MUTLULUK, HAYATTAN DOYUM
Türk halkınının genel mutluluk düzeyi 2001 ekonomik krizi ertesinde dip yapmıştı. Bu tarihte, mutlu olduğunu (çok mutlu+biraz mutlu) söyleyenlerin oranı sadece %59 idi. Son araştırmada ise, mutlu olanların oranı %77 olarak bulundu. Başka deyişle, 10 yıl içinde, kendisini mutlu hissedenlerin oranı 18 puan artmış gözüküyor.
(TAM SAYIYA YUVARLANMIŞ YÜZDELER)
* Kendisini “mutlu” hissedenler (çok + biraz mutlu toplamı) %77
* 10 üzerinden ortalama “genel olarak hayattan memnuniyet” puanı 7.31
* Hükümete güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %61
* Orduya güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %75
* Polise güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %75
* Basına güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %41
* Başka bir dinden insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı)%38
* Başka milletten insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %39
* İlk kez tanıştığı insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %24
* “Bugün ülkemizde insan haklarına büyük ölçüde saygı gösteriliyor” diyenler %15
* “Bugün ülkemizde insan haklarına hiç saygı gösterilmiyor” diyenler %16
* Kendisini “dindar” olarak tanımlayanların oranı % 81
* Oruç tuttuğunu söyleyenlerin oranı % 87
* Namaz kıldığını söyleyenlerin oranı % 70
* Cehenneme inananların oranı % 97
* Son kuran bayramında kurban kestiğini söyleyenlerin oranı %57
* Ramazanda, lokantaların iftara kadar kapalı kalması gerektiğini düşünenler %44
* Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenler % 61
* “Din esas olarak öteki dünyaya anlam kazandırır” görüşüne katılanlar %79
* Tanrıya inanmayan politikacıları göreve layık bulmayanlar %55
* Yönetim görevlerinde dinibütün insanların bulunmasını yararlı görenler %51
* Dine ve dini değerlere saldıran kitap ve yayınların yasaklanmasını isteyenler %63
* Cem evlerine camiler gibi ibadethane statüsü verilmesini doğru bulanlar %58
* “Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur” görüşüne katılanlar %77
* Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler %79
* Yaşlı insanların toplum üzerinde bir yük teşkil ettiğini düşünenler %32
* Yaşlıların gereğinden fazla siyasi güce sahip olduğunu düşünenler %57
* Kendilerini mahallelerinde güvenlikli hissetmeyenler %17
* Güvenlik amacıyla silah veya bıçak taşıdığını söyleyenler %8
* İşini kaybedip, yeni iş bulamamaktan endişe duyanlar %68
* Telefonlarının dinlenip, e-postalarının okunmasından endişe duyanlar %52
* Çocuklarına iyi bir eğitim sağlayamamaktan endişe duyanlar %76
* Bazı koşullarda, adaletin sağlanması için savaşın zorunlu olduğunu düşünenler %43
* Son bir yıl içinde, yeterli yemek bulamadığını söyleyenler %15
* Evlerinde bulaşık makinesi bulunanlar %49
* Yazlık evi olanlar %7
* Evliliğin modası geçmiş bir kurum olduğunu düşünenler %8
* Seyrek de olsa, bilgisayar kullananlar %53
* Beyana göre, ortalama erkek boyu 173.8 cm
* Beyana göre ortalama kadın boyu 163.5 cm
* Beyana göre ortalama erkek kilosu 75.95 kg
* Beyana göre ortalama kadın kilosu 66.59 kg
* Ortalama beden kitle endeksi 25
* Sigara içmeyenlerin oranı %63
Araştırmanın verileri, 54 ilden tesadüfi olarak seçilen 1,605 denekle yüzyüze görüşülerek toplanmıştır.
SAĞ-SOL İDEOLOJİ
Türkiye Değerler Araştırması’nın başladığı 1990 yılından beri, bazı zigzaglar sözkonusu olsa da, Türk toplumunun ideolojik istikameti sağ. 2011 ise, kendisini siyasal yelpazenin sağında tanımlayanların en yüksek noktası oldu. Bu genel doğrultu, kriz yıllarında biraz yalpalıyor ama, sonra gene yönünü buluyor.
“ÖTEKİ”NE HOŞGÖRÜ
Farklı olarak görülen gruplardan insanları komşu olarak istememenin bir hoşgörü göstergesi olarak kullanılmasının tarihi 80 yıl kadar geriye gider. Bu göstergeyi ,ilk olarak Emory Bogardus “toplumsal mesafe” ölçeğinin bir ögesi olarak kullandı. Değerler Araştırmaları‘nda bütün dünyada bu “komşu isteme/istememe” sorusu soruluyor.
1990’dan bu yana, Türkiye’nin hoşgörü konusunda alacağı uzun bir mesafe bulunduğunu gözlemliyoruz. Bütün araştırmalar, bu konuda toplumumuza hayli kırık bir not veriyor. İstenmeyen grupların en başında da, gene 1990’dan beri yapılan bütün araştırmalarda olduğu gibi, eşcinseller geliyor.
2011 yılında da durum değişmiş değil. Bazı grupların komşu olarak istenmeme oranlarını şöyle bulduk:
Eşcinseller %84
AIDS’liler %74
Nikâhsız yaşayan çiftler %68
Tanrıya inanmayanlar %64
Şeriat yanlıları %54
Hristiyanlar %48
Başka bir dinden insanlar %39
Göçmenler, yabancı işçiler %39
Kızları şortla dolaşanlar %26
Oruç tutmayanlar %20
Sevmediği partiye oy verenler%17
Araştırmanın verileri, 54 ilden tesadüfi olarak seçilen 1,605 denekle yüzyüze görüşülerek toplanmıştır.
Milliyet