İsrail’de, 2’nci Dünya Savaşı sırasında soykırıma maruz kalan Yahudiler çeşitli etkinliklerle anılırken, Filistin halkı Avrupa’da işlenen bu suçun bedelinin kendilerine ödettirildiğini belirtiyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da yaşanan Yahudi Soykırımı’nı (Holokost) tasvip etmediklerini ve kınadıklarını belirten Filistinliler, İsrail’in Filistinlilere yönelik işlediği suçlarla, “başkalarının suçunu kendilerine ödettirdiğini” vurguluyor.
İsrail’deki anma törenleriyle ilgili konuşan Filistinli İbrahim İyad (47), “İsrail Yahudi soykırımının yasını tutuyor ve bunu tanımayanları kınıyor. Bununla birlikte Filistinlilere karşı benzer savaş suçları işlemekten geri durmayan İsrail, (Gazze Şerdi’nde geçtiğimiz yaz olduğu gibi) asker-sivil ayrımı gözetmeden kadın, çocuk, yaşlı herkese saldırıyor” ifadelerini kullandı.
Filistin’de her gün Holokost
İsrail işgali altında bulunan Batı Şeria’nın en büyük şehirlerinden Ramallah’ta ikamet eden İyad, “Filistinliler hergün ‘Holikost’u yaşıyor” değerlendirmesinde bulunarak, “Yahudi Soykırım’ı Avrupa’da gerçekleşti ama bedelini Filistin halkı ödüyor. Bu ahlaki değerlerden yoksun ve ironik bir durum” diye konuştu.
“Soykırıma uğramış bir millet bunun aynısını başka bir millete nasıl reva görebilir?” sorusunu soran Filistinli Ala Cemal (33) da, “Kudüs’ü Yahudileştirme faaliyetlerini ve yerleşim yeri inşaatlarını sürdüren İsrail, hiçbir hakkı olmadığı halde işgal ettiği topraklarda günlük olarak cinayet ve tutuklamalarına devam ediyor” dedi.
“Avrupalılar utanmalı”
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinli Ali Ciddeh ise Filistinliler olarak 2’nci Dünya Savaşı sırasında Yahudilere yapılanları kınadıklarını belirterek, bugünkü problemin, “İsrail’in 2’nci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin başına gelenlerin bir benzerini Filistinlilere reva görmesi” olduğunu kaydetti.
Ciddeh, “İsrail, Yahudilere yapılan katliamların benzerlerini bize karşı yapıyor. Avrupalılar, kendileri işlediği suçların bedelini Filistinliler ödediği için utanmalılar” ifadesini kullandı.
Uluslararası toplumun Filistin meselesine yönelik takındığı çifte standardı da eleştiren Ciddeh, dünya kamuoyuna, “Filistin meselesine yönelik adil bir yaklaşım sergilenmesinin zamanı geldi. Madalyonun iki yüzüne de bakılması lazım, sadece İsrail’in göstermek istediği tek yüzüne değil” diye seslendi.
“Holokost”ta 11 milyon insan öldürüldü
Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Partisi’nin yönettiği Nazi Almanyası döneminde, işgal edilen sınırlar içerisindeki yaklaşık 11 milyon kişinin sistemli bir şekilde öldürüldükleri katliama “Yahudi Soykırımı” ya da yakarak toplu katletme anlamına gelen “Holokost” adı veriliyor.
Yaklaşık 6 Milyon Yahudinin ırklarından dolayı hedef seçildiği Soykırım’da Yahudilerin yanısıra yaklaşık 5 milyon Roman, özürlü insan, Sovyet tutsak, Polonyalıve eşcinsel de Almanya’nın Nazi rejimi tarafından sistematik şekilde katledilmişti.
Almanya ve Nazilerin işgal ettiği sınırlar içerisindeki 40 binin üzerindeki bir tesis ağı, Yahudi ve diğer kurbanları; toplamak, hapsetmek ve öldürmek için kullanıldı.
Holokost’a giden süreçte şiddet ve soykırım aşama aşama gerçekleşti. Yahudilerin sivil haklarını elinden alan, en meşhuru 1935 yılındaki Nürnberg Yasaları olan, birçok yasa, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı patlak vermeden yürürlüğe girdi. Toplama kampları, mahkumların, ya bitkinlikten ya da hastalıktan ölene kadar köle gibi çalıştırılmaları için kurulmuştu. Almanya’nın her işgal ettiği yerde paramiliter grup Einsatzgruppen, Yahudileri ve politik muhalifleri, toplu infazlarla öldürdü.
İşgalciler, Yahudileri ve Romanları gettolara hapsedip, nakliye trenleriyle ölüm kamplarına gönderilmeden önce bir arada tuttular. Yolculuk boyunca ölmeyenler ya ölene dek çalıştırıldı, ya tıbbi deneyler için kullanıldı, ya da sistematik bir şekilde gaz odalarında öldürüldü. Almanya bürokrasinin her kolu, soykırımın lojistiğine yardım etti.
Birleşmiş Milletler, kampta bulunanların kurtarıldığı tarih olan 27 Ocak gününü “Dünya Holokost Anma Günü” ilan etmişti. İlki 2005 yılında düzenlenen törene birçok ülkeden üst düzey katılım gerçekleşmişti.
İsrail’de ise 2’nci Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybeden Yahudileri anmak için Nisan ayında da birçok etkinlik düzenleniyor.
Nakba ile Filistinliler vatanlarından sürüldü
Filistinliler, 14 Mayıs 1948’de İsrail’in, işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutulması nedeniyle 15 Mayıs’ı Nakba (Büyük Felaket) olarak anıyor. BM’nin 1950 yılında yayımladığı rapora göre dönemin Filistin nüfusunun yarıdan fazlası (957 bin kişi) vatanını terk etmek zorunda kalarak sığınmacı konumuna düştü.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu’nun verilerine göre, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85’i bugün İsrail kontrolü altında. Filistin halkının ise topraklarının ancak yüzde 15’ini kullanabiliyor.
İsrail, 1967 yılında işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da da Yahudi yerleşim yeri inşaatların devam ediyor. İsrail güçleri ayrıca Batı Şeria’nın çeşitli kentleri ile Doğu Kudüs’te sık sık baskınlar düzenleyerek, çeşitli iddialarla Filistinlileri gözaltına alıyor.