Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Yemen’de Husilerin ülkede yarattığı güvenlik sorunu ve yönetim boşluğunu incelemek için özel bir oturum düzenliyor.
Oturumda konuşan BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon, Husilerin yönetimi ele geçirdikten sonra Yemen’de siyasi krizin tırmandığını vurgulayarak, ülkenin daha büyük bir kaosa sürüklenmemesi için gereken tedbirlerin alınması için BMGK’nin Yemen oturumuna katılan 15 ülkeye çağrı yaptı.
Ban, ayrıca BMGK’nın oturumunda ülkede bulunan tüm taraflara siyasi çözüm ile ilgili açık ve net mesajların gönderilmesini istedi.
Siyasi çözüme bir an önce ulaşılması gerektiğini vurgulayan Ban, “Yemen, gözümün önünde çöküyor. Böyle durup seyredemeyiz” dedi.
‘Yemen fırtınanın ortasında’
BM Yemen özel temsilcisi Cemal Bin Ömer de, BMGK Yemen oturumunda yaptığı konuşmada, ülkenin ‘fırtına rüzgarlarının ortasında’ olduğunu belirterek, iç savaşa sürüklenebileceğini ifade etti.
Ülkede yaşanan krizlerden tüm siyasi tarafları sorumlu tutan özel temsilci, ülkede geçici siyasi sürecin ‘çökmek üzere’ olduğunu vurguladı. “Yemen şu an yol ayrımında duruyor. Ya iç savaşa sürüklenir ya da siyasi süreç yeniden olması gereken yoluna döner.” ifadeleri kullandı.
Bin Ömer, ülkedeki tüm siyasi taraflara iç savaşı engelleme çağrısı yaptı.
BMGK’nin Yemen konusunda bir an önce harekete geçmesini isteyen Bin Ömer, ülkedeki krizler devam ettiği takdirde El Kaide gibi grupların güçleneceğini söyledi.
Körfez ülkeleri harekete geçiyor
Körfez ülkeleri adına BMGK’nin Yemen oturumuna katılan Katar BM Temsilcisi Alya El Sani, Husilerin Yemen yönetimini ele geçirmesini darbe olarak nitelendirerek, BMGK’nin bir an önce Husilerin yönetimden el çekmesini sağlaması gerektiğini ifade etti.
El Sani, Husilerin ‘terörist bir grup’ olarak gösterilmesini istedi.
Al Jazeera muhabirinin edindiği bilgilere göre, New York’ta toplanan Körfez ülkelerinin temsilcileri de BMGK’ye sunulacak bir Yemen karar tasarısı hazırladı.
Söz konusu tasarı Husilerin yönetimden çekilmesini, silahlarını orduya teslim etmesini ve Sana’daki devlet binalarından ayrılmasını ön görüyor.
Yemen’de son durum
Yemen’de İran destekli Şii Husiler, 4 aydan beri başkent Sana’yı elinde bulunduruyor. Hükümet ile başkente giren Husiler arasında 21 Eylül 2014’te “Barış ve Ulusal Ortaklık Anlaşması” imzalanmıştı.
Yemen ordusu ile Husiler arasındaki çatışmalar ülkede karışıklık çıkarırken, diyalog görüşmelerinin kilit ismi Cumhurbaşkanı Hadi’nin Özel Kalemi Ahmed Avad Bin Mübarek’in 17 Ocak’ta kaçırılmasıyla gerilim iyice tırmandı.
Husiler bunun ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile Hadi’nin Sittin caddesindeki konutuna saldırdı. Çatışmalarda 9 kişi öldü, 80 kişi yaralandı.
Cumhurbaşkanı Abdrabbu Mansur Hadi ve Başbakan Halit Bahhah’ın hükümeti, Husilerin ülkeyi silah baskısıyla otorite altında tutmasını protesto ederek eş zamanlı istifa ettiğini açıklamıştı.
Husiler, cuma günü parlamentoyu feshedip yerine 551 üyeden oluşan, ülkeyi yönetecek Geçici Ulusal Konsey’i kurduğunu ilan etmişti.
Buna göre Konsey, 5 kişiden oluşan Başkanlık Konseyi’ni seçecek. Başkanlık Konseyi ise yeni cumhurbaşkanını belirleyecek.
Yemen’de eski devlet başkanı Ali Abdullah Salih’in görevini bırakmak zorunda kaldığı 2011’deki ayaklanmanın ardından ülkede istikrar ve güvenlik sorunu sürüyor.
Güneyde ayrılıkçı Güney Hareketi, Yemen ordusuyla çatışıyor. Kuzeyde ise İran’ın desteğini alan Şii Husiler ile Sünni aşiretler sık sık orduyla çatışıyor.
El Kaide ise güçlü olduğu birçok bölgede üslerini Yemen ordusuna kaptırıyor, buna karşın petrol ve doğalgaz borularına saldırarak orduyu operasyondan vazgeçirmeye çalışıyor. Hasar gören boruların tamiri güvenlik nedeniyle uzun süre alıyor; bu nedenle ülkede sık sık doğalgaz ve petrol arzında sorunlar yaşanıyor.
Yemen’de açlık sınırında yaşayan insan sayısı ise 10 milyona yaklaşmış durumda.