Bu tarihten itibaren yeni işgaliye taleplerine izin verilmedi. İşletmelerimizin, bina ve parsel özelliklerine bağlı olarak açık havayı kullanabilecekleri yeni bir model geliştirdi. Kurumumuza başvuran işletmelere yeni model anlatıldı, bazı işletmelerimiz bu yeni modeli uygulamaya başladı.
"Masa uygulaması"; sokaklarının, tüm vatandaşlarının istifadesine sunulması, sınır ve hak tanımaz işgaliyenin oluşturduğu kaos ve karmaşanın son bulması, sokaklardaki binaların üst katlarına talep oluşması gibi pozitif sonuçlarıyla Beyoğlu’nda büyük bir memnuniyetle karşılandı, büyük bir destek buldu.
Beyoğlu Belediyesi; bu uygulamayı, şehir hayatının kurallarını işletmenin bir gereği olarak gerçekleştirdi. Vatandaşlarının ve kuralların, tolerans sınırlarının, ilgili sokaklarda bitmesi üzerine zorunlu olarak yaptı. Bu gerçeği; uygulamanın muhatabı olan işletmeler de biliyorlar, kabul ediyorlar.
Buna karşılık; Beyoğlu’nun temsil gücünden kaynaklanan avantajlarını, kendi menfaatleri; haksız ve hukuksuz kazançlarını sürdürmek için kullanmak isteyen bir takım işletmeciler, uygulamanın başından beri yanlış bilgilerle, kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadırlar. Belediye üzerinde medya baskısı kurularak; kaos ve karmaşaya izin vermesi beklenmektedir.
Maalesef bu yaklaşım; bazı basın yayın organları ve medya mensupları tarafından da desteklenmiştir. Bu yayın organları; bir belediyecilik faaliyeti olan; "masa uygulaması"nı; "sevgilileri ayırdılar", "içki yasağı", "dini kurallar", "yaşam şekline müdahale", "Ramazan’da sokakta içki istemediler" gibi gerçekle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, önyargılı ve tahrik edici yaklaşımlarla kamuoyuna aktarmış, Beyoğlu Belediye’sine karşı tepki oluşturmaya çalışmışlardır.
Beyoğlu Belediyesi’nin haklılığı, gerekçeleri ve vatandaşların talebi net olarak bilindiği halde, aynı eğilim bugünlerde halen devam etmektedir. Belediye ve personel; "zorba", "kabadayı" gibi ithamlarla rencide edilmek istenmektedir.
Kamu hayatının devamı için, hepimizin birlikte ürettiği ve uymak zorunda olduğu kuralların uygulanmasına karşı gösterilen hayret verici düzeydeki bu yaftalama üzüntü vericidir. Kamuyu temsilen görev yapan personelin sözlü ve fiziki olarak maruz kaldığı şiddet, personelee fatura edilmektedir.
Unutulmamalıdır ki: "Zabıtaya atılan yumruk" hepimize atılmıştır. Zira Zabıta hepimiz adına görev yapmaktadır. Menfaati için kamu düzenini bozmak eğiliminde olanlar teşvik edilmektedir. Bazı basın yayın organlarımız, tek taraflı haberleriyle; "kişisel ve ticari menfaatlere" alet olmaktadır.
Bahse konu sokaklardaki yeni uygulama, kuralların bir gereği olarak başlamıştır. Yanlış ve yanıltmaya dönük haberler bu gerçeği değiştirmez. Vatandaşın memnun olduğu uygulama, aynı kararlılıkla devam edecektir.