Irak’ta yaşananların asıl nedeni petrol mü?

Ülkeler
OPEC’in Suudi Arabistan’dan sonra büyük üreticisi Irak’ta IŞİD’in Musul’u almasıyla başlayan süreç enerjideki denklemi değiştirebilir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminleri, gele...
EMOJİLE

OPEC’in Suudi Arabistan’dan sonra büyük üreticisi Irak’ta IŞİD’in Musul’u almasıyla başlayan süreç enerjideki denklemi değiştirebilir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminleri, gelecek 20 yılda üretimin yarısı Irak’tan gelecek, milli geliri Suudi Arabistan’a eşit olacak şeklindeydi ancak bu tahminler yapılırken Irak’ta IŞİD faktörü yoktu.

Londra merkezli Global Resources Corporation ve Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü’ye göre Irak ile ilgili yapılan senaryolar IŞİD ile çöpe gitti. Al Jazeera’ye konuşan Öğütçü, “Yaşananlara sadece dini unsurlar açısından bakılmamalı, denklem çok karışık. Petrol de önemli bir unsur” dedi:

“Irak’ın hedefi 2020 yılında üretimi 10 milyon varile çıkartmaktı. Bu da Suudi Arabistan ile aynı düzeyde üretim demek. Aynı zamanda petrolün bollaşması ve Suudi Arabistan dışında bir ülkenin de yedek kapasitesi olması demek. İran ve Irak, Suudi Arabistan’ı dengelemek için stratejik ortak olarak birlikte çalışma kararı aldılar. Üretimin 10 milyon varile çıkması için 2020’ye kadar 450 milyar dolarlık yatırım öngörülüyordu. Petrolün uluslararası piyasalara nasıl ulaştırılacağı önemliydi. Birinci kanal Basra’dan, Hürmüz Boğazı üzerinden gidecekti, orada İran etkisi çok güçlü. İkinci yol da Kerkük-Ceyhan Boru Hattı’nı kullanarak Türkiye üzerinden ulaştırmak. Böyle bir durumda IŞİD’in ortaya çıkmış olması, Sünni devlet kurma hedefi… Bu tabii ki dengeleri kökten değiştirecek.”

Öğütçü, IŞİD’ın ortaya çıkmasının yatırımcılar için güven ve istikrarı yok edeceğini, bu durumda 450 milyar dolarlık yatırım hedefinin gerçekleştirilmesinin çok zor olacağını söyledi. Öğütçü, “Özellikle yabancı yatırımcılar ürkecekler” dedi. Bu durumda da Irak’ın üretimi artırıp, Suudi Arabistan’ı geçmesi de zorlaşacak.

“Kürtler köşeye sıkıştığı anda denklem değişti”

Bir diğer konu da Kerkük’ün statüsü. Irak’ın üretimi günlük 3.4 milyon varil ve bunun üçte biri Kerkük’ten geliyor. Kerkük’ün günlük üretimi 1 milyon varil. Öğütçü, “Kerkük şimdi Kürtlerin eline geçti, statüsü tartışmalıydı, kısa sürede alevlenmez, şu anda öncelik farklı ama işler durulunca yeniden gündeme gelecektir. Kerkük-Ceyhan Boru Hattı’nın çalışması da güçleşecek” dedi. Kerkük-Ceyhan Boru Hattı, IŞİD’ın saldırıları nedeniyle bir süredir çalışmıyordu. Kürtler, Kerkük petrolünün ihracatı için Kerkük-Ceyhan yerine kendi boru hatlarını kullanacaklarını açıkladı.

Mehmet Öğütçü mevcut tabloda Kürtlerin elinin güçlendiğini dile getirdi:

“Kürtler tam köşeye sıkıştıkları anda denklem değişiyor. Kürtler sürekli ülkeyi bölmeye çalışmakla suçlanıyordu. Oysa görüldü ki bölgedeki en istikrarlı, güvenli yer orası. Kürtler şimdi ihracatta istediklerini gerçekleştirecek, petrolü Basra’ya gönderme ihtimalleri yok artık ve bağımsız boru hattı da inşa edilmiş durumda. Bu durumda Bağdat’ın ve uluslararası camianın direnci azalacak.”

Öğütçü şu anda yapılanın adını vermeden Körfez desteğiyle Sünni özerk bölgesi yaratılması olduğunu söylüyor, IŞİD’in Sünni bölgesinde kendi altyapısını ve kaynaklarını oluşturduğunu belirtti:

“Ülkenin en büyük rafinerisi kaybedildi. Irak o açıdan güçlük çekecek. IŞİD’in sadece Musul’da değil, Suriye’nin doğusunda da zengin petrol yatakları var. Irak’ın kaynaklarının yüzde 75’i Basra’da. Yüzde 20’ye yakını kuzeyde. IŞİD’in Kürtlerle aralarında ciddi ihtilaf çıkacaktır önümüzdeki dönemde. Bunlar sadece teröristler değil, Baas’ın eski mensupları, Irak ordusunun Sünni kademeleri… Maliki’nin aşırı mezhepçi yaklaşımı nedeniyle Sünniler bir türlü kendilerini Irak’ın parçası göremediler. Şu anda fiili bir şekilde, vahşi bir şekilde Suriye’deki Sünnilerle, Irak’takiler birleştirildi.”

