Gönüllüsü olduğu İslami Dayanışma Vakfı’nın üyeleriyle “terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla yargılanan Şengöz, 2000-2001 arasında cezaevinde yatıp, tahliye olduktan sonra yurt dışına gitti.
Yargıtay’ın hapis cezasını onaması üzerine 2006 yılında Türkiye’ye dönen Şengöz, 8 yıldır kaldığı Malatya E Tipi Cezaevi’nden denetimli serbestlik kapsamında tahliye edildi.
Zekeriya Şengöz, cezaevi çıkışında, eşi Sevda, çocukları, torunları, arkadaşlarının yanı sıra, AK Parti Malatya Milletvekilleri Öznur Çalık ve Mustafa Şahin, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Sivil Dayanışma Platfomu Başkanı Ayhan Ogan, Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, çeşitli illerden sivil toplum kuruluşu temsilcileri, yöneticileri ve vatandaşlar tarafından karşılandı.
Şengöz’e, torunları Ahmet Yusuf ve Behliha İrem Kırma çiçek verdi.
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Şengöz, kendisini unutmayıp, özgürlüğüne kavuşmasının sevincini yaşayan herkese teşekkür etti.
“Artık özgürlük denebilir mi bilmiyorum” ifadesini kullanan Şengöz, şöyle konuştu:
“Tam 15 yıl oldu. 15 yıl, üzerimizden dozer gibi geçtiler. 28 Şubat sürecinin oyuncuları, evet çeşitli vesilelerle bize yapmış oldukları bu oyunda, bu tezgahta, şu an direnerek gücümüzü ve maneviyatımızı koruyarak, aklımızı muhafaza ederek, kalbimize ve vicdanımıza da danışarak özellikle kimseye husumet beslemedik. Yanlışlık da yapmadık. Kimseye de düşmanlık etme gibi bir durumumuz da şu anda yoktur. İki tane torunum var. Görüşlerde geldiler, öyle büyüdüler. Şu cezaevinin içerisine girip çıkmaktan ve beni ziyaret ettiklerinde, hep böyle bir burukluk, eziklik içlerinde kaldılar.”
Bundan sonra özgürlüğü yaşamak durumunda olduğunu belirten Şengöz, hayatın devam ettiğini vurguladı.
– “Maşalar kenara çekildi, pis oyunlarına kendileri soyundular”
İçeride ya da dışarıda, bu hayatın imtihan sürecini geçirmesi gerektiğini dile getiren Şengöz, şunları kaydetti:
“İşte şu an o imtihanı vermekle karşı karşıyayız. Ben de aynı imtihanı içeride kısmen verdim, Rabbim nasip etti. Hep böyle direnmeye çalıştım. Gücümü korumaya çalıştım ve hiçbir zaman direncimi yitirme gibi bir pozisyona düşmemeye gayret gösterdim. Arkadaşlar, yarım parçamız içeride kaldı. İçeride kardeşlerimiz var, yığınlarca insan var. Kardeşlerim, eğer şartlar düzelmezse içerideki insanların mahpus edilmesinin bir anlamı kalmıyor. İlla ki şartların düzelmesi lazım. 28 Şubat süreci öyle bir süreç ki, bu süreçte bizi itibarsızlaştırmak için inançlarımızdan, özelliklerimizden, özellikle de değerlerimizden irtibatımızın koparılması için öyle korkunç hadiselerle karşı karşıya kaldık ki… Allah’a hamd olsun, şu gün, o maşa olarak kullanılanlar kenara çekildi ve bizahiti oyunun kurucuları, o pis oyunlarına, kirli elleriyle bizatihi kendileri soyunmaya başladılar. Şu an onu görüyorum ve halk olarak, millet olarak, ülke olarak, ülkenin saf, temiz, berrak vatandaşları olarak, değerli kardeşlerim bu kirli oyunları, tezgahları biz insanlara bu şekilde, bu halkın vatandaşlarına reva görenlere karşı mücadelemizi devam ettirmek gerekiyor.”
– “İnançlı bir insan için cezaevine uğramak her an mümkün”
Zekeriya Şengöz, mücadele etmek gerektiğini belirterek, “Halkın kurtulması için, toplumun rahat bir nefes alabilmesi için, değerlerimizi koruyup muhafaza etmemiz için… Bu bizim için kaçınılmaz. Yoksa bizim gibi insanların içeride nöbet tutması bitmez. Evet şunu da bilmek lazım ki, değerli olan, özellikle de hassasiyetleri olan, inançlı bir insan için bir gün, eğer mücadele veriyorsa, kenarda, köşede, kıyıda, bucakta olmaktan uzak bir hedefi varsa, işte şu arkadaki cezaevine uğramak her an mümkündür arkadaşlar” diye konuştu.
Konuşmasının ardından yakınları ve bazı arkadaşlarıyla cezaevinin önünden ayrılan Şengöz, babası Hüseyin Şengöz’ün Malatya Şehir Mezarlığı’nda bulunan kabrini ziyaret etti.