Tunus siyasetinin en önemli siyasi dinamiği olan En-Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi Tunus’ta kabul edilen anayasa ile ülkenin zor olanı geride bıraktığını düşünüyor. İşte Star gazetesinde yer alan röportajın önemli bölümleri…
Tunus, Arap Baharı’nın başlamasından bu yana anayasa hazırlayan ve kabul eden ilk Arap ülkesi oldu. Anayasanın kabulünün ardından ülkenizin geleceğine ilişkin öngörüleriniz neler? Bundan sonra Tunus’ta ne gibi gelişmeler yaşanabilir?
Tunus halkı adına Türk halkını selamlıyorum. Tunus devrimini destekledikleri için Türk halkına ve Türk hükümetine takdirlerimi iletiyorum. Bu anayasanın kabulü çok önemlidir. Mecliste 216 sandalye var. Anayasayı 200 milletvekili kabul etti. Bu şekilde Tunus halkının tamamı kendisini bu anayasada görmüş oldu. Bu anayasa hem İslam değerlerini hem de küresel değerleri bir araya getirebiliyor. Bu da modern hak ve hukukun eşitliğini kabul eden bir anayasadır. Tunus artık geleceğe doğru ilerleyecek. Bu sene içinde bir genel seçim ve başkanlık seçimi yapacağız. Partilerden bağımsız olan geçiş hükümeti ile seçimi yapacağız.
BATININ MISIR’DAKİ TUTUMU SKANDALDIR VE AHLAKİ BİR SORUNDUR
Batı’nın Mısır’da yaşananlara yaklaşımını, darbeye darbe diyememesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Batı siyasal İslam’dan korkuyor mu?
Batının Mısır siyaseti skandal ve çifte standarttır. Mısır’da yaşanana darbe diyemediler. Ahlaki bir sorundur da aynı zamanda bu yaklaşım. Olayı doğru ismiyle tanımlamadılar.
İslam konusunda uzlaşma var, ancak şeriat konusunda uzlaşma yok
Yeni Anayasada İslami öğretiler ifadesi kullanılıyor ancak şeriat vurgusu yok… Bu ve bununla beraber bu anayasanın en önemli özellikleri neler?
Tunus tecrübesi başarılı bir evliliğin neticesinde oldu. İslam ve demokrasi… İslam ve insan hakları. Farklı ideolojilerden altı parti bir araya gelmiştik. 10 sene boyunca komünistler, milliyetçiler ve bizim de olduğumuz farklı gruplar bir araya geldik. Ve bu uzlaşıya varıldı.
Bu ittifak 2006’da başlayan bu diyalogun neticesinde kuruldu. İslam ile modern devletin çatışmayacağını bu ittifak göstermiş oldu. İslam devleti, özgürlükleri ve eşitliği sağlayabiliyor. İslamın bir adı da Şura… Şura demek demokrasi demektir. İslam ve demokrasi çatışmıyor gördüğünüz gibi.
Tunus bir İslam devletidir. Şeriata gerek yok. Şeriat konusunda ittifak yok Tunus’ta, ancak İslam konusunda solcusuyla milliyetçisiyle herkes uzlaşı içinde. İttifak sağlanmadığı için şeriat vurgusu anayasaya girmedi.
Tunus anayasası, iki ayrı nokta açısından da dikkat çekici bulundu. Öncelikle kadın hakları açısından Tunus, söz konusu anayasayla diğer Arap ülkelerinin açık ara önüne geçmiş oldu. İkinci ve ilginç bir nokta da, ‘tekfir’in anayasal bir suç olarak belirlenmesi.
Tunus’ta Mısır’ın Müslüman Kardeşler Hareketi’nden esinlenmiş olan Nahda hareketi bu başarıyı sağlarken, Mısır’da neden bu olanlar yaşandı? Batı siyasal İslam’dan korkuyor mu?
Her iki ülkenin farklılıkları var. Mısır toplumu Tunus toplumundan daha karmaşık daha renkli. Asker, Mısır’da 50 yıldır iktidarda ve kolay kolay iktidardan çekilmez. Tunus’ta ise askerin siyasete müdahalesi olmamıştır. Mısır’da tek din, tek mezhep yok. Mısır’ın altyapısı farklı olduğu için bunlar yaşandı. İhvan ile Nahda hareketlerinin arasındaki fark nedeniyle değil.
Gizli örgütlere karşıyım, siyasi çalışmalar açık yapılmalı
Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmeleri izliyor musunuz? Fethullah Gülen cemaatine yakın dış bağlantıları olan bir yapı tarafından hükümete darbe girişiminde bulunuldu. Dini referansları olan bir grubun devlet içinde örgütlenmesi ve ayrı bir yapı oluşturması doğru mudur?
Tam olarak izlemiyorum. Halkı ve liderleri diyaloga davet ediyorum. Ayrıntılara bakmadım, fakat hata yapan varsa kanun işlesin. Ayrıca herkes diyalog içinde olsun. Gizli gruplara, gizli örgütlenmelere karşıyım. Siyasi çalışmalar açık yapılmalı.
İsrail ile ilişkilere nasıl bakıyorsunuz?
İsrail işgalci bir devlettir. Tunus’ta yeni kabul edilen anayasaya İsrail ile normalleşmeyi yasaklayan bir madde kurma girişimi En-Nahda engeline takıldı ve bu madde yeni anayasada yer almadı. Öte yandan, Tunus’un Fransızca yayın yapan gazetesi La Presse’de yer alan bir haber de dikkat çekiciydi… Kuzey Afrika’da artan El Kaide tehdidine karşı, ABD askerlerinin Tunus, Cezayir ve Libya sınırlarında konuşlandırılabileceğine dair olasılıkların tartışıldığı birinci sayfa haberinde, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns’ün Tunus gezisine dikkat çekiliyordu.