Ailelerin eylemleri 1 Haziran’da son bulacak

Olaylar
PKK’nın kaçırdığı ya da örgüte katılma yoluyla dağa çıkan 18 yaşından küçük çocuklarla ilgili Diyarbakır’da 11 ailenin eylemi sürüyor. Kamuoyunda çok ses getiren eylemler, bölge halkının PKK’ya karşı ...
EMOJİLE

PKK’nın kaçırdığı ya da örgüte katılma yoluyla dağa çıkan 18 yaşından küçük çocuklarla ilgili Diyarbakır’da 11 ailenin eylemi sürüyor. Kamuoyunda çok ses getiren eylemler, bölge halkının PKK’ya karşı ilk kez böylesi bir tepki göstermesi açısından önemli bulunuyor. Ancak hala bu çocukların serbest bırakılıp bırakılmayacağı meçhul. Bu çocuklarla ilgili gelişmeleri Mazlumder Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahim Ay’a sorduk. 

PKK’nın kaçırdığı çocuklarla ilgili eylemler sürüyor. 

11 ailenin tamamının bize başvurusu var, sadece 1 tanesi çocuğunun kaçırıldığını iddia ediyor. Diğerleri çocukların kendi istekleri ile katıldıklarını ifade ediyorlar. Dolayısıyla çocuk kaçırma şeklinde değil, sadece yaşları henüz uygun olmayan, PKK’nın da kendini bağlı saydığı Cenevre sözleşmesine göre silah altına alınmaması gereken çocukları silah altına alması söz konusu. Bu noktada biz kaçırma şeklinde bir beyanda asla bulunmadık. 

Kamuoyuna böyle yansıdığı için biz bu ifadeleri kullanıyoruz. 

Sürekli böyle işlendiği için bunu belirtme ihtiyacı duydum. 

Çocuklar ister kendileri gitmiş olsunlar, ister kaçırılmış olsunlar ortada nihayetinde Cenevre Sözleşmesi’ne aykırı olan ve ailelerin de kendilerini mağdur hissettikleri bir durum var. 

Cenevre Çağrısı açısından değerlendirilebilecek iki unsur var. Birincisi, PKK’nın Cenevre Çağrısı’nda imza attığı, kabul ettiği kısmıyla, 14-16 yaş arasındaki kimseyi silahaltına almaması ve bunları çatışmalı ortamdan uzak tutması gerekiyor. Dolayısıyla bu yöndeki imzası gereğince bu yaş aralığındaki çocukların ailelerine geri verilmesini talep ediyoruz. 16-18 yaş arasındaki çocuklar ilgili olarak ise PKK, kendini herhangi bir yükümlülük altına sokmamış. Biz bu şerhin kaldırılması ve bunun bir gereği olarak da 18 yaşına kadar olan herkesi ailelerine teslim etmesini talep ediyoruz. Geri kalanların kendi iradeleri söz konusu. 14-18 yaş arasındakilerin iradesi ile ilgili tartışmalı bir husus olabileceği için, bunların her halükarda ailelerine teslim edilmesini talep ediyoruz. Aileler de demokratik, meşru bir eylem yapıyorlar. Bunları destekliyoruz; bunlar insani, doğal taleplerdir. Keşke bu taleplere uygun bir şekilde cevap verilse ve bu çocuklar ailelerine dönseler. 

Bu konuda BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, örgüt yetkilileriyle bir görüşme yapacağını açıkladı. Sizin takip ettiğiniz kadarıyla bu çocuklarla serbest bırakılmasıyla ilgili bir gelişme var mı? 

Selahattin Demirtaş, dün ailelerle bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmede daha çok iki tarafın birbirini anlamasına ve sorunun nasıl aşılabileceğine dönük görüşmeler yapıldığını biliyoruz. Parti nezdinde yapılabilecek girişimler var, örgüt nezdinde yapılması gereken girişimler var. Bunlar partinin kendi işleyişi içinde olan şeyler, bu yüzden bunlarla ilgili çok bilgim yok ama bu görüşmeden ailelerin memnun ayrıldığını biliyoruz. Hatta eylemi de 1 Haziran’da sonlandıracaklar. Zaten biz sürekli aileler ile irtibat halindeyiz. Umarız tez zamanda aileler çocuklarına kavuşurlar. 

Daha önce de PKK tarafından kaçırılan ya da PKK’ya kendi gidip katılan küçük yaşta çocukların olduğunu biliyoruz. Belki o çocuklar orada büyüdü, belki şu son süreçte gündeme gelmeyen ama 16 yaşının altında gençler var PKK bünyesinde. Şimdi böyle bir duyarlılığın oluşması ve PKK’ya karşı ilk defa böyle bir eylem yapılmasını siz nasıl yorumluyorsunuz? Çözüm sürecinin bu konuda bir etkisi olmuş mudur?

Tabi ki mutlaka çözüm sürecinin bu konuda etkisi olmuştur. Çözüm süreci, iki tarafa da yükümlülükler yükleyen bir süreç. Anneler, çözüm süreci varsa neden çocuklar hala örgüte katılıyor ya da silah altına alınıyor diye PKK’ya soruyorlar. Bu noktada da kendi açılarından haklılar ancak bu eylemlerin bu kadar büyümesinin bir sebebi de, ailesinin eyleminin sonucunda Sinan Böçküm’ün teslim edilmesi oldu. İlk yapılan eylem başarıya ulaşınca diğerleri açısından da bir umut kaynağı oldu. İki aile ile başlayan eylemler yayıldıkça, haberlerde işlendikçe şimdiye kadar eylem yapmaya gayret edemeyen yahut da acısını içine gömmüş aileler bu şekilde eyleme katıldı. Hem çözüm süreci hem de Sinan Böçküm’ün ailesinin eyleminin başarıya ulaşması sonucu daha fazla eylem yapılıyor. 

Bu eylemler, bundan sonra PKK’ya yapılacak katılmaların ya da kaçırmaların önüne geçecek, Kürt gençlerinin aileleriyle birlikte olmalarını sağlayacak ve farklı bir hayat sürmelerinin yolunu açabilecek bir sonuç verir mi acaba?

PKK’nın son 2-3 ayda örgüte katılımları arttırmasının belli bir sebebi var. Çözüm süreci nedeniyle çok fazla sorun yokmuş gibi görünüyor ama çözüm sürecinde bir kriz arifesindeyiz. Çünkü Lice-Diyarbakır karayolu şu anda kapanmış durumda. Biz de STK heyeti olarak bu bölgeye gittik, burada örgüt yetkilileriyle yolun açılması yönünde görüşmeler yaptık. Ama onlar çok ciddi bir krizin varlığına işaret ettiler. Devletin ‘kalekol’ yapımlarıyla barış sürecini bitirme gibi bir hareket içerisinde olduğunu, demokratikleşmeye yönelik adımların yeterli bir şekilde atılmadığını, bir yandan da 163 noktadaki ‘kalekol’ yapımlarına ihtiyaç olmadığı halde, bu inşaatların süreçten sonra artması ve devam edilmesi nedeniyle süreçle ilgili iplerin kopma aşamasına geldiği yönünde bir anlayış var. Bu nedenle PKK birçok kişiyi silah altına almaya devam edebilir. Hatta çocukları da sırf bu nedenle bırakmayabilir. İnşallah, böyle olmamasını umut ediyoruz ama ihtimallerden birisi de bu… O yüzden bu ailelerin eyleme başarıya ulaşsa bile çeşitli sebeplerle, PKK’nın 16 yaş üzerindeki çocukları ya da gençleri silah altına devam edebileceğini söyleyebiliriz.