Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla dikkatleri üzerine çeken Suudi prenslerinden Halid bin Ferhan bin Abdulaziz Al Suud, yaptığı açıklamayla Suudi krallığından neden ayrıldığını, Suudi yönetiminin tavrı ve Arabistan’ın siyasi durumunu Rusia el-Yaum TV kanalına yorumladı.
Prens Halid bin Ferhan, resmi sosyal paylaşım sitesinde de Suudi rejiminden ayrıldığını ve yönetim karşıtı İslami Islah Hareketi’ne katıldığını açıklayan bildiri yayınladı. Bildirisinde kendisiyle aynı görüşte olan diğer prenslere de ‘Allah’ın rızasını gözeterek’ sessizliklerini bozma çağrısında bulunan Prens Halid bin Ferhan, kendisinin ve ailesinin halen ülkeye hâkim olan aile ile çok acı tecrübelere sahip olduğunu belirtti. Prens, ‘Suudi Arabistan’ı yöneten Suud ailesinden ayrıldığını onur duyarak açıkladığını’ ifade etti.
Muhaliflerin safına katıldığını duyuran Halid bin Ferhan’ın Arapça yayın yapan Rusia el-Yaum TV kanalının kendisiyle yaptığı mülakatı siz okuyucularımız için tercüme ettik. İşte Prens Ferhan’ın Suudi yönetimi ile ilgili çarpıcı açıklamaları!
ÜLKENİN ZENGİNLİĞİ KRALİYET AİLESİNİN HİZMETİNDE
Siz, Suudi Arabistan’ın Kraliyet ailesi tarafından kötü yönetildiğini ve halkın çıkarlarına zararlı olduğu gerçeği karşısında vicdanınızı rahatlatmak için Kraliyet ailesinden ayrıldığınızı söylediniz. Tam olarak ne demek istiyorsunuz?
Ben şunu demek istedim: Suudi Arabistan’da iktidarın ve ülkenin zenginliğinin ortak vatandaşların ve insanların çıkarları için olması gerekirken Kraliyet ailesi kendi çıkarları için az sayıdaki aile üyelerinin hizmetine vermiştir. Onlar diğer ülkelerdeki gibi halkın meşru taleplerini bile duymuyorlar. Halkın bu talepleri ve gereksinimleri arasında şunlar var: İnsanların siyasi yaşama katılımı, yürütme, yargı ve yasama organları ve yetkilerini belirleyecek şeriat hukukunu temel alan anayasa düzenlenmesi… Suudi yetkililer vatandaşların onuruna saygı duymalı, insan haklarını korumalı ve insanların özgürlüğünü vermeliler.
KEYFİ TUTUKLAMALAR, SÜRESİZ GÖZALTILAR ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİYOR
Ayrıca siz, Suudi Arabistan’da güçlü bir baskı olduğunu söylediniz. Nasıl bir baskı, ne şekilde bir baskı olduğunu düşünüyorsunuz?
Evet, güçlü bir dalga… Kuşkusuz, Suudi yetkililer Arap devrimlerinden korkuyorlar. Onlar, Arap devrimlerine cevap olarak geleneksel şekilde baskı, şiddet, keyfi tutuklamalar yapıyorlar. En basit önlem olarak mesela maaş günü maaşların ödenmemesi, işten çıkarma… Suud rejimi adalete dayalı değildir, özellikle İçişleri Bakanlığı. Suudi Arabistan’da Adalet Bakanlığı, bağımsız bir otorite değildir. Soruşturma ve savcılık makamları İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak çalışır. Bakanlığın yetkilileri, fikir özgürlüğüne ilişkin “suç” olarak görülen vakaları soruşturuyorlar.
Özellikle, soruşturmada delil uyduruyorlar ve bir avukat bulundurmaya da izin vermiyorlar. Böyle keyfi tutuklamalar çokça olmakta ve süresiz gözaltılar gerçekleşmektedir. Sanık kişi mahkemeye başvurur ve mahkeme serbestlik kararı verse bile, İçişleri Bakanlığı bu karara rağmen sanığı gözaltında tutmaya devam edebilmektedir. Hatta vakıalar ölümle bile sonuçlanabiliyor. Harici muhalefete gelince, muhalefet yurt dışında olduğu halde Suudi istihbaratı tarafından taciz edilmektedir. Sadece yurt içinde olanlara değil, yurt dışında olanlara da tehdit söz konusudur.
