi. Ünal’ın mektubu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletirken, Başsavcılık da Komisyon’un talebi üzerine Ünal’ın aralık ayında ‘tanık’ sıfatıyla verdiği ifadeleri Komisyon’a gönderdi.

Kamuoyunda uzun yıllar ‘Gülen’in sesi’ olarak bilinen Ali Ünal, 14 Aralık ve 28 Aralık 2016 tarihlerinde İzmir Cumhuriyet Savcısı Ömer Doğruöz’e verdiği ifadesinde çarpıcı bilgiler paylaştı. Halen İzmir 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan ve Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak istediği öğrenilen Ünal’ın ifadesinden bazı detaylar şöyle:

AliNevval Sevindi adlı gazetecinin Gülen’le yapmış olduğu ‘New York Sohbeti’ adlı röportajdan, New York’ta kalmış olabileceğini düşünüyorum. Daha sonra, Gülen’in bizzat anlatımına göre, merhum Süleyman Demirel kendisini arayarak, ‘tehlike geçti, dön artık’ demiş. Bu çağrı üzerine Türkiye’ye döndü.”

FETÖ OKULUNA PATRİK DESTEĞİ

“Fetullah Gülen bu seyahatinde 2 kişi ile görüşmesinden sıklıkla bahsederdi. Bunlardan biri Sydney Grifith adlı bir kişiydi. Bu kişi sanırım Katolik papazıydı. Diğeri de Türkiye’deki Patrik Bartholomeos’un ABD’deki temsilcisi olan bir papazdı. Hatta bu temsilcinin sonraki yıllarda ABD’de cemaate ait bir okulun açılmasına aracılık ettiğini Gülen’den bizzat duydum.”

Aliİsmail Büyükçelebi getirilerek ABD sorumlusu yapıldı. Bir de Türkiye’de iken eğitim hizmetlerini koordine eden Sait Aksoy getirildi. ABD’de ilk eğitim çalışmaları bunlarla başladı.”

PENSİLVANYA’DA ÖZEL BİRİM

“Gülen’in kaldığı binada bir ‘medya odası’ var. Bu odaya günde birkaç kez ellerinde kağıtlarla Gülen’in yanına gidip bir şeyler aktaran kişiler gördüm. ‘Bunlar kim’ diye sorunca, ‘Bunlar özel birim’ dediler. ‘Acaba’ dedim, kullandığı özel müfettişler mi var ve bu şahıslar onlar mıdır, yoksa başka özel görevlileri var mıydı, bilemiyorum. Merak da etmedim. Fakat bilgisayarlarında devamlı şifre olduğunu gördüm. Gülen’e okudukları kağıtları da imha ediyorlardı. Bunların doktor Ali Ursavaş‘ın ve doktor Selman’ın adamları olduğunu duydum.”

Ali

“Fetullah Gülen zaman zaman bazı önemli kişilere mektuplar gönderirdi. Bunlar içinde Tibet’in ruhani lideri Dalai Lama’nın olduğunu biliyorum. Bill Clinton’a (eski ABD Başkanı) da bir mektup yazıldığını biliyorum. Hatırımda kaldığına göre, seçimi kazandığında bir tebrik mektubu idi veyahut Monica hadisesinden dolayı bir teselli mektubu idi.”“Fetullah Gülen zaman zaman bazı önemli kişilere mektuplar gönderirdi. Bunlar içinde Tibet’in ruhani lideri Dalai Lama’nın olduğunu biliyorum. Bill Clinton’a (eski ABD Başkanı) da bir mektup yazıldığını biliyorum. Hatırımda kaldığına göre, seçimi kazandığında bir tebrik mektubu idi veyahut Monica hadisesinden dolayı bir teselli mektubu idi.”Darbe kâhini orada

Ali
Asker listesini gördüm

Ali Ünal, Haziran 2015’teki ziyaretinde Gülen’in odasına girip çıkan ve birinin adı ‘Mehmet’ olan iki kişinin de Gülen’e Türkiye ile ilgili olaylarıaktardığını ve ABD’den birileriyle görüşüp kendisini bilgilendirdiklerini düşündüğünü söyledi. Ünal, asker ve yargı teşkilatına ait imamları bilmediğini belirtirken, bununla beraber yaklaşık 10 yıl önce Gülen’in yaşadığı evde bulunduğu sırada şahit olduklarını şöyle anlattı: “Hamdullah Öztürk isimli bir şahıs, benim çalışmış olduğum bilgisayara bir CD takarak çıktı aldı. Bu çıktıda hatırladığım kadarıyla liste halinde asker isimleri yazıyordu. Bu listeyi alarak Gülen’e götürdü. Ben listeyi inceleyemedim. Listede yazan isimleri göremedim. Ancak Hamdullah Öztürk’ün askerlerden sorumlu imam olduğunu düşünüyorum. Bu da yine benim edindiğim intibadır.”

‘İbrahimî’ hayali

Ali Ünal, Gülen’in tüm dinleri birleştirerek ‘İbrahimî’ çatısıyla ‘tüm insanlığın halifesi’ olma niyetinden şöyle bahsetti: “Bir defasında Gülen, ‘Bu hizmetin geleceğini söylemek istesek, Türkiye’de dinin ızdırabını çekmiş iki insana söylerdim; Yaşar Tunagür ve Mehmet Kırkıncı Hoca’ dedi. Ben de merakla, ‘Davudilik mi’ dedim. Bundan şunu kast ettim. Hz. Davut hem peygamber hem halife idi. Yani hizmetinde bir hilafet fonksiyonu mu olacak manasında sordum. Sorumu anladı ve ‘Belki İbrahimîlik’ dedi. Yani Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim için ‘Seni bütün insanlara imam kılacağız’ buyurulur. Ben onun bu sözünden acaba bu ayetteki misyonu mu kastediyor diye düşündüm. Cemaatin siyasi bir gaye güdebileceğini hiçbir zaman düşünmedim. Zaten sempatimin sebeplerinden birisi de bu idi.”- Yenişafak