Uluslararası koruma isteğine tepki gösteren Arap İnsan Hakları Örgütü Sözcüsü Heysem Menna, "Ulusal Koordinasyon Kurulu’nun içeride ve dışarıda şubesi var. (Gülerek) Üye sayısı, Ulusal Konsey’den de fazla. 500 üyesi var. Tüm akımlar ve partiler, Koordinasyon Kurulu’nda temsil edilmektedir. Bizde Kürt partiler var. Sadece bağımsız Kürt şahsiyetler değil. Biz, içeride ve dışarıda güçlü/etkili sese sahibiz. Biz, Suriye halkının Suriye devriminin hizmetindeyiz.
Söylemek istediğim ikinci husus ise 1978 yılından beri mücadele eden bir insan hakları savunucusu olarak “uluslararası koruma”nın ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Uluslararası korumanın ne anlama geldiğini, Irak’ta, Kosova’da, Sudan’da ve son olarak Libya’da nasıl gerçekleştiğini çok iyi bilirim. Biz, bu “uluslar arası korumayı” Gazze’de görmedik!
Biz, Güvenlik Konseyi’ne güvenemeyiz. Amerikan siyasetini temsilcileri olsak ve Amerikan siyasetine de güvensek, Amerika’nın “bizi bu rejimden kurtaracağını, Golan’ı geri döndüreceğine ve Kudüs’ü ziyaret etme imkanını sağlayacağına” inansak, tamam. Ama bütün bunlar birer kuruntu" diye konuştu.
Doha’da yapılan görüşmelerde 25 kişiden sadece 3 kişinin Ulusal Konsey’de ısrarcı olduğunu belirten Menna, Ulusal Konsey’in kuruluş sürecini demokrat bulmadığını belirterek, Ulusal Konsey’e katılmasının mümkün olmadığını kaydetti.
Ulusal Konsey’in Suriye halkının meşru temsilcisi olduğu iddiasına tepki gösteren Menna, Ulusal Konsey’in Suriye’deki rejime karşı mücadele eden farklı bir oluşum olarak gördüğünü vurguladı.
Başta kardeşi olmak üzere ailesinden 5 kişi rejim güçleri tarafından öldürülen Menna’nın yine ailesinden 35 kişi göz altında bulunuyor.