Fransa‘nın 19. yüzyıldaki Cezayiri işgali sırasında öldürdüğü Cezayirli mücahitlerin kafataslarının bir müzede tutulmasını ve bir dönem sergilenmesini gündeme getiren akademisyen İbrahim Senouci, Fransa’nın Cezayir’de geçmişte yaptığı sömürgeciliğin olumlu bir faaliyet gibi yansıtılmaya çalışıldığını belirtti.
Fransa’nın Cezayir’i ilk sömürgesi altına almaya çalıştığı zamandan kalan ve Paris’teki İnsan Müzesinde bulunan Cezayirli mücahitlerin kafataslarının Cezayir’e iadesi için kampanya başlatan ve yaklaşık 30 bin imza toplayan Cergy-Pontoise Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi İbrahim Senouci, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Fransa’nın sömürgecilik faaliyetlerinin topluma anlatılma yöntemini eleştiren Senouci, “Fransa’da siyasi liderlerin son zamanlarda yaptığı açıklamalarda da sömürgeciliğin kötü bir şey olmadığı ve bir kültürü paylaşmak için yapılan olumlu bir faaliyet gibi sunulduğunu görüyoruz. Bu konuyla ilgili bir yasa çıkarılması da söz konusu olabilir ancak hazır değil anlaşıldığı kadarıyla.” dedi.
Siyasetçilerin amacının Fransa tarihiyle ilgili kötü hatıraları toplum hafızasından silmek olduğuna işaret eden Senouci, “Fransa tarihinin çok da şanlı olmayan bir sayfası, övünülmesi gereken bir dönem gibi yansıtılıyor. Cezayirli mücahitlerin 170 yıl sonra hala mezarlarının olmaması ve kafataslarının bu şekilde sergilenmesi gerçekten dayanılır gibi değil. Bir müzenin büyük bir katliamla başları kesilerek öldürülen insanların kafataslarını bulundurması ahlak dışı.” diye konuştu.
Senouci, Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday olan, Nicolas Sarkozy döneminin eski Başbakanı François Fillon’un seçim kampanyası için yaptığı bir konuşmada, “Fransa Afrika, Asya ve Kuzey Amerika’da kültürünü paylaşmak istediği için suçlu değil. Köleliği Fransa icat etmedi.” ifadelerini kullandığını anımsattı.
Mücahitlerin kimliklerinin tespit edilebilmesi için kafataslarının çok önemli olduğunu belirten Senouci, “Kafatasları bizim için çok önemli çünkü bu savaşta mücadele eden direnişçilerin ailelerine dair kimsenin bilgisi yok. Cezayir’in her köşesinden gelerek savaşa katılan direnişçilerin çoğu hayatını kaybetmişti. Eğer onların ailelerine dair bir bulgu ortaya çıkarsa kafataslarının kimlik tespiti kolaylaşabilir.” ifadelerini kullandı.
“İade için kanuni engel var”
Fransa Dışişleri Bakanlığından konuyla ilgili yapılan son açıklamada kafataslarının iadesi için Cezayir hükümetinden resmi bir talebin gelmesi gerektiği belirtilmişti. Bakanlığın açıklamasını değerlendiren Senouci şunları kaydetti:
“Şimdilik Cezayir tarafından yapılan resmi hiçbir talep yok. Cezayir Hükümeti hiçbir talepte bulunmadı. Sorun Fransa’daki yasalarla ilgili biraz da. Zira bu buluntular Fransa’nın devredilemez kültür mirası olarak nitelendiriliyor. Kanuni engelin aşılması için de Ulusal Meclise bir yasa tasarısı sunulması gerekiyor.”
Paris’te arkeoloji eserlerinin sergilendiği İnsan Müzesi’nde muhafaza edilen ve dünyanın pek çok yerinden getirildiği belirtilen 18 bin kafatasına ilişkin kimlik belirleme çalışmaları Senouci’nin başlattığı kampanyayla ülke gündemine taşınmıştı.
Kimlik tespiti yapılan 500 kafatasından 36’sının 19. yüzyıl ortalarında, Fransa’nın Cezayir’i sömürgesi altına almaya başladığı zamanlarda öldürülen Cezayirli mücahitlere ait olduğu belirlenmiş ancak geri kalan kafataslarıyla ilgili çalışmaların da devam ettiği açıklanmıştı. Müzede özel bir kısımda muhafaza edilen kafataslarının bir dönem müzede sergilenmesi birçok kesimin tepkisine neden olmuştu.