Dünya Müslüman Alimler Birliği, Mısır’daki darbenin demokratik değişim isteyen Arap halklarına karşı yapılmış bir darbe olduğunu açıkladı. Fas’ta faaliyet gösteren Tevhid ve Islah Hareketi’ne 1996-2003 yıllarında başkanlık eden Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ahmed Raysuni, 3 Temmuz 2013’te Mısır’daki darbenin, ülkenin seçimle işbaşına gelen ilk sivil Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye ve İhvan’a değil meşruiyete, demokrasiye, halka, Arap Baharı’na ve onun hedeflerine karşı yapıldığını ve daha önce benzeri görülmemiş tarzda kıyımlara şahit olunduğunu söyledi.
İKTİDARLAR İSTENMİYOR
Tunus’ta başlayan ve adım adım Arap ülkelerine yayılan Arap Baharı’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Raysuni, “İstenmeyen bazı rejimlerin iktidarda bulunması, halkların büyük sıkıntılarla boğuşmasına sebep oldu. Bu durum da bazılarını şiddete yönlendirirken, bazılarının da şiddete yönelmemesine rağmen aynı mantıkta düşünmesine yol açtı” diyerek Mısır ve Suriye’de yaşanan gelişmeleri örnek verdi.
ŞİDDET BİR ŞEY GETİRMEZ
Bölgedeki şiddetin arkasında yoksulluk, adaletsizlik, cehalet ve zulüm gibi nedenlerin yattığını söyleyen Raysuni ayrıca, “Barışçıl eylemlerin bir şey getirmediğini söyleyenler var. Onlara silah ve şiddet bir şey getiriyor mu diye sormak istiyoruz. Barışçıl eylem, toplumsal hedefleri gerçekleştiriyor. Arap Baharı, bunun delili” yorumunda bulundu.
Ehil olmayanlara ‘cihat’ eleştirisi
Arap Baharı yorumunun ardından fıkıh ve din eğitiminin gerilemesi nedeniyle ilimsiz dindarlığın ortaya çıktığını, bu dindarlığın da doğru bir zemin üzerine kurulmayan özel bir kültür oluşturduğunu vurgulayan Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ahmed Raysuni, İslam kültüründe “cihat” gibi farklı şekilde yorumlanabilecek konular bulunduğunu ve bu konulara işaret eden ayetlerin bugün, alimler yerine ilmi yeterliliği olmayanlar tarafından okunup yorumlandığını belirterek, bu konuda Yusuf el-Kardavi’nin “Cihad Fıkhı” isimli eserinin okunulması gerektiğini dile getirdi.