MUHALEFET ÇITAYI YÜKSELTTİ, REJİM TEHLİKEDE!
Suudi Arabistan’da iktidarı sürdüren Kraliyet ailesine karşı, muhalefetin niteliği ve yönü hakkında bilgi verebilir misiniz?
Daha önce vatandaşların amacı, isteklerini karşılamak için daha fazla hak ve özgürlükleri sağlamak idi ve devlet yönetiminde insanların temsilini genişletmek ile sınırlı kalmışlardı.
Ancak yetkililer bir diyalog başlatmak yerine şiddet ve baskı ile cevap verdiler. Bu şiddet ve baskıdan sonra muhalefetin talepleri de yükseldi. Muhalefet, örneğin İngiliz sistemine benzer bir anayasal monarşi getirilmesini önerdiler. Yine, Suudi yetkililer baskı ile cevap verdiler. Şu anda talepler ve gereksinimlerin daha da yükseldiğine inanıyorum. Şimdi artık mevcut Suudi rejiminin devrilmesi hakkında konuşabiliriz.
EN BÜYÜK MUHALEFET, GENÇLER
Yine de muhalefetin niteliği ve yönü hakkında bilgi istiyorum. Nasıl bir muhalefet diyebiliriz? Bu muhalefet nedir?
Her şeyden önce, biz İslami muhalefetten bahsedebiliriz. Muhalefetin çok çeşit görüşleri vardır. Laik muhalefet de vardır. Ama bence herhangi bir partiye bağlı olmayan gençliğin yaptığı muhalefetin gücü, gerçek güçtür. Gençler, diğer ülkelerde olduğu gibi özgürlüklerini istiyorlar. Kendi ülkesinin vatandaşı olduğunu hissetmek istiyorlar ve saygı görmek istiyorlar. Bu gençler herhangi bir partiye ve harekete bağlı olmasalar da ben bunun rejime karşı oluşan etkin bir muhalefet olduğuna inanıyorum. Ben, gençlerin oluşturduğu muhalefetin Suudi Arabistan’da tam ve en güçlü muhalefet olduğuna inanıyorum.
UFAK ÇAPTAKİ REFORMLAR, DEVRİLME ENDİŞESİNDENDİR
Suudi Arabistan’da yer alan insan hakları ihlalleri çok nadiren de olsa ABD dâhil, Batı tarafından eleştirilmektedir. Sizce, neden Suudi Arabistan eleştiriye tabi değildir? Amerikan ve Suudi yetkilileri bir araya geldiklerinde Washington tarafından Riyad’a bir eleştiri olup olmadığı konusunda ne dersiniz?
Tabii ki ABD yönetimi ve Suudi Arabistan liderleri arasında uzun bir tarihsel bağ var. Onların bölgede ortak bir siyasi, ekonomik ve özellikle askeri çıkarları var. Eleştirilere gelince, onları açığa vuracaklarını sanmıyorum. Rejim devrilebilir korkusuyla Suudi liderler ve ABD yönetimi arasında daha fazla reform için gizli görüşmeler vardır. Ancak, bu değişiklikler ve reformlar Krallık vatandaşları için daha fazla özgürlük ve haklar sağlamak için değildir. Bu reformlar, tekrar ediyorum yalnızca rejimin devrilme endişesinden dolayı yapılmaktadır. Gerçekten Suudi Arabistan’da yayılmış bir baskı vardır; konuşma özgürlüğü, ifade özgürlüğü hiç yoktur. Vatandaşların hakları büyük ölçüde sınırlıdır. Hiçbir şeyi bir bağlantı veya himaye olmadan elde edemezsiniz. İdari, siyasi ve mali yapılarda Kraliyetin her alanında çok büyük yolsuzluklar söz konusudur. Yolsuzluk devlet yapısının tümüne nüfuz etmiştir. Tüm yetkililer, en düşüğünden en yükseğine kadar iş yapmak için rüşvet almayı, vermeyi öğrenmişler.
DoğruHaber