Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) birlikte gerçekleştirdikleri araştırma, Türkiye’deki girişimci Suriyelilere ilişkin çarpıcı veriler ortaya koydu. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki 8 şehirde faaliyet gösteren 400 firmanın katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre, Suriyeli girişimcilerin yüzde 71.7’i, ülkelerindeki çatışmaların tamamen sona ermesinin ardından da ülkelerine dönmek istemiyor. Araştırmayla ilgili diğer çarpıcı detayları Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Direktörü Sibel Güven, Sputnik’e anlattı.
‘SURİYELİ GİRİŞİMCİLERİN YÜZDE 75’İ TÜRKİYE’YE GELMEDEN ÖNCE DE İŞLETMECİLİK YAPMIŞ’
Türkiye’de yaklaşık 10 bin Suriye ortaklı firma bulunduğuna işaret eden Güven “Türkiye’de 9 bin 978 Suriye ortak sermayeli firma bulunuyor. Bu firmaların yüzde 45’i toptan ve perakende sektöründe yüzde 14.4’ü imalat sanayinde yüzde 10’u da yiyecek-içecek alanında faaliyet gösteriyor. Yaptığımız araştırmaya katılanların yüzde 75’i Türkiye’ye gelmeden önce de işletmecilik yapıyorken; yüzde 25’i ilk defa Türkiye’de iş kurmuşlar. Bu yüzde 75’lik kısımda bulunan Suriyeli firmaların yüzde 67’si servis sektöründe faaliyet gösteriyor. Bunların yüzde 85’i, 10 kişiden fazla kişi istihdam ediyor. Mülteci start up’larının yüzde 78’i ise hizmet sektöründe faaliyet gösteriyor. Ve bu firmaların yüzde 84’ü de 10 kişiden az çalışana sahip. Daha önce faaliyet gösteren firmaların yüzde 10.9’u Türkiye’ye gelmeden önce de başka bir ülkede faaliyet göstermiş. En ağırlıklı olarak faaliyet gösterdikleri ülkeler Mısır, Suudi Arabistan, Sudan ve Birleşik Arap Emirlikleri olarak sıralanabilir. Bu firmalar içerisinde imalat gerçekleştirenlerin yalnız yüzde 17’si 50’den fazla kişi istihdam ediyor. Firmaların, yüzde 67 oranıyla, çoğunluğu ise ihracat gerçekleştiriyor” dedi.
‘SURİYELİLER BANKACILIK SİSTEMLERİNE VE HİZMETLERİNE ERİŞİM SAĞLAYAMIYOR’
Araştırmaya katılan girişimcilerin çoğunluğunun Türkiye’deki iş ortamını çok iyi bulduklarını aktaran Güven “Suriyeli girişimcilerin yüzde 85’i ortamın büyümeyi desteklediğini düşünüyor, ancak bu firmaların karşılaştığı en büyük zorluk ise, finansmana erişim. Bunun ötesinde diğer sorunları ise yasal çerçevenin belirsizliği. Bankacılık sistemlerine ve hizmetlerine erişimde yaşadıkları sorun da dikkate değer. Suriyelilerin finansal okur-yazarlıkları düşük. Bu durum ise bu sorunu daha da artırıyor. Bu girişimciler, Türkiye’de teşvik programlarından haberdar değil. Dil engeli tüm alanlarda büyük sorun. Suriyeliler ayrıca kendilerine özel bir teşvik mekanizması, ihale süreci, düşük tarifeler ve destek programları olmamasından da yakınıyorlar” dedi ve şöyle devam etti:
‘SURİYELİLER ETKİN BİR ŞEKİLDE PROFİLLENMELİ’
“Bazı sivil toplum kuruluşları, küçük küçük ölçeklerde çalışıyorlar ama Suriyelilerin gerçek profillerinin ortaya çıkarılmamış olması sebebiyle bu tür çabalar, yeterince fayda sağlamıyor. Her ne kadar çeşitli bilgiler toplanıyor olsa da bunlar açıklanmadığı ve bunların üzerinde araştırma yapılmadığı için gerçek profil nedir, hangi tür eğitimler verilmeli, hangi teknik ve beceri eğitimleri verilmeli, dil eğitimleri ne kadar etkin mi, bilinmiyor. Çalışma izni sorunu da büyük. Suriyelilerin çalışma izni alabilmesi için geçiçi koruma altında olması lazım ve bunu ancak işveren işçisi için 6 aydan sonra alabiliyor. Ayrıca başvuru süreci ve bu sürecin işleme konması çok uzun zaman aldığı için bu girişimciler, formal iş gücüne katılamıyor. Genellikle informal (gayriresmi) işgücüne katılım sağlayabiliyorlar. Bu işveren için de büyük problem. Yüzde 10 kotası sebebiyle, işveren ancak 10 Türk çalışan olduğu zaman, bir Suriyeli işçi alabiliyor. Bu entegrasyon sorunlarının en önemlilerinden biriyse,İŞKUR gibi kamusal kurumların ayrımcılık gözetmemek açısından bu tür bilgilerin Suriyelilerin anlayacağı dilde iletmede yetersiz kalması” dedi.
‘TÜRKLERİN YÜZDE 86’SI SURİYELİLERE ‘MİSAFİR’ OLARAK BAKIYOR, YÜZDE 71’İ İŞLERİNİN ELLERİNDEN ALINDIĞINI DÜŞÜNÜYOR’
Şimdiye kadar yayınlanan çeşitli araştırmaların sonuçlarına göre çıkan tabloyu aktaran Güven “Türklerin yüzde 86’sı savaş bitince Suriyelilerin ülkelerine geri döneceğini düşünüyor. Çünkü bizde hep ‘misafir’ kavramı var. Savaş bitince Suriyeliler geri döneceği görüşü yaygın. Fakat bu insanlar burada yerleştirler. Sadece buraya geldiklerinden itibaren burada 296 bin civarından çocuk doğdu. (Türkiye’ye) ilk gelenler şu anda ilkokul çağına vardı. Bunların mutlaka bir şekilde entegre edilmesi lazım. Ancak formal olarak çabalar, çok yavaş yürüyor. Dolayısıyla Suriyeliler kendi kendilerine entegre olmaya çalışıyorlar. Kendilerinin beyan ettiklerine göre yüzde 71’i de Türkiye’de kalmak istiyorlar. Ama bir taraftan da Türklerin yüzde 71’i Suriyelilerin kendi işlerini ellerinden aldığını düşünüyor” dedi.
‘MAHİR ELLER’ PROJESİNE BAŞLANDI’
Türkiye’deki mevcut Suriyelilerin profillerinin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, beceri düzeyi gibi ortaya çıkartılması gerektiğine işaret eden Güven “Biz bu amaçla, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Avrupa Komisyonu’nun katılımıyla büyük bir ‘Mahir Eller’ projesine başladık. Suriyelilerin beceri haritasının çıkartılması üzerine çalışıyoruz. Ölçeği de oldukça büyük. Dolayısıyla böyle bir çalışma sonucunda biraz daha bilgi edinip bu konuda daha formal veya tasarımla entegrasyona da biraz daha katkıda bulunması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Kaynak: Sputnik