Sivas Numune Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların küçük yaşlardan itibaren günün önemli bir kısmını televizyon karşısında geçirdiğini, hem göze hem de kulağa hitap eden televizyonun çocukları kolayca etkisi altına alabildiğini söyledi.
Televizyonun çocukların ruhsal, fiziksel ve bilişsel gelişimi üzerinde olumsuz etkilerinin birçok çalışmada kanıtlandığını belirten Korkmaz, ”Bu olumsuz etkilere şiddet eğilimi, kaygı, korku, dikkat sorunu, aile ile iletişimin azalması ve sosyalleşme becerisinin gelişiminde eksikliğini örnek verebiliriz” diye konuştu.
Çocukların gerçeklik algılarının özellikle 7 yaş altı grupta yetişkinler kadar gelişmiş olmadığını dile getiren Korkmaz, ”Kurgusal yaşam ve gerçek yaşam arasındaki farkı tam olarak anlayamazlar. Bunun en güzel örneği zaman zaman medyaya yansıyan çizgi film kahramanları gibi davranmaya çalışan çocuklardır” ifadelerini kullandı. Siyah-beyaz televizyondan başlayan televizyon teknolojisinin sürekli gelişme katederek günümüzde 3D görüntü imkanı sunduğunu aktaran Korkmaz, şöyle konuştu:
”Televizyon teknolojisindeki gelişmeyle orantılı olarak televizyondaki yaşantıların gerçeklik algısı da artmaktadır. Teknoloji mağazalarında 3D görüntü izleyen çocukların görüntüye dokunmaya çalışması ya da kaçınması çocukların 3D görüntüyü daha gerçekçi algıladığını göstermektedir. Örneğin yaşı küçük bir olgumuz, 3D görüntü izlediği sırada etkilenip elindeki bardağı televizyon ekranına fırlatmıştır.”
Korkmaz, 3D teknoloji üreten firmalar tarafından da 3D görüntüye maruz kalmanın epileptik nöbetleri tetikleyebildiği, bulantı, baş ağrısı ve baş dönmesine sebep olabileceğinin vurgulandığını aktararak, ”Özellikle hamile kadınlar, yaşlılar, çocuklar, epilepsi tanısı olanlar ya da riskli grupta olanlar, uyku bozukluğu olanlar ve alkol kullananların 3D TV konusunda uyarılmalı” dedi. Çocuklara izlediklerinin sadece bir film olduğu ve gerçek olmadığının anlatılması gerektiğini vurgulayan Korkmaz, televizyon izleme süresinin kısıtlanması, alternatif uğraşı alanları sağlama, yönlendirme ve televizyonda karşılaşılan uygunsuz içeriklerin çocukla birlikte tartışılmasının 3D görüntünün yaygınlaşması ile daha önemli hale geldiğini sözlerine ekledi.
AA