25 Aralık postmodern darbe planı…
Son aşamada terörle ilişkilendirilecek Bilal Erdoğan üzerinden Başbakan Erdoğan hedefe konulacak ve tıpkı istifa eden bakanlarda olduğu gibi istifaya zorlanacaktı. İstifa etmezse de bu tıpkı dün olduğu gibi kanunlar zorlanarak hayata geçirilecekti.
Türkiye dün belki de tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşadı. İçine kendimi de koyduğum büyük bir kesim darbe girişimi olarak değerlendirdi 25 Aralık’ta yani dün yaşananları.
Önce neler yaşandı kısaca bir hatırlayıp, ardından dünkü operasyonun şifrelerini çözelim.
Bu arada şunu da belirteyim, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları bu yazının konusu değil. Onu başka bir yazıda ele alacağız.
Savcılar, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları nedeniyle 17 Aralık’ta yapılan operasyonun ikinci dalgası için öğle saatlerinde düğmeye bastı. Savcılar; birçok siyasetçi, bürokrat ve işadamının isminin yer aldığı listeyi İstanbul Emniyeti’ne gönderdi ve operasyon için harekete geçilmesini istedi. Ancak emniyet bu talebi yerine getirmedi.
İşte o andan itibaren Türkiye tarihinin belki de en önemli krizi patlak verdi. Ankara ve İstanbul adeta karıştı. Hatta Gezizekalılar zeka düzeyini ‘hükümet düşüyor’ seviyesine kadar çekti. Toplantı üstüne toplantı yapıldı ve operasyon emniyet ve hükümetin gösterdiği direniş sonrasında gerçekleşmedi.
Kriz gece saatlerinde Başbakan Erdoğan’ın Cuma günü açıklanacağı belirtilen yeni kabineyi duyurmasıyla donduruldu.
Yaşanan bu kriz kamuoyunda büyük bir kesim tarafından siyasete darbe planı olarak nitelendirildi.
Operasyonda gözaltına alınacakların listesine bakıldığında haksız da sayılmazlardı. Çünkü elli kişilik listeye öyle isimler eklenmişti ki operasyon Başbakan Erdoğan’a kadar uzayacaktı. Bu da yetmeyecek hem kendisi hem de partisi terör destekçisi listesine sokulacaktı.
Kafanız biraz karıştı farkındayım…
O yüzden daha fazla detaya girmeden konunun özüne dönelim, yani asıl plana…
Bazılarına göre operasyonu yöneten savcıların bilerek basına sızdırdığı listede iddialara göre Başbakan Erdoğan’ın oğlu da yer alıyordu.
Yani burada da tıpkı istifa eden bakanların çocukları için izlenilen yol izleniyor. Önce Bilal Erdoğan gözaltına alınacak ve sonrasında ise Başbakan Erdoğan hedefe konularak istifaya zorlanacaktı.
Planın ikinci ayağını ise listedeki en önemli isim oluşturuyor.
O kişi Yasin El Kadı…
Basına sızan ve yalanlanmayan listede kimsenin dikkat etmediği bu isim aslında operasyonun da kilit noktasını oluşturuyor.
Yasin El Kadı BM tarafından teröre maddi destek sağlamakla suçlananlar listesinde yer alan bir isim. Daha sonra bu suçlama her ne kadar kaldırılmış olsa da ABD El Kadı’yı hala terör destekçileri listesinde tutuyor.
Dünkü operasyonun kodları da işte tam burada gizli.
Listenin sızdırılmasının ardından medyaya operasyonun TMK 10 ve TMK 8. maddeden başlatıldığı bilgisi veriliyor. Bu maddeler terörün finansmanıyla ilgili. Yani El Kadı hakkında terör finansmanı suçlamasıyla yakalama kararı çıkarılacak.
Savcılar burada tıpkı ilk dalgada olduğu gibi bir cinlik yaparak Bilal Erdoğan’ı da aynı listeye koyuyor. Yani 3 ayrı operasyon tek potada eritiliyor ve yine algılarla oynanarak Bilal Erdoğan ABD’nin terör listesinde yer alan El Kadı ile ilişkiliymiş gibi gösteriliyor.
Bu operasyon gerçekleşmiş olsaydı, Bilal Erdoğan, El Kadı üzerinden terör bağlantılı biriymiş gibi gösterilecek ve bir sonraki aşamaya geçilecekti.
Bu arada hatırlayanlar bilir. Aylar önce medyadaki bazı isimler aylar önce alakasız bir şekilde Erdoğan yüzünden Türkiye’nin teröre destek veren ülkeler listesine alınacağı iddiasında bulunmuş ve kamuoyunda bu yönde algı oluşturulmaya çalışılmıştı. Bu doğrultuda bazı asılsız bilgileri belli periyotlarla kamuoyuna pompalamaya devam etmişlerdi.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra gelelim planın son aşamasına.
Son aşamada terörle ilişkilendirilecek Bilal Erdoğan üzerinden Başbakan Erdoğan hedefe konulacak ve tıpkı istifa eden bakanlarda olduğu gibi istifaya zorlanacaktı.
İstifa etmezse de bu tıpkı dün olduğu gibi kanunlar zorlanarak hayata geçirilecekti.
“Polis almazsa devreye jandarma girip tutuklama işlemini gerçekleştirebilir” şeklinde yayılan bilgilerin arkasında da bu plan yatıyor.
Sonrasında ise Başbakan Erdoğan terör destekçisi olarak yargılanacaktı. Lideri teröre destek vermekten yargılanan AK Parti’ye ise artık ne yaparlar gerisini siz düşünün…
Oyunun büyüklüğünü ve planı görüyor musunuz?
Şimdi tüm bunlardan sonra siz olsanız dün yapılana ’25 Aralık Darbesi’ demez misiniz?
Aklı başında olan herkes der.
Diyemeyenler varsa bilin ki, bana göre onlar ya bu darbe planın parçasıdır ya da gönüllüsü…