“​En kötü senaryo IŞİD’in Bağdat’a inmesi ve İran’ın işin içine girmesi”

Mehmet Öğütçü en kötü senaryonun IŞİD’in aşağıya, Bağdat’a inmesi olduğunu ve İran’ın bu işin içine girmesi olduğunu düşünüyor:

“Bağdat’ın aşağısı zor ama Bağdat’ta Sünniler var. Bağdat, Brüksel olabilir. Brüksel’deki Valanlar ve Flamanlar gibi, Sünni ve Şiilerin yöneteceği bir Bağdat olabilir. Basra’ya inmelerini çok zayıf görüyorum, ona güçleri de yetmez, başka güçler de izin vermez. İkinci büyük risk İran’ın bir şekilde işin içine girmesi. Samara, Kerbela gibi kutsal saydıkları yerlere saldırılar olursa o zaman İran işin içine karışır ve denklem işin içinden çıkılmaz hale gelir. Bunu ben Irak üzerinden büyük güçlerin düşmanlığı, bir yerde Körfez ülkelerinin İran’a karşı hamlesi olarak görüyorum. İran’ın katılma riski olursa petrol fiyatları tavan yapar.”

Mehmet Öğütçü yaşananların Türkiye’yi de hazırlıksız yakaladığını söyledi. Öğütçü’ye göre mevcut tablo Kerkük’ten petrol akışını etkileyecek bir durum, Kürt bölgesinin güçlenmesi. Kerkük-Musul’un statüsü Türkiye’yi düşündürmeye devam edecek ama ihtilaflı bölgelerin de Kürtlerin eline geçmesi, IŞİD’e göre daha tercih edilebilir görünüyor.

“Şam-Tahran-Ankara-Erbil-Bağdat birlikte hareket edebilir”

Öğütçü bölgenin Türkiye’nin arka bahçesi olduğunu, stratejinin çok akıllıca çizilmesi gerektiğini söyledi. Öğütçü’ye göre IŞİD ile resmi olmayan kanallarda ilk temasları Türkiye yapmalı:

“Türkiye sadece Kürtlerle ortaklıkla yetinmeyip, IŞİD’ın sahneden çekilip, inanılır bir grubun gelmesine yardımcı olabilir. Tarık Haşimi gibi bir gücü kontrol etmiş Ankara’nın Sünni hareketinin ılımlı hale getirilmesinde önemli rol oynayacağını düşünüyorum. IŞİD ile gayri resmi kanallarda ilk temasları Türkiye’nin yapmasında yarar var. Resmi olarak görüşmek mümkün değil ama Türkiye’nin bu hareketi yok sayması mümkün değil. Türkiye tamamen perde arkası gizli diplomasi yoluyla durumu etkilemeye çalışmalı. Bu uzun süreli devam edecek bir durum. Böyle devam ederse Türkiye kendisini Şam ile aynı cephede bulabilir.”

Mehmet Öğütçü bundan sonra Ankara ve Erbil’in ilişkilerinin daha da güçleneceğini düşünüyor. Barzani’nin Tahran’a gittiğini hatırlatan Öğütçü, “Onlar da İran’ı rahatlatmaya çalışıyor. Sünni bölgesi olmasına rağmen IŞİD bu yaklaşımlarına devam ederse, Şam-Tahran-Ankara-Erbil-Bağdat birlikte hareket edebilirler ama bu, bölgedeki Sünni varlığının devam edeceği, kendilerine uygun liderlikle uluslararası sahneye çıkacağı gerçeğini değiştirmez” dedi.  

“Petrolün asıl kazananı bankalar”

Mehmet Öğütçü petrol fiyatlarının yükselmesinin de şirketlerin değil başta bankaların ve petrolün ticaretini yapanların işine yaradığını söyledi. Öğütçü’ye göre asıl parayı kazanan ise bankalar:

“Bu işten asıl kârı şirketler yapmıyor, onların üretimleri belli, aldıkları paralar belli. Bunlardan asıl parayı kazanan bankalar ve ticaretini yapanlar. Bankalar üreticilerden bile daha fazla para kazanıyor. Fiyatların artması ithalatçı Çin ve ABD’yi olumsuz etkiler ama ABD’nin önümüzdeki yıllarda kaya gazı üretimi artınca yüksek fiyatlar olumlu katkı yapabilir.”