Alman İslam Konferansı’nın genel kurul toplantısında, aile içi şiddet kınanırken, köktendinci Selefilere karşı dikkatli olunması gerektiğinin altı çizildi. Toplantı, tartışmaların gölgesinde yapıldı.
Alman İslam Konferansı’nın perşembe günü Berlin’de yapılan yedinci genel kurul toplantısı, Hrıstiyan Birlik partileri (CDU/CSU) Alman Meclis Grup Başkanı Volker Kauder’in “İslam Almanya’nın bir parçası değildir” şeklindeki sözlerinin gölgesinde başladı. Ancak, Kauder’in tartışma yaratan sözleri, toplantının gündemine gelmedi. Geçen yıl İslam’ın Almanya’ya ait olmadığını ifade eden Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich bile bu sözlere yorum getirmekten kaçındı.
Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich
Toplantı arasında basına açıklama yapan Friedrich, genel kurul toplantısında ağırlıklı olarak ele alınan konulardan birinin cinsiyet eşitliği olduğunu söyledi. Hrıstiyan Sosyal Birlik partili (CSU) bakan, bu çerçevede aile içi şiddet ve zorla evlendirmeyle mücadeleye ilişkin ortak bir bildiri üzerinde uzlaşma sağlandığını belirtti. Friedrich, aile içi şiddet ve zorla evlendirmenin din ile ilişki olmadığını vurgulayarak, "aile içi şiddet ve zorla evlendirme dinin bir sonucu değil, bunların (Müslümanların) geldiği ülkelerdeki geleneksel, ataerkil yapıdan kaynaklanıyor ve bunların dinle, İslamiyetle ilgisi bulunmuyor" dedi.
Selefîler mercek altında
Selefîler, Almanya’da tartışmalara yol açan Kur’an-ı Kerim dağıtma eylemine hafta sonu da devam etti. Güvenlik birimleri eylemin malî kaynağını araştırıyor.
Kur’an-ı Kerim tartışması sürüyor
Ücretsiz Kur’an-ı Kerim öfkesi
Almanya’da yaşayan Müslümanların çalışma hayatına katılımı, İslam din dersine ilişkin gelişmeler, imamların eğitimi toplantının gündemindeki konular arasındaydı. Ancak İslam Konferansı’nın genel kurul toplantısına gündemin ana maddeleri arasında olmamasına rağmen damgasını vuran konu Almanya’daki Selefilerin faaliyetleri oldu. Selefilerin geçtiğimiz günlerde Almanya’nın çeşitli kentlerinde Kur’an-ı Kerim nüshalarını ücretsiz olarak dağıtması tartışmalara yol açmıştı. Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Hrıstiyan Demokrat Birlik partili (CDU) Uwe Schünemann, konunun toplantının gündemine alınmasında ısrarını sürdürdü. Hrıstiyan Sosyal Birlik partili Bakan Friedrich ise konunun İslam Konferansı kapsamında oluşturulan ilgili çalışma gruplarında ve Müslümanlarla güvenlik işbirliği çerçevesinde sürekli gündemde olduğunu vurguladı. Schünemann’ın talebini yerine getirmeyen Friedrich, yine de Selefilerin faaliyetlerini endişeyle karşıladıklarını kaydetti. Friedrich, "çünkü Selefiler geliştirdikleri propaganda ağı ile göçmen kökenli olan ve olmayan gençleri kendi hedefleri doğrultusunda kazanmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
Toplantıya katılan Müslüman örgütlerin temsilcileri de Selefilere karşı olduklarını vurguladı. Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer bunu memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Hrıstiyan Demokrat Bakan Böhmer, Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Müslüman örgütlerin Selefilere karşı pozisyon almasından dolayı müteşekkirim. Bu toplantıda beni etkileyen noktalardan biri de şu oldu: Müslüman örgütler, Müslüman gençlerin Selefiler gibi köktendinci gruplardan etkilenmesini engellemek için gençlere yönelik çalışma yapmaları gerektiğini görüyor.”
Friedrich puan topladı
Selefilik konusunun İslam Konferansı genel kurul toplantısının ana gündem maddeleri arasına alınmasına karşı çıkan isimlerden biri Baden Württemberg Eyaleti Uyum Bakanı Bilkay Öney’di. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Bakan, Friedrich’in toplantıda izlediği tutumu olumlu bulduğunu ifade etti. Öney, şunları söyledi: “Neticede Friedrich’in bunu güzel toparladığını düşünüyorum, güzel toparlayıp bunun güvenlik konferansı olmayacağını belirtti. Müslümanlarla ilgili diyaloğun sürdürüleceğini belirtti. En önemli mesaj da buydu zaten."
Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Hrıstiyan Demokrat Birlik partili (CDU) Uwe Schünemann
Selefilerin köktendinci bir grup olduğunun tüm katılımcılar tarafından kabul edildiğini vurgulayan Berlin merkezli Almanya Türk Toplumu adlı derneğin Genel Başkanı Kenan Kolat ise toplantının “güvenlik zirvesine” dönüşmemesini olumlu olarak gördüğünü söyledi: “İslam Konferansı’nın içeriklerinde bir sorun yok. Kadınlarla ilgili, eşit haklarla ilgili çok güzel kararlar alındı. Bunları geri attığında ise güvenlik olayını ön plana çıkartan, İslam’ı bir güvenlik sorunuymuş gibi gören bir anlayışa çevrilmek istendi ama başarılı olamadı. Bence bu konferansta en önemli konu, güvenlik konferansına dönüşecek miydi, dönüşmeyecek miydi ve dönüştürmeme kararı alındı.”
İslam düşmanlığı gündeme gelecek
İslam Konferansı, önümüzdeki aylarda da çalışmalarını sürdürecek. Önümüzdeki bir yıl boyunca çalışma gruplarında, aşırılığın önlenmesi konusu ele alınacak. Çalışmalarda İslam düşmanlığı konusunun yoğun olarak işleneceğini belirten Bakan Friedrich, önümüzdeki sonbaharda konuyla ilgili bir sempozyum düzenleneceğini belirtti. İslam düşmanlığı konusunun ele alınmasını Müslüman örgütlerin temsilcileri talep ediyordu.
2006 yılında eski İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble tarafından hayata geçirilen Alman İslam Konferansı, Müslümanlarla çoğunluk toplumu arasındaki diyaloğun artırılmasını ve Müslümanların topluma uyum sağlamasını hedefliyor. İçişleri Bakanı Friedrich’in ikinci kez ev sahipliği yaptığı Alman İslam Konferansı zirvesine, hükümet ve eyalet temsilcilerinin yanı sıra Müslüman örgütlerin temsilcileri katılıyor.